Pile köyü, Kıbrıs’ta Türkler ve Rumların birlikte yaşadıkları 1300 nüfuslu bir köy. Nüfusun 800 kadarı Rumlardan, 500 kadarı da Türklerden oluşuyor.
Köy, Birleşmiş Milletler kontrolündeki “Yeşil Hat” bölgesinde olduğu için giriş ve çıkışlar BM görevlilerince yapılıyor. Türkler açısından bu kontrolü aşmadan KKTC’ye geçmenin başka bir yolu olmadığı için de aslında kısa olan bir mesafe çok uzun sürede geçilebiliyor ve bu durum yıllardır böyle devam ediyor.
Rum tarafı ise geçmişte yapılan yollar üzerinden Güney Kıbrıs bölgesine rahatça ulaşabiliyor. Bu durumda Pile bölgesine gitmeye çalışan Türklerin topraklarına ulaşması bir işkenceye dönüşürken, Rumlar için böyle bir durum söz konusu değil.
Geçtiğimiz hafta, KKTC’nin uzun bir süre önce başlattığı Pile-Yiğitler yol yapım çalışmalarına yönelik BM Barış Gücü engeli basına yansıdı. Görüntülerde BM askerlerinin çalışmalara engel olmak için yolu araçlar, dikenli teller ve beton bariyerlerle kapattığı görülüyor. KKTC emniyet güçleri ise dozerlerle giderek BM’nin araçlarını kepçelerle kaldırıyorlar ve yolu açıyorlar.
İktidara yakın bazı medya kuruluşları olayı “Türk askerinin müdahalesi” olarak yansıtsa da görüntülerde Türk askeri görünmüyor. Bu ifade, Türkiye’nin gerilime taraf olduğu ve KKTC’ye destek verdiği şeklinde bir görüntü vermek için bilinçli biçimde kullanılıyor.
Dışişleri Bakanlığı’nın sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşım da bunu doğrular nitelikte. Oysa çok kısa bir süre önce Rusya, Türk gemisine operasyon yapmış; ancak açıklamayı Dışişleri Bakanlığı değil İletişim Başkanı Fahrettin Altun yapmıştı.
Birleşmiş Milletler’in tavrı ise Kıbrıs Türkü açısından hiç şaşırtıcı değil.
Ancak Birleşmiş Milletler’e bağlı askerlerin Türk tarafına geçerek yol yapım çalışmalarına engel olması, doğrudan Kıbrıs’ta Türkiye’nin siyasi gücüyle ilgili bir durum.
KKTC’yi uzun yıllar “yük” olarak gören, yaşadığı dönemde Rauf Denktaş’a “Niye Türkiye’de miting yapıyorsun?” diyerek hesap soran ve Denktaş’ı “çok konuşmakla” eleştiren bir AKP zihniyeti, şimdilerde KKTC üzerinden sahte bir milliyetçilik görüntüsü vermeye çalışıyor.
Pile’ye en yakın sınır yerleşimi olan Beyarmudu Belediye Başkanı Bülent Bebek, “yol yapım projesinin 22 yıldır bekletildiğini ve BM araçlarını yoldan atan dozerleri kendisinin gönderdiğini” söylüyor.
22 yıl…
AKP’nin 21 yıldır Türkiye’yi yönettiğini ve iktidara geldiklerinde ilk iş olarak “Kıbrıs Davası”ndan vazgeçtiklerini düşündüğümüzde sözü edilen “22 yıl”ın bir tesadüf olmadığı ortaya çıkıyor.
On binlerce kilometre yol yapmakla övünen bir iktidar, neden KKTC’yi 11,5 kilometrelik bir yol yapımında yalnız bırakır ki? Geçiş garantisi sağlanmadığı için mi? Yoksa KKTC’nin “yavru vatan” olması, AKP açısından batıyla ilişkilerde bir “engel” olarak görüldüğü için mi?
Görünen o ki “her masada olan güçlü Türk devleti” BM’nin Türk toprakları üzerindeki engellerini belediye başkanının verdiği talimatla kaldırabiliyor(!) İddia edildiği gibi Türk askeri oradaysa ancak sevk ve idareyi belediye başkanı yapıyorsa durum daha da vahim…
Bu kadar basit bir meselede bile Kıbrıs Türklerinin BM insafına terk edildiğini görmek, AKP’nin Kıbrıs’a bakışını gösteren bir örnek.
Dışişleri Bakanlığı’nın sosyal medya şovuna yapılan yorumlarda söylendiği gibi “oyun kurucu olsaydık” o kısacık yol bugüne kadar biter, Birleşmiş Milletler yol yapım çalışmasına engel olabilecek bir cesareti de gösteremezdi.
Sahi, “yavru vatan” ifadesi ne kadar demode oldu, değil mi? Bu kutsal kelimeyi en son ne zaman duydunuz?
Yaşananlar, KKTC’nin yalnızlığının bir sonucudur.
Yavru Vatan’ı Türk varlığının bir parçası olarak görmeyenlerin, Milli Davaya sahip çıkmayanların ve Denktaş’ın mezarını bile bakımsız bırakılmasına müsaade edenlerin Kıbrıs Türk’üne sahip çıkması inandırıcı değil.
Yapılamayan tek şey Pile yolu değildir; AKP’nin Milli Davayı reddeden “yes be annem!” tercihi KKTC’ye açılan tüm yolların kapanmasına sebep olmuştur.
Küresel güçlerin istedikleri gibi hareket edebilmesinin esas sebebi Türk devletinin garantörlüğünün aşınmasıdır.
Türk milletine kalan ise Dışişlerinin tweetleriyle “sanal cenge gitmek” ve Devlet Bahçeli’nin “ayağına çizme geçirerek” Atatürk’e atıfta bulunduğu videoyla avunmak oluyor.