2023 yılı Cumhuriyet’in 100. Yılı. Bu yüzüncü yıl aynı zamanda bir kader yılı olacak. AKP yıkılacak ve Cumhuriyet kurtulacak. Ya da AKP iktidarı cebren ve hile ile seçimleri çalacak. 29 Ekim 2023’e Türkiye tarihi bir devrim ve karşıdevrim cepheleşmesi içinde girecek.
14 Mayıs 2023’te hepimizin birinci görevi sandıklara sahip çıkmak ve diktaya karşı en güçlü adaya oy vermek. Bu cepheden kaçanın, yan çizenin diğer cephelerde söz hakkı olamaz.
Bu yüzden 14 Mayıs gününü bir halk hareketinin başlangıcı olarak görmeliyiz.
Bugün hâlâ Meclis’te grubu olmayan partilerin adaylarının imza toplama süreci devam ediyor. Ve muhalefetin adayının Kemal Kılıçdaroğlu olması ile ilgili tartışmalar da bitmiyor.
Bunu da doğal kabul ediyoruz. 3 gün sonra bu imza meselesi de geride kalacak. Artık kulisçilerin, trollerin, hizipçilerin susma vakti gelecek. Ajitatörlerin, propagandistlerin, stratejistlerin ve en önemlisi sandık güvenliği için oluşturulması gereken halkın örgütlü gönüllülerinin günü gelecek.
Kulis gündemi muhalefeti halktan kopardı. Hiziplere böldü. Hizipçilerin borusu öttü, trollerin iğrenç üslupları ve yalanları siyasete egemen oldu. Kendini muhalif televizyon kanalı olarak tanıtan kurumlar, hizip TV’ler olarak yayın yaptı. Ve ne yazık ki Kemal Kılıçdaroğlu da kendince bu aparatı kullandı. Kılıçdaroğlu’na rakip olanlar da bu yola saptı. Böylelikle sarayın ajanları her kulvarda çok rahat at oynattı. Çünkü trollüğün finansmanı her zaman “havuz” yöntemiyle olur. Muhalif trol olmaz. Muhalif “havuz” da olmaz. Olur sanırsanız, buna yeltenirseniz, sarayın pis havuzunun suları her zaman sizin havuzunun sularına karışır ve trollerinizi deSaray satın alır.
Yok, “biz daha büyük havuz kurarız, daha çok hesap satın alırız, bizim trol sayımız daha çok olur” derseniz zaten o zaman sizin havuzunuz daha pis, trolünüz de daha halk düşmanı olur.
İşin daha kötü yanı da var: Trol her zaman anonimdir. Yüzünü saklar. Onu sandıkta görevli yapamazsın. Sokakta bildiri dağıttıramazsın. Kapı kapı dolaştıramazsın. Seçim gecesi tutanak kavgası verdiremezsin. Bırakın bunları, şimdi görüyoruz ki destekledikleri aday için imza atmaya seçim kuruluna bile götüremezsin.
Bugün CHP’liler Muharrem İnce’nin hâlâ 100 bin imza toplayamaması ile dalga geçiyorlar. Bunu İnce adına “trollük” yapanların hezimeti olarak görüyorlar. Ve hatta aslında bu trollerin sarayın beslemesi olduğunu ileri sürüyorlar.
Bu iddiaları ispatlamak onlara düşer. İspat ortaya koyanlar da var. Ancak burada asıl ders CHP Genel Merkezinedir. 5 yıl önceki seçimde siyasette sosyal medya ve trollük olgusu bu kadar öne çıkmamıştı. Ancak ciddi adaylar daha ikinci gün olmadan 100 bin imzaya ulaşabilmişti. Şimdi ise twitterda yapılan anketlerde kendi lehlerine bir milyonu aşkın oy alan adaylar, 100 bin imzaya bile ulaşamıyorlar.
Bu o adayların sorunu ama muhalefetin ana ismi, bizim de destek sunduğumuz Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu için de önemli bir ders var burada. Kılıçdaroğlu da halktan çok kopuk ve tamamen kulislere, internet çatışmalarına ve bir kısım muhalif hizip TV kanallarına dayanan bir kampanya sonucu adaylığını ilan etti.
Kılıçdaroğlu seçimi kazanmak istiyorsa artık bütün bu “trol” yöntemlerini çöpe atmalıdır. “İnternet siyaseti” önümüzdeki iki ay için gündem dışı olmalıdır. Klasik sokak siyaseti, sokak militanları ve parti gönüllüleri öne çıkmalı. Nazik üsluplarla, taviz vermeyen ama kazanıcı tavırlarla, halktan ve halkla konuşabilen sıradan insanlarla seçim çalışması yürütülmeli.
Hepsinden önemlisi 14 Mayıs günü sandıklara sahip çıkacak bir halk hareketi başlatılmalı. Ete kemiğe bürünmüş gerçek demokrasi savaşçıları. Seçim hukukundan anlayan, içinde bir gram korku taşımayan, adıyla, sanıyla sandığın başında mücadele eden, İkinci Kurtuluş Savaşı neferlerine ihtiyacımız var 14 Mayıs için.
Saray diktasının, 20 yıllık AKP karşıdevriminin, toplumda yarattığı en büyük tahribat ahlaki tahribattır. Trollük ise ahlaki yozlaşmanın bir numaralı örneğidir. Muhalefet kendine gelmeli, diktatörlüklerin trol orduları ile değil ancak halkla yıkıldığını hatırlamalıdır.
14 Mayıs sürecinde seçim kampanyasını trollük üzerine kuran bir hareket, 14 Mayıs’ta sandıklara sahip çıkacak insan gücünü dağıtmış demektir. Çünkü trol ruh hali, Ak-trollük ruh haliyle ikizdir. Korkaktır, kaypaktır ve kaçaktır.
“CHP trolü” olmaz, “İyi Parti trolü” olmaz. Kendini diktaya karşı tanımlayan başka bir halk gücü, partisi varsa, onun da trolü olmaz. Bu partilerin gönüllü ve disiplinli fedakâr çalışanlara, hepsinden önemlisi genç militanlara ihtiyacı var.
Kılıçdaroğlu ve Akşener ya bilerek ya bilmeyerek ya da işlerine öyle geldiği için, gençliği hep siyasetin dışında tuttu. Onları sosyal medyaya yönlendirdiler. Toplumsal trolleşmede saray ahlaksızlığından sonra ikinci büyük sorumluluk muhalefetin korkaklığıdır.
Kılıçdaroğlu’na yaptığımız tüm eleştirilerimizi 14 Mayıs’a kadar erteledik. Kendisini Tayyip’e karşı tamamen destekliyoruz. Tek bir konu hariç! Sandık güvenliği ve halkın oylarının korunması meselesi.
Bu konuda bilerek veya bilinçsizce yapılan her hatanın ilk hesap sorucusu biziz. Muharrem İnce’nin ortadan kaybolduğu, “adam kazandı” kepazeliklerinin yaşandığı tarzda bir geceyi, bir daha kimse bu halka yaşatamaz. Kaldı ki Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Akşener de o gece çok iyi bir sınav veremedi.
Bu yüzden iki büyük muhalif partinin iki liderine de sesleniyoruz. Sarayın trol ordularını dağıtmanın ilk yolu onları sosyal medyalarıyla baş başa bırakmaktır. AKP’nin sokakta çalıştıracak kadar gönüllüsü yok. Teşkilatları felç durumda… Seçim gecesi sandık hırsızlığı için seferber edebilecek güçleri var çünkü devletin otoritesini gasp etmişler. Ancak seçimlerden önce sokakta seçim kampanyası yürütecek bir gönüllü ordusu yok. Günlük en az 500 TL almadan AKP standında duracak tek bir kişi bulamazlar. Onların da hiçbir işe yaramadığını son yerel seçimlerde gördük. Sokaklarda muhalefet açık ara öndeydi. AKP bunu bildiği için siyaseti ısrarla sokaktan çekip, medya ve internet mecrasına sokmaya çalışıyor. Çünkü orada parasal güç ve savcılık soruşturmalarıyla üste çıkabilir.
Muhalefet yine sokaklara çıksın! Gücünü orada göstersin. Halkın güvenini öyle kazansın. Bırakın Saray trolleri istedikleri kadar sosyal medyada küfür etsin, bağırsın çağırsın. Ancak sokağa çıkan vatandaş şunu görsün. Her köşe başında, her meydanda, her otobüs durağında muhalif gençler, teyzeler, amcalar bildiri dağıtıyor. Bu görüntü yeter.
Kılıçdaroğlu, Akşener! Trol ordularını dağıtın. Seçimleri kazanacak, sandıkları vatanını savunur gibi savunacak halk orduları kurun. Halk sizin arkanızda! Siz de halka görev verin. Bu güvene layık olun!