Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ve işgal girişimini takip ederken gelecekte ülkemizin yaşayabileceği saldırıları da görmemiz gerekir.
Tümüyle Türk toprağı olan ve tüm nüfusu Türklerden (Kırım Tatarları) oluşan Kırım, 1783 yılında Rusya tarafından ilhak edildi. 1783 yılında Kırım’da Rus nüfus yoktu. Fakat 100 yıl sonra 1897’de Kırım’da 194 bin Türk’e karşılık 180 bin Rus yaşamaktaydı. Ukraynalı nüfus ise 65 bindi.
İkinci Dünya Savaşı öncesinde Kırım’da Rus nüfus 550 bine yükselmiş, Türk nüfus ise sadece 218 bine çıkmıştı. Yani 50 yılda Ruslar %50’ye ulaşırken Türkler %20’ye gerilemişti. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ise Stalin, Kırım Türklerini sürgüne yolladı ve Kırım’da tek bir Türk bile bırakılmadı. Rus nüfus %70’e çıkmıştı ve ileride Putin’in Kırım’ı ilhak etmesi için etnik gerekçe yaratılmıştı.
Kırım Türkleri 2000 yılından sonra sürgünden memleketlerine döndüler sonunda fakat nüfusları hâlâ 200 bindi. Yani 200 yıl öncesi kadar Kırım Tatarı var bugün Kırım’da!
Nüfus, bir savaş gücü olduğu gibi bir savaş sebebidir de. Kırım’ı Türksüzleştiren ve Ruslaştıran Rusya, bugün orada bir hak iddia edebilmektedir.
Muhtemeldir ki Kırım Tatarları 100 yıl sonra, 200 yıl sonra başlarına gelecekleri düşünmemişlerdi. Rus göçmenleri kendi memleketlerinde hümanizmle karşılamış olabilirlerdi. Yabancı düşmanlığı, ırkçılık yapmamışlardı. Sonuçta hem vatanlarından oldular hem de neredeyse soyları kurutuldu!
Bugün Araplardan arındırılan ve Kürtleştirilen Kuzey Suriye’nin durumu tıpkı Kırım gibidir.
Ama Türkiye’deki Suriyeli nüfusun genç olması ve yüksek doğurganlığını düşündüğümüzde Türkiye’de bir Kırım planı uygulanması için iyi bir araç olacağını görmeliyiz.
Tarih biz Türklere Balkanlar’da, Orta Asya’da, Uzak Asya’da soykırımlarla kırıldığımızı hatırlatmaktadır.
Bugün Dolmabahçe’de Ukrayna-Rusya görüşmelerine ev sahipliği yapmakla gururlanıyoruz oysa o masada bizim 200 yıl önce kaybettiğimiz vatanımız var!
100 yıl sonra o masada Türkiye olmasın istiyorsak, Türk nüfusu korumalıyız.
Suriyelileri de daha fazla çoğalmadan vatanlarına göndermeliyiz.