İstanbul’da önceki gün yaşanan Şeyh Sait ayaklanmasının yankıları sürüyor. Olayla ilgili ortaya çıkan son gerçek, Leman’a saldıran güruhun Şafii-Kürt Şeriatçılardan oluştuğu. Bunun tespitine imkan veren ise saldırgan grubun İstiklal Caddesi’nin ortasında kıldığı namazın görüntüleri.
Bilindiği gibi Türklerin büyük çoğunluğu Hanefi mezhebindenken Sünni Kürtlerin neredeyse hepsi Şafii’dir. Ve her ikisi de Sünni mezhepler olmasına rağmen Hanefiler ile Şafiiler arasında namaz kılma şekli dahil birçok konuda farklılıklar vardır. Dolayısıyla sadece namaz kılışına bakarak bile karşımızdaki kişinin hangi mezhepten, hangi etnik gruptan olduğunu anlamamız mümkündür.
Hanefi mezhebinde namazda ayakta dururken (kıyamda) eller göbek altında bağlanır. Sağ el, sol eli bilekten kavrar. Şafiilerde ise sağ el, sol elin üstüne konarak göğüsle göbek arasında bağlanır. (Ayrıntıları merak edenler Türkiye Diyanet Vakfı’nın İslam Ansiklopedisi’ndeki “kıyam” maddesine bakabilirler. https://islamansiklopedisi.org.tr/kiyam)
Saldırganların namaz görüntülerinde açıkça belindeki silahı gösterenlerle beraber en çok dikkati çeken, namazı Şafii mezhebine göre kılmalarıydı. Yani İstanbul’un ortasında, Şeyh Sait’in idamının yıl dönümünde onu destekleyen sloganlar atan, öven ve Kemalistlere, Atatürk’e küfredenler, vatandaşlara saldıranlar aynen Şeyh Sait’in kendisi gibi Şafii-Kürtlerdi! Bu son derece anlamlıdır. Tarihsel, etnik kinin bugüne bilinçli ve örgütlü yansımasıdır.
Türkiye’de Şeriatçılık ile Kürtçülüğün aslında tek bir akım olduğunu ve temelinin Atatürk’e, Cumhuriyet’e ve laikliğe düşmanlıkla beraber doğrudan Türk düşmanlığı olduğunu defalarca yazdık, söyledik.
Bu son olayın bize anlattığı ise bu tezlerimizin doğruluğundan ibaret. Meselemiz doğrudan doğruya Kürt-İslamcılık akımıdır.
