Dün takvim yaprağı 14 Ağustos’u gösteriyordu. Her yıl olduğu gibi, AKP’liler kutlamalar yaptı. Çünkü bu tarih onların partisinin kuruluş yıldönümüydü. Türk tarihinin ise şüphesiz en karanlık günlerinden biri bu tarih…
AKP ile ilgili yazmadan önce ağustos ayının Türklük için ne ifade ettiğini özetleyelim.
Ağustos Türk’ün şahlanış ve zafer ayıdır. 26 Ağustos 1071, Malazgirt Meydan Muharebesi’nin tarihidir. 9 Ağustos 1915 Anafartalar Savaşı’nın tarihidir. Atatürk’ün ve Türk Milletinin Çanakkale’de emperyalistleri “mahv-ı perişan” ettiği tarih. 26 Ağustos 1922 Büyük Taarruz’un, 30 Ağustos 1922 ise Başkumandanlık Meydan Muharebesi’nin tarihidir. Sadece Türk milletinin değil bütün ezilen ulusların sömürgecilere karşı en büyük zaferinin tarihi.
Bizim tarihimizi bizden çok daha iyi bilen emperyalistler ağustos ayını kendilerince Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ve Türklüğe karşı bir intikam ayı gibi belirlemiş olabilirler mi?
15 Ağustos 1984, ırkçı-bölücü terör örgütü PKK’nın Eruh ve Şemdinli saldırısı. 80 öncesi Güneydoğu’da sadece solcuları infaz eden Apocu çete, TSK’yı hedef alan ilk eylemini bu tarihte gerçekleştirdi.
14 Ağustos 2001. BOP eşbaşkanlığı ile övünen AKP’nin kuruluş yıldönümü. PKK ve Fethullah ile ittifak halinde TSK’yı yok etmek için tertipledikleri Ergenekon ve Balyoz Kumpasları. Zindanlara atılan yüzlerce Türk subayı. Daha sonra “açılım” adı altında hortlatılan terör, şehit edilen binlerce askerimiz ve yurttaşımız. Ardından, eski ortakları Fethullahçıları bahane ederek, 2016’dan sonra gerçekleşen tasfiye. Kapatılan Harbiye, askeri liseler, askeri hastaneler…
Bu partinin kuruluşu ile iktidara getirilişi arasında çok kısa bir süre var. Çünkü kuranlar Irak’ı işgal etmeye kararlıydı. Sonra da BOP çerçevesinde Türkiye’yi parçalamaktı amaçları. Hemen erken seçim gerekiyordu. Bu iş için zaten Devlet Bahçeli hazırdı.
Sonrası yakın tarihtir. BOP eş başkanlığı yapmakla gurur duyanlar, tüm Ortadoğu coğrafyasına, Müslüman dünyaya ama özellikle Türkiye’ye büyük zararlar verdiler. El attıkları her ülke, “kardeşim” diye gittikleri her yer, ABD’nin, İsrail’in, Rusya’nın, Fransa’nın ve diğer emperyalistlerin oyun alanı oldu. İç savaşa sürüklendi. Dinimizi en çok kullanan bunlardı ama Müslümanların kanına en çok yine bunlar girdi.
Fitne nedir, nifak nedir, münafıklık nedir, diye sorulursa; ders olur bunların kısa tarihi. Bu açıdan Türklükten öte İslam tarihine de karanlık bir gün olarak yazılabilir 14 Ağustos.
Ancak her zaman için en çok Türkiye’ye saldırdılar. Bu ülkede var olan tüm gelenekleri yok ettiler. Cumhuriyet yetmedi, Osmanlı’dan dahi miras ne kadar kurumumuz varsa onları da çökerttiler.
Yok edilmiş PKK terörünü hortlattılar. Yetmedi başka terör örgütleri başımıza sardılar. O da yetmedi 15 milyona yakın yasadışı unsuru ülkeye ithal ettiler. İstikbalimizi ve gelecek kuşakların ufuklarını bugünden bombaladılar. 22 yıldır karanlıklara mahkûm ettikleri vatanımıza, daha kim bilir kaç kuşaklık belalar planladılar.
Nice gencin, nice insanımızın kanına girdiler. Yetmedi “beraber yürüdüklerinin” de kanına girdiler. Türkiye’de bunların zulüm ve adaletsizlik cenderesinin altında inlemeyen, siyasi – ideolojik cenah bırakmadılar.
Çok döndüler. Hep fırıldak gibiydiler. Her kılığa girdiler. İlkesizlik, yalancılık ve kaypaklık tek pusulalarıydı. Ama asla değişmeyen tek bir özellikleri oldu. Türk’e düşman oldular. Türk Ordusu’na düşman oldular. Atatürk’e düşman oldular. Cumhuriyet’e düşman oldular.
Hangi görüşten olursa olsun, onlara parya olmak istemeyen, boyun eğmeyen, namusuyla, emeğiyle yaşayan herkese zulmettiler. Ayrımcılık yapmadıkları tek alan bu oldu.
AKP nedir deseler, tek bir yanıt verebiliriz. O “Türk Milleti”ne düşman bir oluşumdur. Uyduruk “Bu Millet” kisvesiyle kaleyi içten çökertmek için her türlü fitneyi, takiyeyi ve bölücülüğü mubah gören bir unsurdur. 1919’daki direniş sonrası amaçlarına ulaşamayan düşmanlarımızın başımıza sardığı son beladır.
Ne yapsalar, ne etseler, yine de Türkiye’yi, Türk milletini esir alamadılar. Başımıza bela oldular ama bizi yok edemediler. Türk Milletine de iyi bir ders verdiler.
Bundan sonrasını onlar düşünsün. Türk’ün tarihinde ihanetin hesabı sorulur. Ve Türk er ya da geç ayağa kalkar. 14 Ağustosçular! Gafiller. 26 Ağustos’u unutmayın!