Tüm dünya, dün geceden beri Rusya’da yaşanan gelişmeleri konuşuyor. Bir süredir Rus askeri yönetimini eleştiren Wagner Grubu’nun lideri Prigojin, isyan bayrağını çekerek Moskova’ya doğru harekete geçti.
Rusya’nın 16 ay önce Ukrayna’ya karşı giriştiği işgal hareketinde Ukrayna’nın kimsenin beklemediği bir direniş göstermesi neticesinde Rusya’da bir süredir özellikle askeri yönetim sıkça eleştiriliyordu. Ukrayna’da işlerin Rusya açısından hiç de iyi gitmemesi, Rus cephesinde bölünme ve şimdi de bir isyan ve çatışma halini aldı.
Rus ordsunun Wagner’e bağlı paralı askerlere saldırı düzenlediğini ve askerlerini kaybettiğini öne süren Prigojin, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Rusya Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov’un kellesini istiyor.
İşgal harekâtına katıldıkları için Ukrayna topraklarında bulunan Prigojin ve Wagner’e bağlı askeri güçler, Rus sınırını geçerek sınıra en yakın büyük kentlerden biri olan Rostov’daki resmi ve askeri makamları ele geçirdiler. Son gelen haberlere göre Prigojin’in paralı askerlerden oluşan ordusu, Rostov’dan sonra Voronej’e de girdi ve kenti kontrol altına aldı.
Prigojin adım adım Moskova’ya yaklaşırken Putin’den tüm dünyanın beklediği açıklama sabah saatlerinde geldi. Prigojin’in hareketini “silahlı isyan” olarak niteleyen Putin, “Karşımızda olan hainliktir. İç ayaklanma halkımıza hainliktir. Rus ordu güçleri tüm gerekli emirleri almıştır” diyerek Wagner’e karşı savaş ilan etti.
“Toplumumuzu bölme girişimleri, sırtından bıçak saplamaktır, ülke idaresi Rusya’da bir kez daha bölünmeye izin vermeyecek, halkımızı koruyacağız” diyen Putin, “Aşırı hırslar Rusya’ya ihanete yol açtı. Özel askeri harekât bölgesinde savaşan Wagner savaşçıları birer kahraman.” diyerek Prigojin ile Wagner adına savaşan paralı askerleri birbirinden ayrı tuttuğunu gösterdi.
Rus istihbaratı, Prigojin hakkında soruşturma başlattı, Rus ordusunun belli başlı komutanları Prigoji’e durma çağrısı yaptı. Wagner bünyesindeki paralı askerlere Prigojin’i yakalama talimatı da verildi. Ancak Prigojin “karşımıza çıkan herkesi yok edeceğiz, sonuna kadar gideceğiz” diyerek Moskova’ya ilerlemeye devam ediyor.
Peki, bu bir darbe girişimi mi?
Her ne kadar Prigojin doğrudan Putin’i hedef almasa da, Rus ordusunun tepe yöneticilerine karşı giriştiği bu hareket bir darbe girişimidir. Zaten Putin de durumu böyle yorumladı ve bu girişime karşı mücadele yolunu seçti. Şu an Rusya’nın başkenti Moskova’da resmi makamlar, askeri bölgeler ve altyapı merkezlerinde olası bir Wagner saldırısına karşı önlemler alınıyor.
Daha iki gün önce Kiev’deki resmi binaları vurmaktan söz eden Rus Savunma Bakanı Şoygu, bugün kendi resmi binalarını korumaya çalışıyor.
Putin’in en yakınındaki isimlerden biri olan savaş ağası Prigojin, nasıl oldu da yeni Çar Putin’e isyan etti? Putin, açıklamasında Prigojin’in aşırı hırslarının Rusya’ya ihanete yol açtığını söyledi. Bu bir yerde doğru elbet ama bir restoran sahibini dünyanın en etkin paramiliter katiller sürüsünün başına getiren Putin’in payını da es geçmeyelim. Bir anlamda kendi etti kendi buldu durumu yani.
Prigojin’e yasalar üzerinde haklar tanıyıp, ihaleler verip kendi özel ordusunu kurduran Putin değil mi?
Yine bu katiller sürüsünü Ukrayna’da, Suriye’de, Libya’da ve diğer Afrika ülkelerinde “özel” operasyonları için kullanan Putin değil mi?
Putin’in Wagner ve Prigojin’in büyük katkılarıyla Ukrayna’da yürüttüğü özel askeri harekât, özel askeri darbeye dönüştü hepsi bu. Aslında Rus tarihinde sık rastlanan savaş ağalarının Çarlara isyanının güncellenmiş halidir izlediğimiz.
Bir başka savaş ağası olan Kadirov’da Putin’e “Wagner’i ezmek için hazırız” dedi. Önümüzdeki saatler ve birkaç gün, Rusya’da başlayan isyanın çok kanlı neticeleri olabileceğini söylersek abartmış olmayız. Prigojin zaten vazgeçmeyeceğini açıklamıştı ve tüm durma çağrılarına rağmen Moskova’ya gidiyor. Putin de Savunma Bakanını ve Genelkurmay Başkanını Prigojin’e vermeyeceğine göre her an silahların konuşabileceği bir sürece girilebilir.
Türkiye’de is Rusya’da olanlar ilginç bir sessizlikle takip ediliyor. Putin’e en yakın liderlerden olan Erdoğan veya AKP kanadından henüz bir açıklama gelmedi. En azından Rusları facetime yayınıyla Prigojin darbesine karşı sokağa çağırmak için Hande Fırat’ın gönderilmediğini biliyoruz. Ancak TRT Haber’de Rusya’daki gelişmeler üzerine sabah saatlerinde yayınlanan bir programda NATO için Wagner’i Rusya’ya karşı kullanmanın ne kadar masrafsız olacağı konuşuluyordu.
Elbette ki AKP ve Erdoğan, sadık müttefik olarak Rusya ve Putin’in yanında yer alacaklardır.
Bizdeki Rusçular da sessizliğe gömülen kesimlerdendi. Putin’in açıklamasına kadar neredeyse hiçbirinin sesi çıkmadı. Ne bir yorum, ne bir tweet, hiçbir şey. Gerçi onları da anlamak lazım. Daha düne kadar kahraman dedikleri Prigojin ve paralı katil sürüsünü bir gecede darbeci ilan etmek zor. Nihayetinde herkes bir Perinçek değil ki, 5 Haziran günü Wagner’e nasıl asker olunabileceği üzerine “haber” yapıp bugün aynı Wagner’i NATO aparatı ilan edebilsinler.
Rusya’daki gelişmeleri herkes büyük bir dikkatle inceliyor, en çok da diktatörler. En nihayetinde Putin rejimi, Çin’den sonraki en büyük diktatörlük rejimi ve eminim ki tüm diktatörler Putin için dua ediyordur. Neticede Putin düşerse, dünyadaki tüm dikta rejimleri de ardından tek tek düşecek.
En nihayetinde Putin de tüm diktatörlerin yaşadığını yaşıyor. Bu hep böyle değil midir zaten, tüm diktatörler en güvendikleri, en sadık bildikleri, en pis işlerini yaptırdıkları tarafından sırtından bıçaklanmaz mı? Kendi elleriyle yarattığı canavar şimdi Putin’in başına bela oldu, olan biten bu.