Mehmet Sami Tuğrul Antalya’da bir cemaat yurdunda başı kesilerek öldürüldü.
Enes Kara ailesinin baskısıyla kaldığı Elazığ’daki bir cemaat yurdunda, yine ailesinin baskısına, yurdun işleyişine dayanamayarak yaşamına son verdi.
2016’da Aladağ’da bir cemaat yurdundaki yangında 12 öğrenci yaşamını yitirdi.
Erzurum’daki bir cemaat yurdunda yedi çocuğa cinsel istismarda bulunuldu.
Daha öncesinde yaşanan Ensar Vakfı’ndaki tecavüz olayı hâlâ yüreklerimizde bir acı.
Cemaatlerde yaşanan insanlık dışı binlerce olayın basına yansıyan yüzlercesinden ilk aklıma gelenler bunlar.
İki gün önce ise, İstanbul Esenler’de Süleymancılara ait bir yurtta yurt çalışanının çocuklara dayak attığı görüntüler ortaya çıktı.
Sorun, yurtların hangi tarikata bağlı olduğunda değil. Hangi tarikat yurdunda hangi olaylar yaşanıyor da değil sorun. Sadece tarikat yurtlarına indirgenemeyecek kadar büyük bir sorunla karşı karşıyayız.
En büyük hatta tek sorunumuz, tarikatların ta kendisi. “Tarikat yurtları kapatılsın” demekle hatta yurtların yasalarla kapatılmasıyla bile çözülemeyecek kadar büyük bir sorun var karşımızda.
Şu yazılan birkaç olayda da görüldüğü gibi dosyaları epeyce kirli.
Tarikat demek; şiddet, ölüm, tecavüz demek…
Tarikat demek; din değil kin demek…
O yurt görevlisinin çocuklara bu kadar şiddet uygulamasının sebeplerinden biri de, çocukluğunu çocuk gibi yaşayamadığından dolayı çocuklara karşı içindeki kin değil mi? Kendisinin yaşamadıklarını başkalarının yaşamasına engel olmaya çalışarak kendi egosunu tatmin etmeye çalışması…
Bu ülkenin çocukları tarikatların kucağına yem olarak atılıyor. Bazen tarikatçı aileleri tarafından bazen de insanların çaresizliğinden.
Tarikat, insanı mankurtlaştırıyor.
Bir insan düşünün ki, evladını öldüreni değil de evladını suçlasın! Babalarının açıklamaları hâlâ hafızalarımızda. Enes gibi, Sami gibi birçok gencin ölüsü bile suçlanıyor aileleri tarafından.
Bazı gençler ise tamamen çaresizlikten, parasızlıktan, yurtsuzluktan, yani devletin vatandaşına karşı sorumlu olduğu görevleri yerine getirmediğinden bizzat devlet tarafından itiliyor bu cehennem çukuruna.
Esenler olayı ilk değildi, maalesef son da olmayacak!
Tarikat yurtları kapatılmalı; onun içinse öncelikle tarikatlar kapatılmalı. Tarikatların kapatılması için ise, tarikat zihniyetinden beslenen AKP’den kurtulmalı.