Gece vakti Putin’in –kimine göre üç gün önceden hazırlanmış olan– Ukrayna’ya savaş ilanı konuşması yayınlandı. Sabahın erken saatlerinden itibaren Ukrayna’da üç koldan Rus istilası başlamış durumda.
Bu satırlar yazılırken Rus ordusu hava indirme harekâtıyla kuzeydoğudaki Harkiv’i işgale girişti. Rus roketleri, Polonya ile Romanya arasında kalan Batı Ukrayna’daki (tarihî Galiçya) sivil yerleşimlere bile ulaşıyor.
Ukrayna’da işgal başlarken ve Ukraynalı diplomatlar Türkiye’ye Montrö haklarını kullanarak boğazları Rus savaş gemilerine kapatması yönünde çağrıda bulunmaya başladı. İşte tam bu anda, Türk Dışişleri’nden görülmemiş bir hızda, teknik ve tarihsel incelik taşıyan bir açıklama geldi.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tanju Bilgiç’in ağzından “soruya cevap” üslubuyla yapılan açıklama, Struma Faciası’nın 80’inci yıldönümünde yapılacak bir anma üzerinden kurgulanmış.
Kısa açıklamanın kilit ifadesi şu:
“Nazi rejimi ve işbirlikçilerinden kaçan mültecileri taşıyan ‘Struma’ adlı gemi 24 Şubat 1942 tarihinde Karadeniz’deki uluslararası sularda bir Sovyet denizaltısı tarafından torpillenerek batırılmıştır.”
Struma Faciası, İkinci Dünya Savaşı’nın en acı verici olaylarından biriydi. Diplomatik gerginliğin ve savaş tehdidinin zirvesinde, gözlerimizin önünde batırılan Struma, Nazilerden kaçan Rumen Yahudilerini taşıyordu. Struma’yı batıranın bir Rus denizaltı torpili olduğu yıllar sonra ortaya çıkmıştır.
Aslında Dışişleri’nin açıklaması Tarkan’ın “Geççek” şarkısı gibi birden fazla yöne çekilebilecek bir mesaj. Öncelikle, Cumhurbaşkanı İshak Herzog’ın ziyareti öncesi yeniden üst seviyeye çıkarılacak İsrail ilişkilerine yönelik bir “ısıtıcı” değer söz konusu.
Ukrayna’da Rus işgalinin başladığı 24 Şubat’ın aynı zamanda Struma faciasının yıldönümü olması önemli bir fırsat olarak değerlendirilmiş ve Montrö kapsamındaki Boğazlar önünde Nazilerden kaçan masumları Sovyet Rusların katlettiği vurgulanmış. Struma, Sovyet Rus rejiminin Nazi Alman rejimi ile eşit göründüğü önemli anlardan biri. Aynen bugünkü Rus işgali gibi…
Tabi bir de işin Zelenskiy boyutu var. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Yahudi kökenli bir Ukrain. Struma anması Zelenskiy’e bir mesaj olduğu kadar, Rusya’nın Ukrayna’yı “Nazilerden temizleme” iddiasına da bir cevap.
İster sadece ilk mesajı alın, ister ikinci ve üçüncü ile birlikte değerlendirin. Bu, Türk Dışişlerinin, Erdoğan rejiminin 10 yılı aşkın süredir Batı dünyası ile attığı köprüleri yeniden kurma çabasının ve bu kritik anlarda bir seçim yapıldığının işaretlerinden biri.
22 Şubat gecesi Putin’in Donbas’ın bağımsızlığını tanıması üzerine ertesi günkü kınama mesajı da ortalamanın üzerinde bir hızda gelmişti. En azından Kazakistan olaylarına verilen tepkiden daha hızlıydı. Fakat sabahki mesajın, adım adım gelen topyekûn Ukrayna saldırısına özel ayarlandığı ve anında servis edildiği ortada.
Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinden aylardır Ukrayna’ya dair hiçbir açıklama yapılmadığını belirtelim. Ocak ayında diplomatik ilişkilerin 30. yıldönümü, ondan önce de Ekim ayında bir işbirliği toplantısının duyurusu var… (Saray rejiminin tüm alanlarda olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin diplomatik egemenliğini de kısıtladığını bu vesileyle bir daha görüyoruz fakat bu başka bir yazının konusu.)
Struma açıklaması, Saray kadrosundaki düşük profilli avam tiplerin fikri olamayacak kadar kompleks. Büsbütün “monşer kokulu” bir hamle. Her zorda kalışında Atatürk’e sarılan Erdoğan, şimdi de bir tavır gösteremediği, “ne NATO’dan vazgeçeriz, ne Rusya’dan” gibi sürdürülemez bir noktada tıkandığı şu günlerde her daim aşağıladığı “monşer”lerin eteğine sarılmış görünüyor.