9 Temmuz 2018’de Çorlu’da meydana gelen tren kazasıyla tüm Türkiye yasa boğulmuştu. Bu faciada 25 kişi öldü, yaralı sayısının 400 kadar olduğu tahmin ediliyor.
Buna kaza demek, gerçeği tam olarak yansıtmıyor. İhmalsizlikler zincirinin bir sonucu olan bu katliam, göz göre göre geldi. Liyakatsiz insanların doldurulduğu TCDD’nin yapmadığı bakımlar, katliamı getirdi.
2004 yılında Pamukova’da gerçekleşen tren kazasında 41 kişi ölmüştü. Biz bugün Pamukova’dan daha fazla, Çorlu katliamını konuşuyoruz. Bunun nedeni Çorlu katliamında hayatını kaybedenlerin yakınları, korkusuzca mücadele ettiler. Davayı hep gündemde tuttular ve sorumluların yargılanarak, adaletin yerini bulması için, bu mücadeleyi devam ettirmek konusunda kararlılar.
Başlayan davada, esas sorumlular hakkında takipsizlik kararı verilmesinden sonra, aileler AYM önünde basın açıklaması yaparak, adalet nöbeti tutmaya karar verdiler. Ailelerin AYM önünde yapmak istedikleri basın açıklamasına polis sert bir şekilde müdahale etti. Bu da yetmedi güvenlik güçlerinin görevini yapmasına engel olmak suçlamasıyla dava açıldı.
Devam eden dava sürecinde, polislerin bir kısmı şikâyetlerini geri çektiler. Müdahale ettikleri grubun acılı aileler olduğunu bilmediklerinin söylediler. Dün yapılan duruşmada takipsizlik kararı verildi.
Bu karar, 9 yaşında evladını kaybeden bir anne, anne ve babasını kaybeden bir evlat, eşini kaybeden bir kocayı yargıladıkları gerçeğini ortadan kaldırmıyor. İki yıl boyunca, bu insanları Ankara’ya davalara getirdiler. Geç gelen adalet, adalet değildir sözü bu davada anlam kazanıyor. Mağdur aileler bir anda sanık oldular. Bu karar yüreğimize su serpti.
Çorlu tren kazası davasının son duruşması 25 Ocak tarihinde görüldü. TCDD üst yönetimi hakkında ısrarla soruşturma yapmayan savcı, dosyadan alındı. Önümüzdeki duruşma 25 Mayıs 2022 tarihinde görülecek.
Mağdur aileler üç buçuk yıldır verdikleri mücadeleyle, adalet talebinden vazgeçmeyeceklerini kanıtladılar. Başta Mısra Öz olmak üzere, bütün aileler yapılan baskılar karşısında geri adım atmadılar. Onlar bu sınavı verirken, yanlarında yer almak hepimizin görevidir. Adaleti yalnızca kendileri için değil, hepimiz için istiyorlar. Raylar altında adalet arayışı devam ediyor. Makamların değil, adaletin üstün olduğunu bu dava sonucunda görmek istiyoruz.