Trump’ın haris tavırları, jeopolitik riskler ve NATO’daki büyük çatlağın arasında gözlerin çevrildiği, kuş uçmaz kervan geçmez Grönland‘da o beklenen seçimler Salı günü nihayet yapıldı ve solun ciddi dayak yiyerek iktidarı kaybettiği, önceden esamesi okunmayan partilerin ise yüzde 25-30’lar bandında oy aldığı ilginç bir parlamento ortaya çıktı.
Danimarka’ya bağlı özerk bir bölge olan Grönland epeyce uzun bir zamandır başta ABD olmak üzere bazı devletlerin ilgisini çekmekteydi fakat son aylarda Trump’ın nezaket sınırlarını aşacak boyutlardaki talepleriyle gündemde daha önemli bir yer tutmaya başladı. Nitekim Grönland halkı da bu ilgiye karşılık verircesine seçimlere yüksek bir katılım sağladı.
Yerel halkın ve politikacıların önceliği ile dışarının ilgisinin ne derecede örtüştüğünü görebilmek açısından bu seçimlerin bir değerlendirmesini yapmanın yararlı olacağı kanısındayım…
Liberal eğilimli parti (Demokraatit) ve bağımsızlığın en büyük savunucusu merkezdeki bir diğer parti (Naleraq) oy patlaması yaptılar. Bu iki parti, yaptıkları çıkış ve parlamentoda sağladıkları sayısal üstünlük göz önüne alındığında koalisyona oldukça yakın durumdalar. ¹
Seçimlerden önce bilinmesi gereken iki husus var.
Birincisi; Grönland’ın bağımsızlığı meselesi yeni değil, en az on beş yıldır masada. Danimarka, 1973’de Avrupa Birliği’ne tam üye olduğunda Grönland da doğal olarak birliğin bir parçası olmuştu. Ancak ilerleyen yıllarda kendi içlerinde bir referandum yaparak AB’den çıkmaya karar verdiler ve yalnızca dış işlerinde Danimarka’ya bağlı kaldılar. ²
Bunu biraz da oradaki halkın yaşam alışkanlıkları belirliyor. Bu devasa büyüklükteki ıssız adanın insanlarının genel olarak sakin ve başka yerlere aidiyet hissetmeyen bir karakterde olduğunu söylememiz pek de yanlış sayılmaz. Elbette son zamanlarda olan bitenin, yoğun ilginin ve potansiyellerinin de farkındalar. Fakat başta ekonomi olmak üzere kendi yerel sorunlarına kalıcı çözüm bulmayı önceliyorlar ve bu arayışta alacakları kararlara da saygı duyulmasını bekliyorlar.
Ancak, hiçbir şey geçen zaman içerisinde aynı kalmıyor kuşkusuz. Öncelikler, arayışlar, neslin yenilenmesi ve yeni jeopolitik dengeler bir takım değişimlerin önünü açabiliyor. Hatta ilginçtir; Trump’ın sözlü tacizleri olmadan önce yapılan kamuoyu yoklamalarında bir zamanlar AB’den kendi isteğiyle ayrılmış olan Grönland’da halkın artık AB’ye yeniden sıcak bakmaya başladığı ve eğilimin %60’a %40 gibi bir seviyede olduğu belirlenmişti. ³
İkinci husus ise siyasi vaadler ve beklenti. Şu anda başlıca tartışma konusu ve koalisyon görüşmelerinin ana teması “bağımsızlık” dan ziyade ülkenin başat sektörü olan balıkçılık sektöründeki sorunlar. Bağımsızlık zaten çoğu partinin hem fikir olduğu ama zamanlaması hakkında farklı görüşlerin olduğu bir konu.
Haber akışlarından çıkarttığım kadarıyla ve genel gözlemlerim neticesinde özetle Grönland’daki havanın şu şekilde olduğunu söyleyebilirim; “Ülke olarak herhangi bir yere ait olmak gibi bir acelemiz yok.
Öncelikle ekonomimizi daha iyi duruma getirmeli ve adım adım ilerleyerek uygun zaman geldiğinde Danimarka ile de istişare ederek bağımsızlığımızı ilan etmeliyiz. Bu süreçte anlayışla karşılanmak istiyoruz. Grönland Grönlandlılarındır.”
Bağımsızlık vurgusunun bu tonu ve olası yeni hükümetin öncelikler listesi, Grönland’ı hemen ABD’ye katmaya çalışan Trump’ı ne kadar tatmin etmiştir orası tartışılır. Ancak, oldukça yerelci ve ayakları yere basan bu yaklaşım bence gayet olumlu ve belki de en doğru yaklaşımdır. Sonuçta onlar için kaçmakta olan bir fırsat olmadığı gibi Danimarka da kendi kaderlerini tayin edebilmeleri noktasında bir baskıda bulunmamakta ve aslında birçok konuda olabildiğince yanlarında olmaya çalışmaktadır.
Muhtemelen örnek bir süreç yürütülecek ve çok uzak olmayan bir gelecekte bağımsız bir Grönland göreceğiz. Grönland hikayesi özelinde yaşanan bu gelişmeleri bilhassa Orta Doğu halklarının ve insan kanı dökerek emperyal planlara hizmet etmekten başka bir işlev görmeyen toplulukların dikkatine sunmak isterim.
●●●
Seçimlerden bahsederken türlü türlü manipülasyonları da kesinlikle göz ardı etmemek gerekiyor. Grönland seçimlerinde de bu yönde bilgilendirme ve Danimarka haricinde kaynağı belli dahi olsa seçim kampanyasına destek kabul edilmemesi yönünde uyarı yapıldı. Trump’ın dolarları ne kadar etkili olmuştur ya da olacaktır bunu zaman gösterir.
Tabii seçim manüpülasyonu konusunda Rusya ayrı bir kategori ve aslında ilgili ilgisiz her ülke için bir tehdit. Romanya‘daki cumhurbaşkanlığı seçiminde adaylardan birisinin yüksek mahkeme tarafından engellenmesinin açık nedeni tam da budur ve karar yerindedir. Demokrasi (!) diyerek bu tür müdahalelerden kaçınmanın sonucu siyaseti aşırı sağ unsurlara teslim etmek ve AB’yi açık tehditle karşı karşıya bırakmaktır. Elon Musk sosyal medyası X’de bu gelişmeye “Demokrasi nerede?” diyerek tepki gösterdi ama demokrasi bazen böyle bir şeydir, rejimin sigortası niteliğindeki kurumlar gerekli hallerde yine toplumun genel yararını gözeterek devreye girer ve zehirli olanları ayıklar.
Öte yandan Rusya için bir açık kapı her zaman olmalıdır ve Ukrayna‘nın razı olduğu ateşkes bu anlamda çok yerindedir. Şu andan itibaren deyim yerindeyse “üçe beşe bakmadan” kalıcı bir anlaşmanın sağlanabilmesi yolunda çaba sarf edilmeli ve kazanılacak süre zarfında bu denli yıpratıcı bir savaşı sürdürmek yerine Ukrayna’nın AB’ye entegrasyonu istikametinde çalışılmalıdır, rasyonel olan budur.
Pek tabii bu politikaların asıl merkezinde olması gereken Türkiye daha ön plana çıkmalıdır. Son günlerde başta Donald Tusk olmak üzere Avrupalı liderlerin ilgisi gayet olumludur ve fakat şimdiye kadar izlenen politikalar neticesinde karşılıklı olarak güven sarsılmış ve özellikle Türk kamuoyunda Avrupa’nın bu son açılımı bir heyecan yaratmamıştır. Öncelikle güven tesis edilmelidir. Bunun ilk ve en önemli adımı ise AB ülkelerinin Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına karşı daha saygılı tavır takınmaları ve hukuka riayet etmeleridir.
Dipnotlar:
1) Bu iki parti 31 sandalyeli Grönland parlamentosunda (Inatsisartut) toplamda 18 sandalye kazandı ve salt çoğunluğa sahip.
2) Grönland, 179 sandalyeli Danimarka parlamentosunda (Folketinget) 2 sandalye ile temsil ediliyor.
3) <EPINION for University Of Greenland / Grönland Üniversitesi için yaptırılan kamuoyu araştırması, Mart 2024>
https://knr.gl/da/nyheder/flertal-vil-have-groenland-tilbage-i-eu