DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, birkaç gün önce yaptığı bir açıklamada seçim güvenliği ile ilgili olarak şunları söylemiş:
“Şu andaki YSK, kanuna aykırı karar veriyor, yaşadık. Kanun, ‘Mühür olmayan oy pusulaları geçersizdir’ diyor. YSK dedi ki ‘Mührü olmayan oy pusulalarını ben sayıyorum.’ Niye? Çünkü, Anayasada bir madde var, ‘YSK’nin verdiği karar nihai karardır’ diyor. YSK, bu memlekette kanunun dışında iş yaptı. Nasıl güveneceğiz? YSK’yi elinde tutan, oradaki bilgi işlem sistemine üç kişiyi koyar. ‘Arkadaş, beni yüzde 52 çıkarın’ der ve bakarsın yüzde 52 çıkmış. Olur bu Türkiye’de. Şu andaki hükümete de devlet yapısına da YSK’ye de zerre kadar güvenim yok. Hatta biz parmak boyamayı önereceğiz. İlkel mi ilkel, ama maalesef her türlü oyunu oynuyorlar.”
Bu sözü ilk duyduğumda Babacan’ın aklına seçim güvenliği yeni mi gelmiş demeden edemedim. Gerçi hakkını yemeyelim, 8 Kasım 2021 tarihinde Fox TV’de İsmail Küçükkaya’nın Çalar Saat programına katılan Babacan, “Hilelerin önüne geçmek için seçimi açık farkla kazanmamız lazım” demişti. Yine aynı programda “Sandıkları korumak lazım. Özellikle oy kullanmayan vatandaşların oylarına mühür basıp tek bir partiye kullanılıyor, bunu daha önce gördük” demişti. Ancak nerede ne gördüğünü anlatmadığı için neye karşı tedbir almamız gerektiğini hâlâ bilmiyoruz.
3 Kasım 2002-Genel Seçimler
28 Mart 2004-Yerel Seçimler
22 Temmuz 2007-Genel Seçimler
21 Ekim 2007-Anayasa Değişikliği için Halk Oylaması
29 Mart 2009-Yerel Seçimler
12 Eylül 2010-Anayasa Değişikliği için Halk Oylaması
12 Haziran 2011- Genel Seçimler
30 Mart 2014-Yerel Seçimler
10 Ağustos 2014-Cumhurbaşkanlığı Seçimi
7 Haziran 2015-Genel Seçimler
1 Kasım 2015-Genel Seçimler
16 Nisan 2017- Anayasa Değişikliği için Halk Oylaması
24 Haziran 2018-Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Seçimleri
31 Mart 2019-Yerel Seçimler
Babacan, AKP çatısı altındayken yapılan 14 seçimden hangisinde, ya da belki de hepsinde, oy kullanmayan vatandaşların oylarına mühür basılıp AKP oyu olarak yazıldığını açıklasaydı da bilseydik. AKP’nin hilelerini bilseydik de ona göre tedbir alsaydık keşke.
Eski AKP’li, şimdinin muhalifi Ali Babacan, Altılı Masa’nın bileşenlerinden biri olarak muhalefet cephesinin bir unsuru haline geldi. Ancak muhalif kitle tıpkı Davutoğlu gibi Babacan’a da güvenemiyor. Bunun en önemli sebeplerinden biri de bu iki ismin samimiyetlerine duyulan güvensizlik ki, çok da haksız sayılmazlar.
Baksanıza, Babacan seçim hilesinden bahsediyor, hilenin nasıl yapıldığını biliyor ama o hileyi kim yapmış, hangi seçimde yapmış açıklamıyor. Üstüne üstlük seçim güvenliği uyarısı yapıp duruyor ve YSK’ya güvenmiyormuş.
YSK’ya YSK’nın kendisi bile güvenmiyor artık bu başka mesele ancak bütün hile hurda YSK’da dönecek ve AKP’nin bütün bunlarda hiçbir dahli olmayacak öyle mi? Seçim hilesi konusunda suçu YSK’ya atıp AKP’yi aklamaya çalışmanın gereği yok.
Şimdi Babacan’ın yapması gereken tek şey, şayet uyarılarının ciddiye alınmasını ve muhalif kesimin kendisine inanmasını istiyorsa, hangi seçimde kimin ne hile yaptığını açıklamaktır. Eğer kendisi ile ilgili kuşkulu bir durum yoksa bunu açıklamaması için hiçbir sebep yok.
Babacan buyursun samimiyet testini geçsin, muhalefet zaten elinden geleni yapacaktır.