AKP eliyle fonlanan yandaş medyayı bilirdik. Geçtiğimiz aylarda Avrupa’nın Türkiye’deki “Fondaş Gazetecileri”ni de öğrendik. Birkaç gün önce de yandaş şirketlerin fonladığı “muhalif” basını gördük.
Limak Holding’in Halk TV’yi fonlandığını gördük.
Türk Milletine, herkesin bildiği o küfrü eden Mehmet Cengiz’in sahibi olduğu Cengiz Holding’in Cumhuriyet’i, Sözcü’yü ve her fırsatta 20 yıldır reklam almadan emeğimizle çıkarttığımız gazetemiz TÜRKSOLU’na saldırıyı iş edinmiş Soner Yalçın’ın Oda TV’sini fonlandığını gördük.
Bunlar, sözüm ona Türkiye’nin muhalif basını.
Reklam aldıkları kimler?
5’li çete diye nam salmış soyguncular.
Sahip oldukları serveti nasıl elde ettiler?
Bizlerin vergileriyle toplanan paraların, AKP tarafından usulsüz ihalelerle onlara aktarılmasıyla.
Cebimizdeki parayı çalanlardan reklam alın, sonra onlar bizden çaldıkları paralardan reklam bedeli olarak bir miktar size versinler, daha sonra da siz bize “özgür basın, basın özgürlüğü” diye goygoy yapın. Sonra da insanların muhalif damarını hoş tutmak için patronlarınıza karşı gelmiş gibi görünen bir iki haber yayımlayın!
Güzel tezgâh değil mi?
Bu yayın organlarında yazan muhalif yazarlar için de sınavdır bu.
Bakalım biri de çıkıp diyecek mi, “benim halkıma karşı sorumluluğum var, onlara ihanet edemem, bu şirketlerden reklam alan bir gazetenin bana verdiği para haramdır, kursağımdan geçmez” diye. Bekliyoruz.
Gazete bağımsız olmalıdır!
Gazeteci bağımsız olmalıdır!
Oysa siz göbeğinizden bağlısınız!
Evet, o 5’li çete sizin patronlarınız!
Bu soyguna siz de ortaksınız!
Basının yüz karasısınız!