CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener 2024 Yerel Seçimleri için bir toplantı yaptı. İki partinin de ileri gelenlerinin sızdırdıkları bilgilere göre liderler Yerel Seçimlerde yeniden ittifak yapmaya karar verdi. Bulunan formül ise Adana, Mersin ve Manisa’da İyi Parti adayının, diğer büyükşehirlerde ise CHP’nin adayının desteklenmesi.
İttifak, muhalif seçmen tabanı için hep talep edilen ve umut yaratan bir düşünce. Ancak bu sefer ortada büyük bir tehlike ve tuzak var. Şu anda iki lider arasında bir ittifak yok aslında. Matematik üzerine bir kulis söz konusu ve o matematiğin ne kadar çok şaşabileceğini de defalarca gördük.
2019 Yerel Seçimlerine CHP ve İyi Parti, Millet İttifakı olarak girdi. İki parti arasında işbirliği ve uyumun en yüksek olduğu seçim buydu. Sadece iki partinin oluşturduğu bu güç, yarattığı coşku ve umut ile neredeyse bütün büyükşehirleri kazandı. İstanbul ve Ankara’da tarihi zaferler kazanıldı.
O dönem bu ittifak solcu-milliyetçi ittifakı ve Türk halkının iki büyük eğilimini yansıtarak gerçekten Millet İttifakı ismine layık olmaya adaydı. Halkın kafasında soru işareti yaratmayan, mesajları net olan ve seçimi kazandığında ne yapacağı belli olan bir ittifaktı. Bu yüzden AKP-MHP iktidar bloğunun dışında kalan bütün partiler, bir pazarlık yapmadan veya talep dayatmadan, bu ittifakın adaylarını fiilen desteklediler. Hatta kendi adaylarını gösteren diğer muhalif partilerin seçmenlerinin dahi Millet İttifakı adaylarına oy verdiği seçim sonuçlarıyla ortaya çıktı.
Yani Millet İttifakı iki partiden ibaret iken, bu iki partinin oylarının toplamından çok daha fazla oy kazandı. Matematikleri halkın destek çarpanıyla büyüdü.
2023 Genel Seçimlerinde ise tam tersi oldu. “Hesap uzmanlığıyla” övünen Kılıçdaroğlu yine kendince bir matematik yürüttü. 2019’da çalışan formülü çöpe attı.
“Hesap uzmanımızın” sonucu hezimet olan yeni matematiksel formülü şöyleydi: “Millet İttifakı iki değil, altı parti olsun. Nihayetinde altı ikiden büyüktür! Bir de HDP aday göstermezse… Kesin %50 geçilir!”
Siyasetin el cebrini hiçbir şekilde anlamayan, ayrıca aritmetiği de ilkokul çocuklarınınkinin gerisinde olan bu yeni formülün sonucu felaket oldu.
2019’da CHP artı İyi Parti formülü, üstüne milyonları da koyarak zaferi getirdi. 2023’te ise CHP artı İyi Parti artı oyları belirsiz dört parti artı HDP’nin tekelinde olduğu varsayılan oylar, 2019’daki iki partili toplamın dahi altına düştü. Ve hatta hem CHP hem İyi Parti hem de HDP, bütün partilerin oyları 2019’a göre düştü.
Kılıçdaroğlu’un “6 parti büyüktür 2 parti” formülü kötü bir kandırmacaydı. Esas aradığı çoğunluk 6’lı Masa’da, Akşener’e karşı kendi adaylığını sağlayacak 5 kişilik çoğunluktu. Seçimi kazandıracak %50 artı birlik çoğunluk hiçbir zaman umurunda olmadı.
Halk bütün partilere büyük bir el cebir ve siyaset dersi verdi. Seçmen “ben düşünceye ve programa oy veriyorum, parti sayısına değil” dedi. Ancak belli ki Kılıçdaroğlu ve Akşener hiçbir şey olmamış gibi şaşırtıcı düzeyde kötü matematiksel formüllerle yola devam etmeye çalışıyor.
Öncelikle kimse yalan söylemesin. Şu anda ortada ne iki partili ne de altı partili haliyle Millet İttifakı veya “Masa” yok.
Ayrıca Kılıçdaroğlu ve Akşener’in arasının ne kadar kötü olduğunu herkes biliyor. Akşener en son İyi Parti Kurultayı’nda CHP’yi çok sert eleştirmiş ve 2024 Yerel Seçimleri ile ilgili “İnsafınız kurusun. Neymiş? İstanbul, HDP sayesinde kazanılmış. Haydi o zaman bundan sonra size hayatta başarılar diliyorum” restini çekmişti.
CHP’de hegemonyasını kaybetmek istemeyen Kılıçdaroğlu kliğinin parti içi mücadelede en büyük propagandası ise, İmamoğlu’nun CHP’yi bölmek istediği, Akşener ile iş tuttuğu şeklinde. Ayrıca Akşener masadan kalkıp, sonra geri dönmesiymiş, oyları çok daha yüksek olacakmış Kılıçdaroğlu’nun ve seçimi güya bu yüzden kaybetmiş.
Benzer bir şekilde Akşener ve İyi Parti de “kazanamayacak” aday olan Kılıçdaroğlu’nun, HDP ile arasına mesafe koyamadığı için İyi Parti’nin oylarının %15’lerden %10’lara düştüğünü savunuyor.
Bizi iki partinin içişleri ilgilendirmiyor. Ancak her iki partinin söylemi, bir araya gelmenin her zaman pozitif bir matematik yaratmadığını, tam tersine ilkesiz, fikirsiz ve ideolojisiz birliklerin “ittifak”taki partilere oy dahi kaybettireceğinin itirafıdır.
Nitekim şimdi de iki lider, “biz 2019’daki gibi Millet İttifakı’nı iki parti olarak yeniden ayağa kaldıracağız, ortaklık için şu ilkeleri temel alacağız” demiyor. Belli ki araları hâlâ çok kötü, ancak matematik ve çıkar birliğini öne sürüyorlar.
Güya CHP, İyi Parti’ye Adana, Mersin ve Manisa’yı sunuyor. Karşılığında ne alacak? İyi Parti de CHP’nin belirleyeceği İstanbul ve Ankara adaylarına destek verecek.
İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nu aday göstermek istemeyen CHP yönetiminin, İyi Parti’yi adeta siyasal bir rüşvet ile yanına çekip, önce İmamoğlu’nu tecrit etmeyi amaçladığını varsayabiliriz.
Bu çok kötü bir strateji çünkü hem İstanbul kaybedilebilir hem de Adana, Mersin ve Manisa… İstanbul’da İyi Parti seçmeni İmamoğlu haricinde bir adaya aynı düzeyde destek vermeyebilir, Adana, Mersin ve Manisa’da ise CHP’den daha az oyu olan İyi Parti’nin adayları yapayalnız kalabilir.
CHP Yönetiminin umurunda mı bu riskler? Hiç sanmıyoruz. Bu felaket senaryosunda, Kılıçdaroğlu parti içi mücadelesinde rahata ermek için, sadece Adana, Mersin, Manisa’yı değil, İstanbul’u da AKP’ye teslim etmesi tehlikesi çok yüksek.
CHP ve İyi Parti bu çok kötü stratejiyi, matematik bahanesiyle seçmenin önüne sunamazlar. Çünkü matematik de tutmuyor. 2023’te, 2019’a göre daha farklı bir aritmetik çıktı.
Eğer 2024 seçimleri için illa bir toplama çıkarma formülü kuracaksanız, HDP/YSP, Cumhur İttifakı’ndaki AKP-MHP dışındaki partiler ve Millet İttifakı’ndaki diğer dört partiyi dışarıda tutmanız gerekiyor. Dengelerin nasıl değiştiğini il il gösterelim.
2019’da Adana’da İYİ Parti destekli CHP adayı %54, AKP destekli MHP adayı %43 aldı. 2023’te ise CHP-İYİ Parti toplam %39,4, AKP-MHP toplam %41,9 oy aldı.
2019’da Mersin’de İYİ Parti destekli CHP adayı %45, AKP destekli MHP adayı %41 aldı. 2023’te ise CHP-İYİ Parti toplam %42,3, AKP-MHP %37 oy aldı.
2019’da Manisa’da CHP destekli İYİ Parti adayı %38, AKP destekli MHP adayı %53 aldı. 2023’te ise CHP-İYİ Parti toplam %40,5, AKP-MHP %45,9 oy aldı.
Bu matematik hiç iç açıcı değil. Kaldı ki bir önceki Yerel Seçim’de iki parti arasında iletişim çok daha iyiyken bile, Balıkesir’de partilerin yerel teşkilatları adeta kanlı bıçaklı olmuştu. Aday İyi Parti adayıydı ve seçimleri kıl payı kaybetti. Ancak İyi Parti yerel örgütü CHP’nin yerel örgütünün bilinçli bir şekilde seçimleri sabote ettiğini ileri sürdü.
Şimdi hem Adana hem Mersin hem de Manisa’da İyi Parti’den çok daha fazla seçmene sahip olan CHP örgütünün sorunsuz bir şekilde İyi Parti adayları için çalışacağı varsayılıyor. Hem de CHP içinde tam gaz devam eden “CHP’ye karşı Akşener-İmamoğlu komplosu var” kara propagandalarına rağmen!
Bir de tüm hesapların içine İstanbul’u sokun. Belli ki Kılıçdaroğlu İmamoğlu’nu aday göstermeyecek. İyi Parti seçmeninin bu durumda hiç fire vermeyeceğini de hayal ediyor olamaz.
2019 Yerel Seçimlerinin ilk İstanbul turunda Ekrem İmamoğlu %48,77 oranında oy almıştı. 2023 Genel Seçimlerinde ise İstanbul’da CHP artı İyi Partinin toplam oyu sadece %36,4 düzeyinde kaldı. Bu oranın üstüne TİP ve YSP’yi koysanız bile ancak %48,6’e ulaşılıyor. Yani Binali Yıldırım’ın ilk turda aldığı oyun altında bir oran!
Al gülüm ver gülüm ile ittifak olmaz. İyi Parti bu tuzağa düşmemeli. CHP’ye ise söyleyecek çok bir söz bulamıyorum.
Belli ki CHP İstanbul’u da, Adana’yı da, Mersin’i de, Manisa’yı da gözden çıkarmış. Güneyde Adana ve Mersin CHP’nin kalesi olan, 22 yıldır AKP’ye karşı direnmiş çok önemli iller. Bu iki ilin başarılı iki CHP’li başkanı var. Aday gösterilmediklerinde Adana ve Mersin seçmeni ne tepki gösterecek kim bilebilir? CHP lideri için bu bile önemli değil anlaşılan. Hesaplar çok ama çok farklı kafalarla yapılıyor.
Kendi adaylığını dayatarak öyle bir durum yarattı ki Kılıçdaroğlu, artık hangi matematik hangi ittifak öne sürülse, içinden kazanacak bir denklem çıkmıyor. Büyük hevesle pazarladıkları “HDP seçmeni de bize oy verecek” promosyonu da artık anlamsızlaştı. YSP kendi adaylarını gösterecek.
Mesele muhalefet partilerinin oylarını toplamak değil, mesele Kılıçdaroğlu’nun dayatmalarının son bir yılda tüm muhalif partilerin oyunu düşürmüş olması. Toplasan yetmiyor ki!
Ortada tek bir matematik var. CHP’nin başından Kılıçdaroğlu gitmeden, ne ittifak ne seçim zaferi ne de aklı başında muhalif bir strateji olabilir.