Çoğu muhalif, başında Kılıçdaroğlu bulunan siyasetsiz, etkisiz, Atatürksüz bir CHP’nin Tayyip Erdoğan için nasıl bir velinimet olduğunu belki de ilk kez Aralık ayında fark etmiştir. Kılıçdaroğlu, sâfiyane (!) İmamoğlu’nun duruşmasına denk getirdiği Almanya ziyaretinden apar topar dönerken, yandaş basın feryadı basmıştı. İmamoğlu, Akşener ile birlikte CHP liderine kumpas kuruyordu.
İyi de bundan iktidara neydi? CHP’ye ne olursa olmasın mıydı?
Seçimlerden sonra ise muhalif bildiğimiz basın, bu sefer Fahrettin Altun’a iş çıkarmadı. Şu an tekmili birden,yandaş medyanın seçim kazanan Erdoğan’ı övmediği kadar Kılıçdaroğlu’nu övmekle meşgul.
Kılıçdaroğlu giderse CHP’nin sağa çekeceğini iddia edecek kadar teorik ishaller yaşayan Merdan Yanardağ gibi aklıevvellerden tutun da Alevilerin CHP’deki varlığını Kılıçdaroğlu’na çıpalayacak kadar saçmalayan Miyase İlknur gibi karikatürlere kadar geniş bir kadro, hummalı bir çalışma içinde.
Koronun önemli seslerinden biri ise Sözcü ve başyazarı Rahmi Turan. Rahmi Turan’ın son günlerde yazdıkları korkunç. 21 yıllık kahredici istibdadın, sisin ve kasvetin en az bir 5 sene daha sürmesinin baş müsebbibi bırakın istifa etmeyi, özeleştiride bile bulunmuyor. Ama Rahmi Turan, “şerefli yenilgi”den bahsedebiliyor. Genel şerefsizliğin enkazı altındaki şunun bunun şerefinden bahsediyor. Atatürk düşmanları Meclis’e taşınsın diye kullanılan Atatürkçülerin şerefi ne olacak Rahmi Bey?
Sonrasında bin türlü bahane saydığı bir köşe yazısı geliyor. “Daha ne yapsın”mış Kılıçdaroğlu? Suçlu sosyal yapımızmış. Yani halk da olmasa ne güzel muhalefet edilir, seçim kazanılır, değil mi efendim?
Rahmi Turan hızını alamıyor. Bugünkü köşesinde artık muhalif yazarlığı çoktan bırakıp teslimiyetçilik çağrısında bulunuyor. Çaresi yokmuş. Ulusça kemerleri sıkacakmışız. Kılıçdaroğlu’na kefil sanıyorduk. Adam Mehmet Şimşek’le Hafize Gaye Erkan’a kefil oldu iyi mi?
Hele bir de dünkü Sözcü’de bir Hakan Kaya haberi var ki, okumayı insanın midesi kaldırmıyor. Yeni Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, makamdaki Erdoğan portresinin yanına Atatürk posteri koymuş. Matbudaki haber başlığı, “Hep böyle kalın.” Haberde bir kalp emojisi eksik!
Ama internet sitesinde aynı haber daha hazin bir başlıkla verilmiş: “İlk iş Atatürk’ü baş tacı yaptı.” Sanırsın üniversite işgal heyeti adına rektörün odasına Atatürk portresi bırakan Deniz Gezmiş’i anlatıyor. Bildiğin AKP’li Cevdet Yılmaz işte! Kimi kime anlatıyorsun?
Ama Sözcü’nün durumu diğerlerinden biraz farklı. AKP, gazetenin sahibi Burak Akbay ve gazetesinin üzerinde “FETÖ” kılıcı sallandırıyor. Burak Akbay yurtdışında ve hakkında yakalama kararı ve davalar var.
Kimi emektar muhalifin “ta Gözcü’den beri bilirim” dediği Sözcü’nün 15 Temmuz’un ertesi sabahı kafasını kuma gömdükten sonra 17 Temmuz’da, erleri ve askeri öğrencileri linç edenleri manşete taşıyıp “Halkın zaferi” yazmasının ve Atatürk’ü bu işe âlet etmesinin sebebi de bu aslında.
Türk halkı CHP’nin tuncuna, basının Sözcü’süne kalmış görünüyor. Ama güzel insanlar güzel atlara binip bir yere gitmiş değil. Niyetleri de yok. Muhalefetin de basının da hası, bu ülkede bitmedi.
Dörtnala akınlara devam!