Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin 3. haftasında Rus bombaları altında kadınlar, çocuklar, siviller öldürülürken, Türkiye’de bazı çevrelerin hâlâ Rus işgalini haklı çıkarmaya çalıştığı görülüyor.
Bu çevrelerin en önde gelenlerini BirGün gazetesi çevresi oluşturuyor. BirGün yayın kurulu üyesi ve gazetenin dış politika yazarı İbrahim Varlı’nın yazıları, BirGün’ün temsil ettiği sol kesimin bakış açısını yansıtması bakımından önemli.
BirGün yazarı İbrahim Varlı, bugün “Solcular, savaş ve barış” başlıklı bir yazı yazmış. Varlı, yazısında ikinci haftasını geride bırakan savaşın bilançosunu çıkarmış. Gerçi yazısını başında “Ukrayna savaşının ya da daha doğru bir ifadeyle işgalinin” ifadesi geçiyor. Biraz utangaçça da olsa Varlı’nın işgali kabul etmesi sevindirici bir gelişme.
İbrahim Varlı savaşın ara bilançosunu siyasal, ekonomik, askeri ve toplumsal olmak üzere dört başlık altında çıkarmış. Bunlarla ilgili bazı noktalara değinmek gerekiyor.
Toplumsal başlığı altında Putin’in savaş kararının tüm Rusya ve Rusları düşmanlaştırdığı yazıyor. Böyle bir durumun olduğunu düşünmüyorum, tam tersine tüm dünyada Rus halkının Putin’e ve savaşa karşı takındığı tutum takdirle izleniyor.
Rus halkı ilk günden beri bu işgal hareketi desteklemedi, sokaklara çıktı ve Putin’in işgal hareketini protesto etti. Hem de İbrahim Varlı’nın çok sevdiği “savaşa hayır” sloganlarıyla. Daha dün akşam Rus devlet televizyonunun çalışanı Marina Ovsyannikova canlı yayın sırasında “Savaşa hayır. Burada sana yalan söylüyorlar” yazılı bir dövizle çıktı.
Bu haber çok savaş karşıtı olan BirGün’de yer almadığı için İbrahim Varlı görmemiş olabilir. Ne de olsa Putin’e karşı yapılan savaşa hayır eylemlerini BirGün görmüyor.
Buradan savaş karşıtlığı konusuna geçeyim. “Barış istemek, savaşa hayır demek ne romantik solculuktur, ne de Batılı savaş aygıtlarının propagandasına yenik düşmektir.” diye yazmış İbrahim Varlı.
Elbette bir solcu barış ister, barışı savunur. Bunda sıkıntı yok. Sıkıntı barış çağrısını bile tek taraflı vermek. Tüm dünyadaki savaş karşıtı eylemlere yer verip Rusya’da Putin’i hedef alan savaş karşıtı eylemleri sansürlemek sıkıntı. Batılı savaş aygıtlarının propagandasından kurtulayım derken Putin’in, Rus emperyalizminin savaş aygıtına yenik düşmemek lazım.
Savaşa hayır denecek yer var, denmeyecek yer var. Tüm dünyadaki solcular, Rusya’nın işgaline “savaşa hayır” diyerek karşı çıkabilir. Rusya’daki solcu da “savaşa hayır” diyebilir. Ancak Ukrayna’da Rus bombaları tepesine yağan bir solcuya “savaşa hayır” denmez. Neden “savaşa hayır” demiyorsun hiç denmez.
İbrahim Varlı’ının yazısındaki ikinci sıkıntı ise NATO meselesiyle ilgili. Yazının “Ne yapmalı, nasıl yapmalı” başlıklı bölümünde Varlı ne yapılması gerektiğini şöyle anlatıyor: “Savaşın acilen durması, silahların susması, işgalin sona erdirilmesi, NATO’nun geri çekilmesini istemek öncelikli görev olmalı.”
Ve işte en büyük bahane, NATO yeniden sahnede. Gerçi hiç sahneden inmedi. Putin bile NATO’yu ağzına almıyor artık ama bizim solcular hâlâ NATO sakızını çiğnemeye devam ediyor.
Tabi onları da anlamak lazım, NATO karşıtlığı yapınca Rusçulukları gizleniyor sanıyorlar ama pek öyle değil. Ortada İbrahim Varlı’nın, 20 gün sonra bile olsa, kabul ettiği bir işgal var.
İşgal eden kim? Rusya.
İşgal edilen kim? Ukrayna.
Geri çekilmesi istenen kim? NATO.
Bu nasıl bir mantıktır, anlayan beri gelsin. Rusya’nın işgalci olduğunu kabul ediyor ama Ukrayna’dan işgalci Rusya değil NATO geri çekilmeliymiş. Niye? Çünkü İbrahim Varlı öyle istiyor, bizim solcularımız NATO karşıtlığı yapacak.
Tamam, sen hobi olarak yine NATO karşıtlığı yap. Ama önce Rus işgaline karşı çık. Rusya çekilsin Ukrayna’dan, ondan sonra Ukrayna’nın NATO’ya girmemesi için birlikte mücadele edelim.
Ama bunların derdi NATO karşıtlığı falan değil. NATO Rusçuluklarının kılıfı. Yoksa Ukrayna’da Rus bombardımanlarında binlerce insan öldürüldü. Doğum hastanesi bombalandı, hamile kadınlar, bebekler öldürüldü. Bunlar hâlâ NATO çekilsin derdinde.
NATO karşıtlığı dünyanın en kolay ve en kabul edilir şeyi. Ezberlenmiş bir iki cümle yetiyor NATO karşıtlığı üzerinden antiemperyalizm yapmak için. Bu arkadaşlar çok antiemperyalist, çok solcularsa Rus emperyalizmine, Putin’e karşı çıksınlar da göreyim.
Bunlara göre Ukrayna’ya NATO gireceğine Ukraynalılar Rus bombardımanı altında ölsünler daha iyi. Bizim solcularımız anti Amerikancı gözüksün de Ukrayna’da masum insanlar, hamile kadınlar, çocuklar varsın bombalansın!
Bu kesimin öne sürdüğü bir argüman var; Rusya Meksika’ya füze yerleştirse Amerika işgal etmez miymiş? İşgal eder mi etmez mi orasını bilemem. Ancak işgal ederse orada da Amerikan işgaline karşı çıkarız. Bunu yaparken de Rusya Meksika’yı kışkırtmış falan demeyiz.
Rusya’nın NATO bahanesiyle Ukrayna’yı işgalini haklı görenler, füze krizinde ABD Küba’yı işgal etseydi, Küba SSCB’nin gazına gelip füzelerin yerleştirilmesine izin verdiği için, ABD’yi mi haklı göreceklerdi?
İbrahim Varlı yazısında “ne yapmalı” diyor ya, önce Ukrayna’da ne olduğunu doğru tespit etmek lazım. Orada bir işgal var.
İşgalci kim? Rusya.
Bu konuda hemfikirsek, hedef saptırmadan, yan yollara sapmadan doğrudan doğruya işgalci Rusya’ya Ukrayna’dan çekil diyebilmeliyiz.