Onursal Adıgüzel, kendisine yönelen eleştiri oklarını karşılamak üzere dün Tele1’in canlı yayınında Gürkan Hacır’ın konuğuydu. Onursal Adıgüzel’in sorulara verdiği cevaplar, CHP Genel Merkezi’nin seçimdeki performansına dair vahim işaretler veriyor.
Adıgüzel, veri işleme ve bilişim alt yapısından sorumlu olarak halen sisteminin bir an bile aksamadığında iddialı. O gece Genel Başkan Kılıçdaroğlu, Öztrak, Yavaş ve İmamoğlu’nun yaptığı hatalı açıklamaların sorumlusu kendisi değil.
İlk sorudan itibaren Adıgüzel, topu CHP’nin iletişim stratejisine atıyor. Ama bunun sorumlularına dair hiç işaret vermiyor. Yani ortada canlı bir veritabanı var ama toplam tablonun dışarıyla paylaşmamasını geçtim, parti adına açıklama yapan yetkililer bile önlerine konulan rakamı okumakla yetinebiliyor.
Başka bir mesele, o gece sandık verilerinin %60’ına ait veri alınabilmiş olması. Adıgüzel bunu da açık etti. 80 bin sandıktan veri gelmemiş. Buna gerekçe ise mobil uygulamayı kullanan sandık görevlilerinin her yerde internete ulaşamıyor olması. Aynı bölgedeki baz istasyonu CHP’liye de AKP’liye de aynı interneti vermiyor mu?
Onursal Adıgüzel, hiçbir zaman hızlı sonuçlara ulaşacaklarını taahhüt etmemiş, önemli olan doğru sonuca ulaşmakmış. Islak imzaların %99’u, %100’ü tabi ki en sonunda CHP’nin eline geçiyor. Ama sürat unsurunu elden bırakmak, karşı tarafa balkon konuşmasını hediye etmek değil midir?
Veriye süratle ulaşmak zorundasınız! Gecenin zifiri karanlığına kalmadan hem psikolojik üstünlüğü ele geçirmek hem de provokasyonların önünü tıkamak, CHP’nin göreviydi. (Oysa yanıltıcı haberi vererek tersine operasyonda rol alanlardan biri, programın yayınlandığı Tele1’in ta kendisiydi.)
Kaldı ki bu tip bir veri yönetim (veya Adıgüzel’in işaret ettiği gibi “iletişim”) politikasının doğru bilgiyi hiç de garanti etmediğini, yalancı çoban durumuna düşürülen İmamoğlu ve Yavaş’ta gördük! Bunun sorumluları halen ortada yok.
200 bin sandığın 35 bininin, toplamı 5 milyon zarf olmak üzere kırsala dağılmış olduğunu yine Onursal Adıgüzel’den öğreniyoruz. Ama Adıgüzel, buralarda mobil uygulama kullandırmanın zor olduğunu baştan kabullenmiş. Yani CHP’nin sandık görevlileri sadece sayıca yetersiz değil. Nitelik olarak da yetersiz ve tabi ki burada sorumluluk yine Genel Merkezde.
Dahası, İstanbul’da bile 3-4 bin sandıktan o gece veri girişi yapılmadığını öğreniyoruz. Yani kırsal, bir bahane değil.
Her şey bir yana, veri girişi zaten ilk olarak kırsalda başlar. Bu neredeyse evrensel bir gerçek. 13. Cumhurbaşkanı çıkarma iddiasındaki CHP’nin böyle bir bahanesi olamaz!
Onursal Adıgüzel’in asıl bombası, CHP’nin sandık görevlileri ile ilgili vahameti ortaya koyuyor ki burada esas sorumlu, Oğuz Kaan Salıcı’dan başkası değil. CHP’nin sandık kurul üyesi ve müşahitlerinin güvenilirliği konu edildiğinde Adıgüzel komik bir şekilde YSK’yı işaret etti.
Onursal Adıgüzel, “Sandık görevlisi ve müşahitlerin görev yerine gidip gitmediklerini YSK’dan istedik. Bize gönderecekler,” diyor.
AKP’li teşkilat sorumlularının böyle bir rahatlığa sahip olduğunu zannediyor musunuz?
Sonuç olarak veriyi yükleyecek olan, sandık görevlisidir ama görüyoruz ki CHP’nin kendinden, kendi sandık görevlilerinden bile haberi yok.
YSK, hangi görevli hangi sandığa gelmiş mi zamanında bildirmese ne olacak? Teşkilat sorumlusu Oğuz Kaan Salıcı’nın B planı, C planı, D planı hazır mı?
Hem YSK olmasa ne yapacaklar? Oldu olacak broşürleri de YSK dağıtsın!