AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal’ın, geçtiğimiz Cumartesi günü Kahramanmaraş 8. Uluslararası Kitap ve Kültür Fuarı’nda yaptığı ve Cumhuriyet Devrimlerini hedef alan konuşma, üzerinden günler geçmesine rağmen tartışılmaya devam ediyor.
Aslında normal şartlarda cevap bile verilmeyecek bir yalan olan “Cumhuriyet bizi bir gecede cahil bıraktı” söylemi, Siyasal İslamcıların çok uzun zamandır dillendirdikleri, bunun üzerinden Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlıklarını kustukları bir söylem olarak sık sık gündeme gelir.
Mahir Ünal, yaptığı konuşmada “Tarihteki en sert kültürel devrim Türkiye’de yaşanmıştır. Mesela Fransız devrimi her şeyi yıkmıştır ama lügate dokunmamıştır. Yine en sert devrimlerden bir tanesi Mao’nun Çin kültür devrimidir. Lügate dokunmamıştır. Ama maalesef bir kültür devrimi olarak Cumhuriyet, bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir” ifadelerini kullanmıştı.” demiş.
Cumhuriyete o kadar da haksızlık ekmemek lazım aslında: Sonuçta Mahir Ünal’a Fransız Devrimi’ni ve Mao’nun Çin Kültür Devrimi’ni öğretmeyi başarmış en azından.
Mahir Ünal ve temsil ettiği kesimin Cumhuriyet’e ve Atatürk’e düşmanlık etmek için her fırsatta dile getirdikleri konuların başında Harf Devrimi ve “bir gecede cahil kalma” yalanı bulunmaktadır. Osmanlı’nın her şeyine olduğu gibi diline de özlem duydukları için bu kesimlerde Osmanlıca adeta bir takıntı halini almıştır.
Onlar kendi takıntılarıyla uğraşadursunlar, gelin biz Mahir Ünal’ı, Atatürk ve Cumhuriyet mi cahil bırakmış ona bakalım.
Bilmeyenler, Mahir Ünal’ın sözlerini ilk işittiklerinde Cumhuriyet’ten önce Osmanlı’da aydından, düşünürden geçilmediğini, her köşe başında Einstein’lerin olduğunu falan zannedebilir. Onlara kötü bir haberim var; böyle bir şey yoktu ve Osmanlı’nın yıkılışının temel sebeplerinden biri de buydu.
Cumhuriyet’in 100 yıldır Mahir Ünal’ları cahil bıraktığına inananlar, sanıyorlar mı ki 100 yıl önce Osmanlı bilim ve düşünce merkeziydi? Yoo Osmanlı Cumhuriyet’ten önce de, özellikle son yüzyılında bilimde ve düşüncede oldukça geriydi. Yani Cumhuriyet’ten önce Osmanlı’da her yerden bilimadamları, düşünürler fışkırmıyordu.
Mahir Ünal’ın mensubu olduğu İslamcı kesimler, Osmanlı’da da bilimadamı ve düşünür çıkarmamıştı, Cumhuriyet döneminde de çıkarmadılar. 20 yıldır bunlar iktidarda, var mı bilim ya da düşünce alanında çıkardıkları bir kişi?
“Dedelerimizin mezar taşlarını okuyamıyoruz” diye her yere pıtrak gibi Osmanlıca kursları açtılar. Sahi ne oldu o kursların akıbetleri? Mesela o kurslara kaç kişi gitti, kaç kişi başarıyla tamamladı, tamamlayanlar nasıl gözyaşları içinde dedelerinin mezar taşlarını okudu? Açıklasalar da bilsek Osmanlıca’nın kültür ve düşünce dünyamıza kattıklarını.
Osmanlı tebaası arasında okuma yazma oranı %3’lerdeydi. Ezkaza bir düşünür çıkıp kitaplar yazsa, o kitapları okuyabilecek kimse yoktu. Ve Mahir Ünal çok istediği gibi Osmanlı’da yaşasa, muhtemelen yine bugünkü gibi cahil olacaktı.
Atatürk Cumhuriyeti’nin Kültür Devrimi alanında attığı en büyük adım olan Harf Devrimi, Türk milletini okur yazar yapmak için yapılmıştı ve başarılı olmuştu da. Bugün bir Türk bilimadamı Nobel alabiliyorsa, Türk doktorları, bilimadamları, yabancı ülkelerde bile olsa, önemli buluşlara, başarılara imza atabiliyorlarsa, bunun en büyük sebebi, Atatürk’ün Harf Devrimi’dir.
Mahir Ünal cehaletinin kaynağını anlamak istiyorsa Atatürk ve Cumhuriyete değil kendisine bakmalı. Bakar mı? Bence bakmaz. Çünkü Mahir Ünal’ın derdi cehaletten kurtulmak değil, Türk milletini cehaletten kurtaran Atatürk’le hesaplaşmak.
Daha yeni sansür yasası geçiren bir iktidarın, gerçekten düşüncenin gelişmesini istediğine kimse inanmıyor değil mi?