İçişleri Bakanlığına yönelik terör saldırısı sonrasında sosyalist partilerde ve sol basında derin bir suskunluk var.
Sürekli “toplumsal barış” vurgusu yapan, insan hayatına değer verdiği söyleyen sosyalistler, Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef alan bir terör eylemi söz konusu olduğunda, derin bir sessizliğe gömülüyor.
Saldırıyı PKK üstlendiği ve saldırıyı kınamak da PKK’yı kınamak anlamına geldiği için olabilir mi?
Mecliste olan Türkiye İşçi Partisi suskun, Emeğin Partisi suskun, Yeşil ve Sol zaten suskun…
Sol basın ve aydınlar da sessizlikten payını alıyor.
Eğer siyasette “samimiyetsizlik” diye bir şey varsa, bahsettiğimiz bu sosyalist kesimlerin PKK tavrı mükemmel bir örnektir.
“Her türlü şiddete karşıdırlar” ancak şiddetin kaynağı PKK olduğunda, PKK’nın adını ağza bile al(a)mazlar.
“Görünmeyen bir el” onları PKK’yı eleştirmekten alıkoymaktadır adeta.
Aslında o “el”in ne olduğunu çok iyi biliyoruz.
Bu samimiyetsizler topluluğu, geçtiğimiz hafta ölüm yıldönümü olan yazar Cüneyt Cebenoyan’ı anma toplantıları bile düzenledi.
Oysa Cebenoyan cesurca “Ablamı PKK öldürdü” dediği için hedef gösterilmiş ve bunun sonucu olarak sol camiadan neredeyse aforoz edilmişti.
İçişleri Bakanlığına yönelik terör saldırısı sonrasında Evrensel gazetesinde çıkan haberler, “sol” bakış açısını son derece açık biçimde ortaya koyuyor.
Gazetede yayınlanan ilk haberde İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın olayla ilgili açıklaması var. Yerlikaya şahıslarla ilgili “saldırgan” ve “terörist” ifadelerini kullanıyor ancak bu ifadeler haberde “şüpheli” olarak geçmiş.
Ne kadar “etik” bir tutum değil mi?
Diğer haberin başlığı ise “siyasilerden saldırıya tepkiler”…
Kılıçdaroğlu’nun, Karamollaoğlu’nun, Akşener’in, İmamoğlu’nun demeçleri yer alıyor. Ayıp olmasın diye Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan’ın da açıklamasını koymuşlar. Gürkan terörü lanetlemiş ama terör saldırısını kimin yaptığından bahsetmemiş. Böyle bir olay hakkında konuşurken PKK’dan değil de, “cezaevinde tutuklu bulunan Can Atalay”dan bahsetmek lafazanlık değil de nedir?
“Barış güvercini” Selahattin Demirtaş’ı da unutmamak gerekir tabii ki. Kendisi her ne kadar siyaseti bıraktığını söylüyorsa da terör bir insanlık suçudur ve siyaseti bırakmış olanlar da terörü eleştirebilir. Tabii siyasetle birlikte insanlığı da bırakmadılarsa…