TİP Genel Başkanı Erkan Baş, bildiğiniz gibi şimdi Gebze Belediye Başkanı olma mücadelesinde. Türkiye’yi sosyalizme taşımak gibi çok büyük bir hedef edinmiş (!) bir siyasetçinin, neden hedef küçültüp bir anda ilçe belediye başkanlığına heves ettiği ayrı bir mesele ama bugünkü konumuz bu değil. (CHP ile aralarında ne konuşuluyor, ne pazarlıklar dönüyor, Gebze’den Hatay’a epey uzun bir mesele…)
Geçtiğimiz hafta T24’te Murat Sabuncu, Ekrem İmamoğlu’nu konuk etmiş, o da bu vesileyle Kürtçe öğrenme açılımını ilan etmişti. Okuyucularımız zaten biliyordur, biz de gereken cevabı vermiştik. Anlaşılan Murat Sabuncu’ya solcu adaylara Kürtçülükte iman tazelettirmek gibi bir görev biçilmiş ki, kendisi bu haftada Erkan Baş’a müthiş fikirlerini duyurma fırsatı vermiş.
Röportajda konu Kürt meselesine, yani zurnanın zırt dediği yere gelince Erkan Baş şunları demiş:
“Bugün iktidarda Tayyip Erdoğan varsa, iktidarda AKP varsa doğal olarak muhatap odur ama tek muhatap o değildir. Biz kendi adımıza şunu önemsiyoruz; Kürt sorununu çözme konusunda, Türkiyelinin muhataba ihtiyacı var ve Türkiye İşçi Partisi olarak biz buna muhatap olmak istiyoruz. Bizim hedeflerimizden bir tanesi bu: Barışın Türkçe sesi olmak, barışın Türkiyeli muhatabı haline gelebilmek.”
Biliyorsunuz bir süredir PKK’lılar ve onun legal uzantısının önde gelenleri, yeni bir açılım istediklerini ama bunu CHP’nin yapamayacağını, işin doğal muhatabının Erdoğan olduğunu söylüyorlar. Erkan Baş, PKK’lı ağabey ve ablalarının sözünün üzerine söz olmayacağını düşünmüş olmalı ki o da “AKP ve Erdoğan’ın doğal muhatap olduğunu” baştan söylemeyi ihmal etmemiş tabii. Fakat kendisine de bu işten bir rol biçip, AKP’ye muhataplıkta ortak olmaya karar vermiş. İşin güzel tarafı bunu tam da AKP ile aynı Türklük karşıtı kafayla yapması. Kendisini “Türk muhatap” olarak değil “Türkiyeli muhatap” olmakla tanımlaması…
Erkan Baş’ın Türklük konusundaki duygu ve düşüncelerini aslında yakından biliyoruz. Geçen yıl, Mustafa Destici’nin saçma sapan sözleri karşısında doğru düzgün kendini savunup, “Benim Türklüğümü sen mi sorgulayacaksın” diyemediğini, çünkü aslında kendisini Türk görmediğini hatırlıyoruz. Bu konuda Erkan Baş’la aramızda geçen ve 10 küsur yıl öncesine dayanan bir konuşmamıza da değindiğim bir yazı yazmıştım o zaman. İsteyenler onu da okuyabilir (https://www.turksolu.com.tr/erkan-bas-neden-destici-benim-turklugumu-sorgulayamaz-diyemiyor/).
Son açıklamasına geri dönelim…
Burada, kendisini ve partisini AKP ve Erdoğan’ın muhataplık ortağı yapması bizi ilgilendirmez. Kendilerine bunu yakıştırmışlar ki bizce de yakışır. Ama Erkan Baş, yaptığı çok uyanıkça açıklamayla ortada Kürtlerin kendisine “Kürt’üm” dediği ama Türklerin “Türk’üm” diyemeyip “Türkiyeliyim” demekle yetindiği bir ülke hayal ettiğini de ilan ediyor. Bu tam da her türlü milliyetçiliği ve Türklüğü ayaklar altına almakla övünen AKP’li Siyasal İslamcı, ümmetçi kafayla aynı kafa değil mi?
Eh, zaten konu Türklük olunca, bizim enternasyonal solla, ümmetçiler arasında genelde kırpık bıyıkla pos bıyık arasındaki fark kadar fark kalıyor!
Evet, Erkan Baş! Bu kafayla tam da AKP’nin muhataplık ortaklığına yakışıyorsun gerçekten.
Sözlerimi pos ve kırpık bıyıkların tümünü diken diken etmek üzere temel sloganımızla bitirelim:
Ne mutlu Türk’üm diyene!
Kimse, bu ülkede Türk’ü Türk’üm demekten alıkoyamayacak.