“Komünist Başkan” lakabıyla meşhur Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, son yıllarda sol kamuoyu karşısında en çok parlatılan figürlerden. Yerel seçimlere doğru giderken şimdi Maçoğlu’nun İstanbul Kadıköy’den TKP adayı olması gündeme geldi. Gerçi Maçoğlu’nun bu talebinden TKP’nin de haberi yokmuş ama olsun. Zaten onların bu süreçte sadece bir figüran olduğunu, çarklı çekiçli bir etiketten fazlası olmadıklarını biliyoruz.
Aslında Maçoğlu, TKP’li de değil. Bunu TKP, dün yaptığı açıklamada da belirtti zaten. TKP’nin söylediğine göre; kendileri Maçoğlu’nu İstanbul’un ya da İzmir’in başka bir ilçesinden aday yapmak istemişler ama anlaşılan o ki Maçoğlu ve üyesi olduğu SMF (Sosyalist Meclisler Federasyonu) anlı şanlı TKP merkez komitesini pek takmadan bu kararlarını açıklamışlar.
Yani ortada TKP’nin değil, SMF’nin aldığı bir karar var. Peki ama bu SMF nedir? Dallı budaklı fraksiyon tarihçesiyle sizleri sıkmayayım ama Maçoğlu’nun da üyesi olduğu bu grup, Atatürk’e faşist diyen, Türkiye sol grupları içindeki en anti Kemalist ve ilk Kürtçü fraksiyonlardan biri olan TKP-ML/TİKKO’nun kollarından biri. Bu Maocu terörist örgütü kuran İbrahim Kaypakkaya’nın yıllarca Doğu Perinçek’in yine Maocu Aydınlık grubunda yer aldığını da not edelim.
Şimdi bu Atatürk ve Kemalizm düşmanı TİKKO’cuyu, Kadıköy’ün Atatürkçü Cumhuriyetçi kitlesinin karşısına aday olarak çıkaracaklar. Elbette buna tepkiyi Kadıköylüler vermeli…
Ayrıca Maçoğlu, Tunceli’ye ısrarla Dersim diyen bir Cumhuriyet düşmanı. Feodal sömürücü aşiret reisi ve tarikatçı ayaklanmacı Seyit Rıza’nın da hayranı. Tabii, Cumhuriyet’i savunduğunu iddia eden TKP’nin bunu açıklamasını da beklemeyin. Onların Cumhuriyetçiliğinin sınırı buraya kadar.
Bunların tümü önemli konular tabii ki. Fakat Maçoğlu’nun Kadıköy adaylığı meselesinde asıl önemli olan, bunlardan da başka bir şey: “Komünist Başkan” Maçoğlu şahsında sol örgütlerin son kalıntılarının da PKK tarafından Tunceli’den sürgün edilmesi!
PKK’nın Tunceli belediyesini istediği zaten biliniyor. Geçen dönemde de aslında PKK ile TKP ve görünmez müttefikleri TİKKO’cular vs arasında bu konuda epey sorun yaşanmıştı. Ama artık nasıl olduysa anlaşmışlardı ve PKK, biraz daha mühlet vermişti. Böylece Maçoğlu aday ve başkan olabilmişti.
Ama artık PKK’nın sabrı da tanıdığı süre de bitmiş bulunuyor. Bunun için de Maçoğlu’nun Tunceli’den aday olmamasına, daha da ötesi sürgün edilmesine karar veriliyor. PKK’nın, sol örgütleri doğu ve güneydoğudan nasıl militanlarını katlede ede kovduğunu hatırlayalım. O dönemde ellerinde güç de varken PKK’ya direnemeyen ya da direnmeyenlerin, şimdi direnmesi elbette beklenemezdi. Böylece Maçoğlu’nun da mensubu olduğu TİKKO fraksiyonu SMF, PKK ile anlaştı ve Maçoğlu’na sürgün kararını açıkladılar. Maçoğlu da aşiret tertelesi mi, yoksa Sibirya sürgünü mü diye düşünmüş olmalı. Ne de olsa bu iki geleneğin melezi olan bir siyasetin parçası kendisi. Sürgünü kabul etmezse canından olur ama gideceği yer de pek Sibirya sayılmaz tabii…
Neticede, ölü bir “Komünist Başkan” olmak yerine; kaybetmesi kesin bir “komünist aday” olmayı tercih eden Maçoğlu’nu anlamak kolay. Geçmişte PKK’ya nasıl boyun eğdilerse şimdi de eğiyorlar işte. Ha bu arada “boyun eğme” diye bir sloganı da olan TKP’nin koşulsuz boyun eğeceği zaten herkesin malumu olduğu için ne PKK ne de Maçoğlu’nun fraksiyonu onlara danışmaya bile tenezzül etmemişler. Bu da işin komedi kısmı işte…
Maocu da olsan, TİKKO’cu da olsan, Dersimci, Seyit Rızacı ve katıksız Kürtçü de olsan, Atatürk’e faşist de desen bunlar PKK’ya yetmez. Irkçı faşist örgüt, sana bile tahammül etmez. Bir iki dönem belki oyalarsın sonra da ya koltuğun ya canın, derler. Olan biten bundan ibarettir işte…