No Result
View All Result

Türk siyaseti, günah keçisini buldu: Meral Akşener

Uğur ÖZKAN by Uğur ÖZKAN
6 Aralık 2023
in HAFTALIK
0
Türk siyaseti, günah keçisini buldu: Meral Akşener

31 Mart 2024 günü yapılacak yerel seçimlere az bir zaman kala Cumhuriyet gazetesinden TELE 1’e kadar “muhalif” basınımız, olası bir seçim mağlubiyeti için günah keçisini şimdiden duyurmaya başladı: Meral Akşener ve liderliğini yaptığı İyi Parti.

Akşener, 14/28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nden tutun da “Altılı Masa”yı dağıtıp 2024’te yapılacak yerel seçimlere parti olarak kendi adaylarıyla girme kararıyla muhalif seçmene ihanet etmiş olmakla ve parti içi iddialara kadar birçok konuda eleştiriliyor.

Eleştiren taraf ise, muhalif basın denildiğine bakmayın; CHP medyası. İlk önce şunu söylemek gerekiyor: Meral Akşener’i “Altılı Masa”yı yıkmakla suçlayanlar, Cumhurbaşkanlığı Seçimini muhalefete kaybettirenin o masa olduğunu hâlâ göremiyorlar mı yoksa ihanetin  parçalarından biri de onlar mı?

Türk Solu gazetesinin sayfalarında birçok kez yazdık: Muhalif seçmene asıl ihanet, o masanın kurulmasıydı ve bedelini de kazanacağımız bir seçimi, yanlış aday yüzünden altın tepsiyle Tayyip Erdoğan’a vererek ödedik.

14/28 Mayıs seçimleri ve Akşener’in tavrı

Mayıs ayında 21 yıllık AKP döneminde ilk defa muhalefetin kazanma şansı olan bir seçime girebilirdik. Doğru bir aday gerekiyordu ve bu aday için de bir değil iki seçeneğimiz vardı: Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu.

Türkiye, uzun bir süre “Altılı Masa”dan adayın açıklanmasını beklerken Meral Akşener, sürekli olarak “kazanacak aday” vurgusu yapıyordu.

3 Mart 2023 günü Akşener’in masadan kalkmasıyla zaten belli olan Kılıçdaroğlu’nun adaylığı, 6 Mart günü Akşener’in masaya tekrar oturmasıyla birlikte açıklanmıştı.

O gün Kılıçdaroğlu’nun adaylığını avuçları patlarcasına alkışlayan basın, üç gün boyunca Akşener’i hedef tahtası haline getirmişti.

İstedikleri olmuştu ve Kılıçdaroğlu muhalefetin ortak adayıydı.

Sonuç? Mağlubiyet!..

Yine aynı güruh, seçim mağlubiyetinin faturasını Akşener’e kesmişti. Onlara göre 3-6 Mart arasındaki üç gün, seçimin sonucunu belirlemişti. Akşener’in, kalktığı masaya tekrar oturması muhalif seçmende “Altılı Masa”ya karşı güven sorunu oluşturmuştu ve bu sebeple seçim kaybedilmişti.

Akşener’in masaya tekrar oturması kendi siyasi hayatı için bir hata olabilir o kadar. Muhalif seçmende asıl güvenlik endişesi yaratan durum, masanın kendisiydi, birbirine benzemez altı partinin birlikte hareket etmesiydi.

Asıl ihanet, 2019’da seçim kazandıran CHP ve İYİP’li Millet İttifakı’nı, AKP artığı partileri katarak “Altılı Masa”ya dönüştürmektir. Türk milletine, muhalif seçmene asıl ihanet eden ise masayı dağıtan değil o masayı kurandır, kurdurtandır.

Sonuç olarak Akşener, Kılıçdaroğlu’nun “kazanacak aday” olmadığını söylüyordu ve haklı çıktı.

Seçimin kaybedilmesine sebep olarak Meral Akşener’i gösteren basın yayın organlarına soralım: 2014 Yerel Seçimlerinin kaybedilmesinin sebebi nedir? O gece Mansur Yavaş yapayalnız bırakılarak, kazanılmış ABB’nin AKP’ye ve Melih Gökçek’e teslim edilmesinin sorumlusu kim?

Mühürsüz oyların kabul edilerek anayasanın değişmesine sebep olan ve başkanlık sistemini getiren 2017’deki referandum sonucunun sorumlusu kim? 2018’deki seçimin kaybedilmesine sebep olan veri akışının kesilmesinin sorumlusu kim?

Muhtemelen verecekleri cevap yine aynıdır: Meral Akşener.

Eğer ortada bir ihanet varsa, o da seçim geceleri manipülasyon yapan CHP destekli medya organlarıdır. Kazanamayacağını bildiği halde adaylığını dayatanlar ve onu destekleyenlerdir. Sandık sisteminin emanet edildiği CHP yöneticileridir. Yalan anketlerle seçmeni kandıran şirketlerdir.

İYİ Parti’nin tek başına seçime girmesi doğru mu?

Yeni seçim yasasıyla partilerin birlikte hareket etmeleri ne kadar doğalsa her partinin kendi ismi ve logosuyla seçime girmesi de o kadar doğaldır. Dönemin siyasi konjonktürüne göre ittifak yapan partilerin, konjonktürün değişmesi sebebiyle ittifakı sonlandırması da anormal bir durum değil siyasetin gereğidir. Fakat bazı isimler ve partiler söz konusu olunca siyasetin bu olağan hâlini uygulamak kimi kesim için hainlikle eş değer bir tavır olabiliyor.

Siyasi partilerin yerel seçimler için izleyecekleri yol haritaları şekillenirken yine aynı basın yayın organlarının İyi Parti’nin seçime tek başına girmesini muhalif seçmene yönelik bir ihanet olduğu yönünde yayınlar görüyoruz.

Peki masanın diğer partileri?

Deva Partisi tek başına giriyor. Gelecek Partisi ve Saadet Partisi bazı illerde ittifakla bazı illerde ise kendi adaylarıyla girecek şekilde yol izliyorlar.

Mesele “Altılı Masa”nın dağılması ise bu partiler masayı dağıtmış olmuyorlar mı?

Toplam oyları yüzde bir etmeyen partilerin tek başına girdiği bir seçime, yüzde on oyu olan bir partinin tek başına girmesi kadar doğal ne olabilir?

Basın yayın organları HDP seçmenini “belirleyici oy kitlesi” olarak görmeyi sever. HDP tek başına giriyor. Kaldı ki HDP’nin oy oranı İyi Parti’den daha düşük olmasına rağmen.

İyi Parti’yi tek başına seçime girerek yerel seçimlerde büyük şehirleri AKP’ye teslim edecekleri yönünde eleştirenlerin, söz konusu HDP olunca sesleri çıkmıyor.

HDP seçmenini “kilit oy” olarak görmelerine rağmen. Hem de üst düzey yöneticilerinin AKP ile görüşmelere başladıkları halde.

Söz konusu Kürt seçmen ve HDP olunca özgürlük var ama Türk milliyetçileri olunca yok.

AKP ve MHP kurulmasına karşıydı, CHP medyası dağıtmaya çalışıyor

İyi Parti’nin kurulmaması için AKP ve MHP’nin nasıl çabaladığını, kurulduktan sonra da nasıl cephe aldıklarını, yapılan kara propagandaları biliyoruz. Buna anlam da verebiliyoruz. Sonuç olarak MHP’nin içinden çıkmış bir parti ve oraya kayacak oylar MHP’nin dolayısıyla gelecekteki Cumhur İttifakı’nın oyları olarak kabul edilebilir.

Ama bugün gelinen noktada CHP medyasının, İyi Parti’ye AKP ve MHP’nin yaptığı kara propagandanın benzerini yaptığını görüyoruz.

Amaç, partiyi yok edip mevcut oylarını CHP’ye aktarmaksa bu boşuna bir çaba olur. Türk milliyetçisi seçmenin bugün Kürtçülüğe bulanmış CHP’ye kayacağını hayal etmek akıl tutulmasından başka bir şey değildir. O seçmenin gideceği adres, ya eski partileri MHP’dir ya da yine MHP kökenli Zafer Partisi’dir. Kaldı ki CHP’ye oy veren ulusalcı seçmenin Kürtçülük batağından çıkmak istemeyen CHP’ye başka şans vermeyeceği ihtimalini de göz önünde bulundurursak CHP’den İyi Parti’ye oy kayması büyük olasılıktır.

14/28 Mayıs seçimlerinde ortaya çıkan tablo, muhalefetin Kürtçülükle veya Kürt seçmenle değil sadece Türk milliyetçiliğiyle seçimi kazanabilme durumu olduğudur.

Ağalar saltanatı siyasette kadın istemiyor

Türk siyaseti, iktidarından muhalefetine, yandaş basınından muhalif basınına kadar Kürtçülüğe bulaştığı gibi tam anlamıyla bir ağalar saltanatı da olmuş durumda.

Bu düzende isteyen istediğini söylesin, istediğine özgürlük desin, istemediğini mahkum etsin, istediğine saldırsın ama bunları yaparken kimse kendisinden hesap sormasın, kendisini yargılamasın.

Bu ağalar saltanatında İyi Parti ve Meral Akşener düşmanlarının çok olmasına da şaşırmamak gerek.

Türkiye’nin, içinde bulunduğu bataklıktan tek kurtuluş yolu Türk milliyetçisi laik bir siyaset anlayışıdır. Parlamentodaki partiler içinde bu çizgide olan tek partinin İyi Parti olduğunu düşünürsek, neden bu kadar saldırıldığını da anlarız.

Meral Akşener ise, Türk milliyetçisi laik bir siyasetçi olmasının yanında bir kadın olarak hem de parti lideri bir kadın olarak ağaların tekerine çomak sokmuş durumda.

Durmayın! İktidarıyla muhalefetiyle vurun “Gelin Hanım”a öyleyse.

Previous Post

Büyük tarihçi ve Atatürkçü Bilal Şimşir’in ardından

Next Post

Filistin’e destek çıkanlar, Doğu Türkistan için susuyor!

Next Post
Filistin’e destek çıkanlar, Doğu Türkistan için susuyor!

Filistin’e destek çıkanlar, Doğu Türkistan için susuyor!

Facebook Twitter Instagram

TÜM HAKLARI SAKLIDIR © 2022 TÜRKSOLU, ATATÜRKÇÜ, MİLLİYETÇİ, SOLCU GAZETE.

No Result
View All Result
  • TÜRKSOLU
  • GÜNLÜK
  • HAFTALIK
  • ARŞİV
  • İLERİ YAYINLARI KİTAPLIĞI

TÜM HAKLARI SAKLIDIR © 2022 TÜRKSOLU, ATATÜRKÇÜ, MİLLİYETÇİ, SOLCU GAZETE.