İçişleri Bakanlığına yönelik terör saldırısı sonrasında Süleyman Soylu’ya yakın olan sosyal medya hesaplarının, “geçmiş olsun” demek yerine Ali Yerlikaya’yı hedef almaları, görev değişikliğinin ardından yaşanan büyük hesaplaşmayı gözler önüne seriyor.
“Ebabil Harekatı” isimli çok takipçili trol hesabı, “Soylu’ya çay veren çaycıları tespit edip sürmekle meşgul olunca ülkenin tam merkezine, evinin önüne gelen teröristleri takip etmeyi ihmal ettiler” paylaşımını yaparak, Soylu’ya yakın bürokratların bilinçli biçimde tasfiye edildiğini açıkça ilan etti.
Bu hesabı yöneten kişinin geçmişte İçişleri Bakanlığında müşavir olarak görev yaptığı; organize biçimde belirli kişileri hedef gösterdiği ve yargı kararlarını etkilemeye çalıştığı ortaya çıkmıştı.
Bir tarafta Pelikan, diğer tarafta Ebabil…
Devlet, “kamuoyu yaratmak için görevlendirilmiş” bir takım çetelere teslim edilmiş durumda.
Bu çetelerin “içeriden” destek olmadan bilgi almaları ve bu tarz paylaşımlar yapmaları mümkün olamaz. Ama böylesi bir mekanizma kurulduğu için bu çeteler AKP’li bir İçişleri Bakanını bile hedef gösterebiliyor.
Ancak bu iş bir bumerang misali dönüp dolaşıp bu organize saldırıyı tezgahlayanları vuruyor.
Bugün Yerlikaya’ya yönelik bu trol saldırısını örgütleyenler, yarın kendileri de hedef haline gelecek.
“Sadece bir paylaşım” diyerek geçmemek gerek.
Bu paylaşımlarla açıktan konuşma imkanı olmayan ve devletin içine yerleşmiş hizipler birbirlerine mesaj veriyor.
Troller tepişiyor, devlet yok ediliyor!
Böylesi bir trol organizasyonunun Soylu’ya yakın olması hiç kimseyi şaşırtmıyor.
Yine dün çıkan bir habere göre Adnan Oktar’a yönelik büyük operasyon, Süleyman Soylu’ya haber vermeden yapılmış.
İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş ve Süleyman Soylu arasında “Sarallar operasyonu”yla ilgili bir gerginlik yaşandığı ve Aktaş’ın Soylu’ya “Size haber verdiğimiz operasyonlar dışarı sızıyor.” dediği iddia edilmişti.
Demek ki sızıntı olduğunu düşünen sadece Aktaş değilmiş…
Sosyal medyada kendisini öne çıkartmak isteyen sabık İçişleri Bakanına kendi teşkilatı bile güvenmiyormuş. “PKK’nın en sevmediği adam” olduğunu iddia eden Soylu’yu bürokratlar da pek sevmiyormuş.
Görünen o ki bakanlık koltuğundan kalktığı günden bu yana Soylu ve ekibinin canını fazlasıyla yakmışlar.
Terör saldırısından sonra PKK’yı değil de yeni bakanı suçlamak, ancak bu düzeyde bir kinin sonucu olabilir…