Rusya Ukrayna gerilimi devam ederken her gün büyük resimli, büyük stratejili yorumlar yapılıyor. Hemen hemen hepsi mandacılık ve taraf tutmacılık hezeyanlarıyla dolu “analizler” havalarda uçuşuyor. Kimileri de “reel politika”, “oyun teorisi” kasıyor: “Savaş çıksa Türkiye kârlı çıkar. Hayır, çıkmasın zarar görürüz… Rusya Ukrayna’yı yutarsa zararlı çıkarız. Hayır hayır, olur mu? Batı iyi bir ders alır… ”
Her akşam ekranda kafa ütüleyen sabit kadrolu “güvenlik uzmanları”nın dikkate almadığı küçücük bir detay var. Bir savaş çıkacaksa bu savaşın iki tarafı var. Ve Rusya illa ezip geçecek, bir haftada Ukrayna’yı yutup, sonra da ayı gibi kükreyip kendine hemen yeni bir lokma seçecek diye bir durum da yok.
Rusya tarihi boyunca defalarca savaş alanında hezimete uğradı. 1. Dünya Savaşı’nı tamamlayamayan, maçın yarısında havlu atan ve hatta 1918’i paramparça karşılayan bir “Ayı”dan bahsediyoruz. Kaldı ki, muazzam savaşçı Rusya’mız kazanan taraftaydı o savaşta. Kazanan tarafta olup, parçalanmak büyük başarı!
Bizzat yenilmez denen Rus ordusu isyan etti Çar’a. Önce Çar devrildi. Sonra da savaşta kalmaya ısrarcı olduğu için Kerenski… Zamanında Rus Çarı Nikolas’ın “Avrupa’nın hasta adamı” lakabı taktığı Osmanlı İmparatorluğu bile bu savaşın sonuna kadar ayakta kaldı.
Çok eskiye de gitmeye gerek yok. Sovyet Rusya, Soğuk Savaşın askeri yarışının yüküyle iflasa sürüklendi. Sadece Afganistan işgalinin maliyetleri ve büyük yenilgileri nihayet rejimin çatırdamasına ve Sovyet hegemonyası altındaki ulusların bağımsızlık isyanlarının yeniden başlamasına yetti de arttı bile. 1990’larda Yeltsin döneminde, dağılan Kızıl Ordu’nun albay ve generallerinin karaborsada sattığı ağır silahları, tankları ne çabuk unuttu insanlar.
Rusya’nın milyonlarca askerini kaybedip, dev gibi toprak parçaları kaybettiği savaşları tek tek saymayacağız. Yazı çok uzar.
Tüm tarihi saldırganlıkla geçen sömürgeci, işgalci, soykırımcı bir devlet Rusya. Zaferleri de var hezimetleri de. Ancak unutulmasın ki son iki Rus devleti yani Rus Çarlığı ve Sovyet Rejimi askeri hezimetler ve askeri hezimetlerin getirdiği büyük iktisadi-sosyal yıkımlar sonucu çöktü. Daha 1905’te bile yeni askeri güç Japonya tek başına Rus Ordusunu yok edip, Sibirya’nın içlerine kadar dalmıştı. Çarlık 1905’i zor bela atlattı ama ömrünü sadece 12 yıl uzatabilmiş oldu.
Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa, Çin gibi Rusya’yı 19. ve 20.yy savaş alanında yenen diğer askeri devleri bir yana bırakalım. En kötü günlerinde, en aciz haliyle bile Osmanlı Rus ayısını defalarca yenilgiye uğrattı. Ki doğruya doğru, Türklere en çok saldıran, en çok bizden toprak alan ve yine en çok Türkü soykırıma uğratan da Ruslardır. Osmanlı’yı yıkan son 150 yılına damga vuran Rus saldırganlığıdır diyebiliriz. Ne küçümsüyoruz ne de ilahlaştırıyoruz.
“İyi de Ukrayna da Rusya’nın sıkleti değil ki…” itirazlarını duyabiliyoruz. Tam olarak da oraya geleceğiz.
Sadece büyük emperyal güçler arası savaşlardan bahsetmiyoruz. Rusya pek çok kez aç bir canavar gibi hiçbir tarihsel hakkı olmayan ülkelere saldırdı. Sömürgeci imparatorluğuna kattı. Ancak pek çok kez de çok zayıf, hiçbir desteği olmayan ve yoksulluk içindeki ulusların direnişiyle kesin bozguna uğradı. Önceki yüzyıllara da gitmeyeceğiz. Sadece son yüzyıldan örnekleri listeleyerek geçeceğiz. Rus tarihi hakkındaki cehalet belki bir nebze olsun biter.
1914-1917 Türkiye – Rusya Savaşı
Sonuç: Çarlık rejiminin yıkılması sonucu Rus Ordusunun dağılması ve Türk Zaferi. Doğu Anadolu’da işgalin bitmesi ve Azerbaycan’ın bağımsızlığı.
1918 Finlandiya –Rusya Savaşı
Sonuç: Rusya’nın kesin yenilgisi. Finlandiya’nın bağımsızlığı.
1918-1920 Letonya – Rusya Savaşı
Sonuç: Rusya’nın kesin yenilgisi. Letonya’nın bağımsızlığı.
1918-1920 Estonya– Rusya Savaşı
Sonuç: Rusya’nın kesin yenilgisi. Estonya’nın bağımsızlığı.
1918-1919 Litvanya– Rusya Savaşı
Sonuç: Rusya’nın kesin yenilgisi. Litvanya’nın bağımsızlığı.
1919-1921 Polonya – Rusya Savaşı
Sonuç: Rusya’nın kesin yenilgisi, Polonya’nın bağımsızlığı.
1924 Romanya – Rusya Savaşı
Rusya’nın kesin yenilgisi ve Rus işgalinin püskürtülmesi.
1979-1989 Afganistan İşgali
Rusya’nın kesin yenilgisi ve işgalin sona ermesi. Orta Asya’da bağımsızlık hareketlerinin başlaması.
1994-1996 Birinci Çeçenistan Savaşı
Rusya’nın yenilgisi. 1999’a kadar Çeçenistan de facto bağımız oldu. Sonrasında 17 yıl süren ve Rusya’nın da büyük kayıplar verdiği İkinci Çeçenistan Savaşı sonucu Rusya tekrar Çeçenistan’ı işgal etti.
Şu anda Rus Ordusu Suriye ve Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki iç savaşlarda resmen taraf, pek çok Afrika ülkesinde ise paralı askerleriyle fiilen taraf.
Ukrayna ile olan silahlı çatışma ise 2014’ten beri devam ediyor. Ukrayna’nın öyle hemen yutulacak, yok edilecek, yalancıktan ayakta duran bir devlet olmadığı da ortaya çıktı. Doğru; Kırım ve Donbas’ta Rus işgali başarılı oldu. Ancak hesap defterinde Rus ayrılıkçı milislerinin hanesinde ölü sayısının 6000’e, onları yöneten Rus asker ve subaylarının ise 500’e yakın olduğu rapor ediliyor. Herkesin küçümsediği Ukrayna ordusunun kendi kaynaklarına göre ise 4619 Ukrayna askeri öldü. Savaş bu, oyun değil.
Ukrayna’nın en büyük müttefiki ABD dahi Rus Ordusu’nun 2 hafta içerisinde Kiev’e girebileceği şeklinde savaş senaryoları sunuyor medyaya. Ancak diğer yandan İngiltere Başbakanı Boris Johnson kısa sürecek bir savaşın dahi her iki tarafa maliyetinin en az 50 bin ölüm olabileceğini vurguluyor. Rus zaferi mi olacak şimdi bu?
ABD Irak’ı işgal etti. Afganistan’ı işgal etti. Ama savaş bitti mi? Bu ülkeler parçalandı ancak ABD kazandı kim diyebilir artık? Üçüncü bir ülkeye bile nefesleri yetmedi.
Soğuk Savaş’ta ABD’nin Vietnam’ı varsa, Rusya’nın da Afganistan’ı vardı. Kim bilir ABD bir beş yıl daha geciktirseydi Vietnam’dan kaçışını belki de Soğuk Savaşı Sovyet Rusya asla kaybetmezdi. Çin gibi bir şekilde ayakta dururdu. Ya da Rusya akıllılık edip hemen Afganistan’dan kaçsaydı…
Herkes oyun teorisi, reel politik, strateji uzmanı olmuş çıkmış. Ancak hatırlatalım. Mermi strateji dinlemiyor. Rus askerine de, ABD askerine de denk geldiğinde onu öldürüyor.
Savaş çıkacak mı? Ukrayna direnebilecek mi? Ukrayna halkı toprakları işgal edilse bile Vietnam, Irak ve Afganistan halkları gibi uzun yıllar sürecek bir silahlı mücadele yürütebilecek mi? Gerçekten tarihsel bir ulus olduğunu ispat edebilecek mi?
Bunları bilemeyiz elbette. “Güvenlik uzmanı” değiliz. Geleceği öngöremiyoruz. Ancak belli ki Rusya çoktan tecrit olmuş ve çatışmalarla kuşatılmış bir emperyalisttir. Kaldı ki bu çatışmaları da hep kendi başlattı. Bir de Putin’e strateji dehası diyorlar.
NATO için Doğu Avrupa’da “yayılmacı” güç deniyordu eskiden. Ancak Putin sayesinde Sırp aşırı sağcıları hariç tüm Doğu Avrupa NATO’ya dört elle sarılıyor. Slav Polonya’dan Slav Bulgaristan’a, Romanya’dan Estonya’ya kadar… Avrupa’nın en sağcı, en gerici coğrafyası Putin düşmanı olmuş. Türkiye’deki Putinci şarlatanların ifadesiyle “küreselleşmecilerin kucağına” oturmuş hepsi!
Oyun içinde oyun arayan, yap boz parçalarını birleştiren, her daim büyük resmi gören süper (!) zekalı zihni sinirlerimize yeni bir komplo teorisi: Meğersem illuminati’nin en büyük adamı Putin’miş. Amacı tüm Doğu Avrupa’yı, “küreselcilerin asla oyununa düşmeyen” koca bir Slav ve Ortodoks coğrafyasını “Atlantikçi” yapmakmış.
Hadi Çar’ın Panislavizmi vardı, Stalin’in ideolojik yayılmacılığı. Yine de parçalandı imparatorlukları. Buyursun bir denesin Putin bakalım eski Sovyet İmparatorluğunun tüm topraklarını tekrar fethetmeyi. Pek dâhil olmak isteyen yok imparatorluğuna. Bir dahaki Afganistan neresi olacak görürüz.
Kazakistan mı Ukrayna mı?