19 yaşındayken evdekiler seni evlendireceğiz dediler. “Benden 20 yas büyük birini bulursanız evlenirim,” dedim. Çevremde herkes bunu biliyordu. Bir gün iş yerinden Talat Abi, “Kız seni birisiyle tanıştıracağım, Türk, iki çocuğu var, ayrılmış hanımından. Taşkent’te şu an, istediğin gibi 20 yaş büyük senden,” dedi. Ben de güldüm, “Abi şakaydı, evlenmemek için öyle diyordum,” dedim.
Aradan seneler geçti, üniversiteyi bitirdim, başımı örttüm. O zamanlar Özbekistan’da kapalılara iş yoktu. Ben de İstanbul’a geldim çalışmak için.
Sene 2006 Mayıs ayı. Arkadaşımın ablası Ahsen’in ofisine giderken beni de yanına aldı, Selenge Yayınevi’ne gittik. Ahsen, İstanbul’a niye geldiğimi sordu. Ben de durumu anlattım, ev işlerinde falan belki çalışırım diye. O da “dil biliyorsun, bilgisayardan anlıyorsan benimle çalış, benimle çalışmazsan memleketine geri dön” dedi.
Ben de 15 gün sonra Özbekistan’a geri gittim. Memleketteyken Ahsen beni arıyordu konuşuyor, yazışıyorduk. Bir gün “Gel burada yanımda ol,” dedi. “Gidemem, iki kız kardeşim var çevre yanlış anlar, evlenip ayrılmış biriyim, sonra kız kardeşlerim evlenemez adım çıkar,” dedim.
“Hee nasıl düşünemedim, hemen seni isteyelim arkadaşlarım çok Taşkent’te,” dedi. “Tamam,” dedim. Beni istemeye rahmetli Adil Yakubov’un oğlu İskender ve Talat Abi geldiler. Onu görünce şaşırdım, o da şok oldu. “Kıvırcık sen misin?” dedi, “evet benim abi,” dedim. “Yaa taa seneler önce sana tanıştırayım dediğimde reddettiğin insanı 6-7 sene sonra koskoca Türkiye’de bulmuşsun,” dedi. O zaman anladım Ahsen benim kaderimmiş.
28 Haziran’da geldim İstanbul’a, imam geldi nikahımızı kıydı. Sonra Ağustos’ta Bahçelievler’de resmi nikahımızı yaptık. Evlilik yıldönümümüze iki gün kala 1 Ağustos’ta ayrıldı bizden.
Nergiz Batur (Ahsen Batur’un eşi)