Suriye’de Esad’ın devrilmesinden sonra Cumhurbaşkanı olan Ahmet el-Şara ya da daha bilinen adıyla Muhammed el-Culani (Culani), üç gün önce Ankara’ya gelerek, daha doğrusu Tayyip Erdoğan tarafından getirilerek, Saray’da ağırlandı.
Suriye’nin başına getirilen bir İslamcı terörist, Türkiye Cumhuriyeti’nin Suriye’deki yeni müttefiki olarak Cumhurbaşkanlığı tarafından ağırlandı.
Tabi Suriye’de Esad rejimi devrilirken herkes çok sevinçliydi ama kimse bir teröristin Suriye’nin yeni devlet başkanı ilan edileceğini bilmiyordu. Culani ise HTŞ (Heyet Tahrir’üş Şam) lideri kıyafetini çıkarıp takım elbisesini giyiyor (biz bu gömlek değiştirme olayını 23 yıl önceden biliyoruz) ve Suriye’nin yönetimine adım adım yükseliyordu.
Şimdi kimileri Culani’nin Türkiye’de AKP tarafından ağırlanmasını yadırgıyor ama AKP’nin daha önce ağırladıkları düşünülünce, çok da şaşırmamak gerekiyor.
Peki kim bu Culani?
Asıl adı Ahmed el-Şara, örgütteki adıyla Culani, aslında El Kaide’den ayrılma bir İslamcı terörist. Türkiye’de Culani ve HTŞ’den ilk bahseden ise yazarımız Kaya Ataberk’tir.
Kaya Ataberk, 2017 yılında yazdığı ve İleri Yayınları’ndan çıkan FETÖ’den Sonra Pusudaki Cemaatler kitabında, özellikle Atatürkçü kamuoyu için Türkiye’deki tarikat ve cemaatleri tarihsel gelişimleriyle birlikte ayrıntılı olarak değerlendiren bir çalışma.
Ama sadece Türkiye’de etkin tarikat ve cemaatleri anlatan bir kitap değil. El Kaide’sinden IŞİD’ine, HTŞ’sine kadar Türkiye’de de uzantıları olan İslamcı terör örgütlerini de anlatan bir kitap. İşte o zamanlar HTŞ’yi yeni kurmuş sayılan Culani’den de Türkiye’de ilk bahseden kitaptır FETÖ’den Sonra Pusudaki Cemaatler.
Kitapta El Nusra başlığı altında HTŞ ve Culani’den şöyle bahsediliyordu:
“El Nusra, El Kaide’nin Suriyeli militanlarından oluşan bir örgüt. IŞİD’le en temel farkları da ilk başlarda buydu. Liderleri Muhammed el Culani (Cevlani). Örgütün çekirdeğini Afganistan ve Irak’ta savaşmış ya da o militanlar tarafından eğitilmiş bir kadro oluşturuyor. 2013 Nisan ayında El Kaide’nin bir parçası olduklarını açıklamışlardı.
Nusra Cephesi ilk başlarda IŞİD’le birlikte davrandı, daha sonra kendi aralarında da savaştılar. Son olarak Nusra lideri Culani, El Kaide’den ayrıldıklarını ve Fethü’ş Şam (Şam’ın Fethi) Cephesi adını aldıklarını duyurdu.
Bunu ABD ve Rusya’ya El Kaide adıyla Suriye halkını bombalama imkanı vermemek için yaptıklarını açıklamaları ise ayrılığın taktiksel olma ihtimalini akla getiriyor.
…
Nusra’nın en son olarak diğer cihatçılarla beraber Heyet Tahrir’üş Şam adlı bir cephe örgütü kurduğu biliniyor.”
HTŞ ve Culani’den 5 yıl önce bölgedeki önemli aktörler olarak söz eden yazarımız Kaya Ataberk’in FETÖ’den sonra Pusudaki Cemaatler kitabı, sadece Türkiye’deki tarikat ve cemaatleri tüm ayrıntılarıyla, geçmişleriyle anlatan bir kitap değil; aynı zamanda yakın çevremizdeki ülkelerde faaliyet gösteren İslamcı örgütleri de tanıtan bir rehber kitap niteliğinde.
Konuya ilgi duyanlara, başvuru kaynağı niteliğindeki Kaya Ataberk’in FETÖ’den Sonra Pusudaki Cemaatler kitabını tavsiye ederim.