Ahmet Türk, Independent Türkçe’den Faik Bulut’la yaptığı röportajda “Kürtlerin Mansur Yavaş’a oy vereceklerini düşünmediğini” söyledi. Röportaj Kürt siyasi hareketinin talebinin “AKP’siz bir Türkiye” değil, “Kürtlerin siyasi imtiyaz sahibi olduğu bir Türkiye” olduğunu net biçimde ortaya koyuyor.
Ahmet Türk aslında Mansur Yavaş üzerinden Kürtlerin istediği siyasi düzeni tarif ediyor. Sürekli Kürtlerin haklarından bahseden, “Kürdistan”ı propagandasının merkezine koymuş, Türk milliyetçiliğine karşı çıkan ama Kürt milliyetçiliğine sempatiyle bakan bir aday arayışının ifadesi Ahmet Türk’ün sözleri. Elbette sadece O’nun değil, temsil ettiği Kürt hareketinin görüşü de bu yönde. Ancak Mansur Yavaş elbette bu talepleri karşılayacak bir aday değil.
Sadece Yavaş değil, daha “politik” davranmayı ve “her masada olmayı seven” Ekrem İmamoğlu da kesmiyor Ahmet Türk’ü. İmamoğlu’nun Diyarbakır’da farklı Rize’de farklı konuştuğunu söyleyen Ahmet Türk, Kürtlere karşı kullanılan bu “çift dilin” İmamoğlu’na yönelik şüpheleri arttırdığını dile getiriyor.
Oysa İmamoğlu, Ahmet Türk’ün şikayetçi olduğu “çift dili” sadece Kürtlere karşı değil herkese karşı kullanıyor. İmamoğlu “oy gücü olan” her kesimle bir şekilde uzlaşmaya çalışan, kullandığı dili buna göre belirleyen bir siyasetçi. En son Nagehan Alçı olayında ortaya çıktı bu durum.
Ancak muhalif çoğunluk, bazen ifrat düzeyine varan bu uzlaşmacı tavra kızsa da son tahlilde “Erdoğan mı İmamoğlu mu?” sorusuna tereddütsüz İmamoğlu yanıtı veriyor. Bu tercih, toplumsal bir ihtiyacın kesin bir kanıtı. Eğer Ahmet Türk’ün dediği gibi Kürtler “Yavaş’a oy vermeyeceklerse, İmamoğlu’na da şüpheyle yaklaşıyorlarsa” bu durum Kürtlerin bu toplumsal ihtiyacı paylaşmadığını, istediklerinin “AKP’nin gitmesi” değil, çözüm sürecinde olduğu gibi “ayrıcalık sahibi olmak” olduğunu gösterir.
Erdoğan karşısında kazanma ihtimali en güçlü adaylardan olan Mansur Yavaş’a karşı böyle bir çıkış yapmanın pratikteki tek anlamı Erdoğan’ın elini rahatlatmak. İktidara yakın ya da muhalif bütün anket şirketlerinin araştırmalarında ortaya çıkan kesin sonuçlardan bir tanesi toplumun Mansur Yavaş’a duyduğu ilgi.
Ancak belli ki Kürtçülük Ahmet Türk’ün gözlerini kör ettiği için bu toplumsal eğilimi göremiyor. Kim bilir Ahmet Türk belki de geçmişte kendisini hapisten kurtaran Devlet Bahçeli’ye vefa borcunu bu şekilde ödemek istiyordur. Mansur Yavaş gibi bir ismin olası adaylığına karşı yürütülen siyasi çalışmanın kimleri mutlu edeceği ortada.
Fransa demokrasisinin kurtarılması seçimlerinde Le Pen’e karşı Macron gibi bir adayı destekleyen Kürt siyasi hareketinin, söz konusu Türkiye olduğunda farklı açılımlar geliştirmesi ve muhalefete muhalefet etmesi bizi şaşırtmıyor. Aynı düşünenlerin, aynı şeyi isteyenlerin aynı yerde olduğu bir dönemden geçiyoruz sonuçta.