Metropoll Araştırma Kuruluşu’nun, Rusya’nın Ukrayna işgali üzerine yaptığı anketin sonuçları ilginç sonuçlar içeriyor.
Sonuçların çarpıcılığı kadar, medyanın sonuçları “algılama” biçimi de bir hayli ilginç. İşgali, bir NATO kışkırtması olarak okuyarak Rus emperyalizmini “gerekçelendirenler” ve böylelikle işgali aklayanlar, anketteki “Ukrayna’daki yaşanan durumdan kimi sorumlu tutuyorsunuz?” sorusuna verilen cevabı manşete çıkardı.
Ankete katılanların yüzde 44’ü ABD ve NATO’yu, yüzde 34’ü Rusya’yı, yüzde 7’si Ukrayna’yı işgalin sorumlusu olarak görüyor. Bu oran anti Amerikancı yükselişin açık bir göstergesi. Ancak sorulması gereken şey şu: Amerika’ya karşı gelişen tepki bağımsızlıkçı ve devrimci bir yönelimin ifadesi mi, yoksa iktidarın uzunca bir süredir “dış güçler düşmanlığı” üzerinden yürüttüğü politikaların bir sonucu mu? Cevapların ayrıntısına baktığımızda, MHP seçmeninin yüzde 68’inin, sorumlu olarak ABD’yi gördüğünü görüyoruz ve bu en yüksek oran.
Bazı sol kesimlerin “emperyalizm karşıtlığı” olarak gösterdiği Amerikan karşıtlığının ülkedeki en belirgin temsilcisinin ABD emperyalizminin kurdurduğu MHP olması üzerine düşünülmesi gereken bir nokta değil mi?
Nasıl ki, sermaye düşmanlığı anti kapitalist bir bilinç yerine faşizme evrilebiliyorsa, anti Amerikancılığın da aynı şekilde bağımsızlıkçı bir ideolojiye değil, otoriter bir düşünceye yönelebileceğini de görmeliyiz. Belirsiz bir Amerikan karşıtlığı sonucunda modern kapitalist sisteme gösterilen tepki, cehenneme giden yola düşenmiş iyi niyet taşları pekala olabilir.
Ankette sorulan başka bir soru ise “Halkımız kimle dayanışma göstermelidir?” sorusu. Bu soruya verilen cevabın Rusçu çevreler tarafından “es geçilmesi” yaratılmak istenilen algıyı ortaya koyuyor. Ankete katılanların yüzde 45’i , “Ukrayna ile dayanışmayı” tercih ederken, sadece yüzde 15’i “Rusya ile dayanışmayı” tercih etmiş.
Bu cevap, anketin diğer bir sorusu olan “İşgali onaylıyor musunuz?” sorusuna verilen cevapla da örtüşüyor. Ankete katılanların yüzde 84’ü işgali haksız bulurken, sadece yüzde 12’si işgali haklı buluyor.
Rusya’yı işgalci olarak gören, işgali haksız bulup onaylamayan, Ukrayna halkıyla dayanışmak isteyen ezici bir çoğunluk var.
“Komedyen” diyerek aşağılanan Zelenski ve “dahi” diyerek yüceltilen Putin hakkında da sorular sorulmuş olsaydı, halkın gerçekten ne düşündüğüne ilişkin önemli bir veri ortaya konulabilirdi. Liderlere duyulan sempati de önemli ipuçları veriyor sonuçta.
Tüm bunların dışında yazıda bahsettiğimiz ilk cevapla örtüşen başka bir cevap daha var. “ABD-AB mi, Rusya-Çin mi?” sorusuna yüzde 39 batı bloğunu, yüzde 30’u da doğu bloğunu tercih edeceğini söyleyerek cevap vermiş.
Bu oran Ocak’ta, ABD-AB için yüzde 37, Rusya-Çin için yüzde 39 şeklindeydi. Oranlarda çok büyük bir değişim olduğu ortada. Ukrayna işgali, Rusya’ya yönelik büyük bir güvensizlik yarattığı gibi, tüm dünyanın Rusya’ya uyguladığı yaptırımların da dışarıdan bakanlar için caydırıcı olduğunu ortaya koyuyor.
Ancak ne olursa olsun, Rusya-Çin bloğuyla hareket etme fikrine verilen yüzde 30’luk destek, kendi çocuklarını yaşatmak için batı ülkelerini layık gören Avrasyacı ekibin televizyonlarda yaptığı propagandanın da etkili olduğunu gösteriyor.
İktidarın batı bloğunu düşmanlaştırdığı, televizyonlarında sürekli doğu bloğu propagandası yapılan bir ülkede dış politika tercihleri de yeni bir ayrışma yaratacak gibi duruyor. Ukrayna işgali de bu sürecin ilk adımı gibi.