Baştan belirteyim. Bu bir ikna yazısı değil. Daha çok bir dertleşme yazısı.
Sözüm Türk milliyetçilerine.
Elbette insaf ve izandan istifa etmiş AK kurtlara değil, vicdan dişini kendine batırabilen Mustafa Kemal’in bozkurtlarına.
Kolunu kesseler Tayyip Erdoğan’a teslim olmayacak ama Kemal Kılıçdaroğlu’na da eli gitmeyen düşünceli ve incelikli azınlığa.
Biz her yerde tanımsız bırakılacak kadar sahipsiz ve önemsiziz ama görünmez filtrelere takılacak kadar da büyük bir düşmanız. Dışlanmışlığımızın temelindeki çıplak gerçek bu. Arena, Türklüğümüzü ve cumhuriyetimizi ortadan kaldırmaktan başka hiçbir hedefte mutabık kalamayan Atatürk düşmanı vahşi canavarlarla dolu.
Dolayısıyla çok farklı şeyler görmüyoruz. Türkiye’de siyasetin, medyanın, akademinin her mahallesinde sokakların Türk milliyetçiliğine ve Mustafa Kemal’in askerlerine kapatıldığının farkındayız.
Hayır… Haziran 2015’te HDP’ye oy atmış ama ismini veremeyeceğim fantastik bir MHP’li abimizin taktik esnekliğini anlatıp feyz alın demeyeceğim. Hem yapmadığım şeyi niye tavsiye edeyim?
Gerçi tamam; nasıl ki avukatın müdafiliğinden özdeşlik anlamı çıkarmak zorunlu değilse (malum, savunma hakkı kutsal) kullanılan oy da ideolojiyi (yani ruhu) yansıtmak zorunda değil. Elbette. Ama dediğim gibi, dokunacağım husus bu bile değil.
Genel seçimi geçelim. Oradaki tercih çeşitliliği Cumhurbaşkanlığı seçimi kadar yakıcı değil. Ve zaten o seçimin sonucu da o denli belirleyici değil. Zurnanın zırt dediği yer, Cumhurbaşkanlığı seçimi.
Önümüzde topu topu 4 tane aday var ama bu aday kıtlığında bunlardan bir tanesi, net Türk milliyetçisi. Tabi, hayal kurmuyoruz ve Sinan Oğan’ın alacağı muhtemel oyun epey düşük kalacağının farkındayız. %1 mi alacak? %2 mi? Hani belki de günün sonunda masaya yumruğumuzu vurup “Kardeşim, bu ülkede 1 milyon Türkçü var” deme şansımız olacak.
Gerçi bu, TKP’nin 12 yıl önceki stratejisiydi. Seçim sonunda “Bu ülkede 500 bin komünist var” demek istiyorlardı. En iyi gününde, Türkiye’de –2009’daki yerel seçimlerde– 90 bin komünist yoktu. Ama herkes biliyor; Sinan Oğan’ın alacağı oy, milliyetçi tabanın olsa olsa küsuratıdır.
İşte bu noktada muhalefetin “ilk turda bitirelim” ortak aklı, Türkçülerin karşısına çıkıyor. Gerekçeyi uzun uzun anlatmaya gerek yok. AKP’nin kaybediş kriziyle geçecek iki haftanın Türk milletine nelere mâl olabileceğinin farkındayız.
Kuşkusuz, 2015’te HDP’ye oy veren fantastik MHP’li abinin ultra esnek taktisyenliğinden bahsetmeyeceğim gibi Kılıçdaroğlu’nun bizlere Ötüken’i vadettiğini de iddia etmeyeceğim.
Türk milliyetçileri tabi ki kendi davasını kimseye vesayet bırakmasın. “Yetmez ama evet” vagoncusu olsaydık zaten iş Kılçdaroğlu’na kalmazdı, hepimiz AK kurt olmuştuk. Vaktiyle o yola sapıp Reis’le Turan hayali kuranların, Kürdistancı Hüda Par’la hayatı paylaşır hale geldiğini zaten ibretle izliyoruz.
Fakat göstermek istediğim şu: “İlk turda bitirmek” için Kılıçdaroğlu’na oy vermek bir ideolojik feragat değil. Tam tersine, çok daha büyük bir ideolojik pencereye açılan bir nefes alma fırsatı.
Oyunu Sinan Oğan’a verip Türkçülük abdesti bozulmadan, tertemiz ve iç huzuruyla mükemmel mükemmel yerinde oturmak da bir seçenek.
Peki, Sinan Oğan’ın aday olmaya hakkı yok muydu? Ne demek? Anasının ak sütü gibi helaldir. Ama konuyu buraya getirdikten sonra zaten bir Türkçünün adaylığını herhangi bir HDP’linin adaylığı ile aynı zemine oturtmuş oluyoruz. Yani büyük resim için bu irtifa yetersiz.
Bu aşamadan sonra hiçbir şey bilmiyorsam, şunu çok net biliyorum. Hayat simetrik değildir. Ben “Ne o, ne bu” konforunun ayartıcılığından kaçıyorum. Kılıçdaroğlu, istese de Tayyip Erdoğan kadar ne bu ülkeyi bölebilir ne de devleti sülalesinin emrine verebilir… Bu kadar büyüyen bu kanseri daha fazla büyümeden durduracak mevcut en güçlü aday da Kılıçdaroğlu’ndan başkası değil.
Evet, Türkçülüğümüz bizimdir. Ama Anadolu ve Trakya’da Türklüğün hayat hakkını kıskançlıkla müdafaa etmek görevi de bizimdir. Türk milliyetçisi için Tayyip Erdoğan’ı durdurmaktan daha büyük bir gündem olamaz. Sinan Oğan değil, böyle bir oy potansiyeliyle Mete Han aday olsa o da kusura bakmasın. Çamur deryasında bale yapılmaz.
Son olarak… HDP seçmeninin desteklediği Kılıçdaroğlu’nu mu destekleyeceğiz? Bırakın onu da HDP’liler düşünsün.