İktidar medyasının “amiral gemisi” Yeni Şafak gazetesi bugün yaptığı haberde, “14 Mayıs seçimlerinde Erdoğan’ın zaferle çıkacağı görülünce düğmeye basıldığını, Erzurum’da İmamoğlu’nun otobüsüne taş atılmasının buna yönelik bir provokasyon olduğunu; taş atanların elebaşının istihbaratta görevli ve FETÖ’den işlem gören bir uzman çavuş olduğunu” yazdı.
Numan Kurtulmuş da katıldığı programda, AKP’nin İstanbul mitingi yerine Erzurum’daki saldırının konuşulmasını “manidar” bulduğunu, “böylesi bir günde, Erzurum’daki olayın konuşulmasının o taşın aslında AK Parti’ye doğru atılmış bir taş” olduğunu dile getirdi.
Demek ki neymiş? Seçimi kaybedeceğini anlayan CHP, FETÖ’cülerle işbirliği yapıp kendi mitingine saldırı düzenlemiş(!)
Muhalefete yönelik her saldırının iktidar tarafından bir “kurgu” olarak gösterilmesi yeni bir şey değil. Aynı zırvalar İYİ Parti’nin İstanbul il binasının kurşunlanmasından sonra da dile getirilmişti.
AKP iktidarı kendi eliyle yarattığı şiddet ortamını gizlemek ve siyasi terörün önünü açan demeçleri normalleştirmek adına tüm bu saldırıları bir “tiyatro” gibi göstermek ve bunun sorumluluğunu da muhalefete yüklemek zorunda.
Ancak ortada çok yalın bir gerçek var. Görüntülere bakıldığında, miting öncesinde İmamoğlu’nu pankartlarla tehdit eden kalabalık bir MHP’li grubun ellerindeki taşlarla miting alanına geldikleri, sosyal medya hesaplarından “canlı yayına” geçtikleri, mitinge katılanlara küfrettikleri, ardından da saldırdıkları; valinin ve emniyet müdürünün de durumu görmelerine rağmen müdahale etmedikleri açıkça anlaşılıyor.
Saldırı mitingin ardından da devam etti. Saldırganlar, Erzurum’u sokak sokak dolaşarak muhalif partilerinin seçim pankartlarını indirdi ve yaktı.
Kaldı ki, olay sonrasında bir soruşturma başlatılması ve göstermelik bile olsa 15 kişinin gözaltına alınması, iktidarın gerçeği gizlemek için ürettiği komplo teorisinin ne kadar anlamsız olduğunu da gösteriyor.
Bu saçma teorinin bir an doğru olduğunu düşünürsek muhalefetin “mağduriyet yaratmak için” düzenlediği “tezgaha” göz yuman valinin, emniyet müdürünün ve İçişleri Bakanının da CHP’ye çalıştığı sonucuna varmak gerekir.
İstanbul Erzurum Dernekler Federasyonu Genel Sekreteri Turan Ağ’ın “İBB Başkanın mitingi hiçbir ilgi görmediği için dışarıdan getirildiğini tahmin ettiğimiz bir grup halkın üzerine taş atmıştır” açıklaması bu komplo teorisiyle son derece uyumlu.
Anlaşılan o ki iktidarın doğrudan sahiplenemediği Erzurum saldırısı seçim öncesinde bir iktidar içi hesaplaşma meselesine dönüşmüş durumda.
Berat Albayrak’a yakın Yeni Şafak’ın saldırıda bir istihbarat elemanının kullanıldığını iddia etmesi Süleyman Soylu’yu işaret ediyor.
Soylu’nun İmamoğlu’nu “provokatör” olarak ilan etmesi de bu durumun farkında olduğunun ve böylesi bir suçlamaya karşı kendisini korumaya çalıştığının bir göstergesi olarak görülebilir.