AKP’nin propaganda aygıtı İletişim Başkanlığınca dolaşıma sokulan bir videoda Kahramanmaraş’taki bir depremzedenin Tayyip Erdoğan’ın elini tutup “Bana çadır ve konteyner vermek için CHP ya da HDP’ye üye olacaksın dediler. Ben vatanımı satmam, bayrağımı satmam!” dediği görülüyor.
Erdoğan, deprem bölgesine 4-5 sefer gitmiş olmasına rağmen depremzedelerle hiç bu kadar “yakınlaşmamış” ve AFAD binalarında düzenlenen basın toplantılarında “hükümetin ne kadar başarılı olduğunu” anlatıp, olay mahallinden hızla uzaklaşmayı tercih etmişti.
Çadır için “CHP’ye ya da HDP’ye üyelik şartı” getirilen vatandaş gerçekten de çok şanslıymış ki Erdoğan’a derdini anlatacak kadar yaklaşabilmiş.
Bu propaganda videosu kısa süre içinde dolaşıma sokulduktan sonra AKP’li trol hesaplar üzerinden paylaşıldı ve yaygınlaştırıldı.
Anlatılan olay doğru mudur değil midir bilmiyoruz.
Ancak verilmek istenen mesaj bölgede görev yapan muhalif belediyelerin depremzedelere yardım ederken ayrımcılık yaptığı ve bir kısım depremzedeye yardım etmediği.
Diğer taraftan videodan çıkan sonuç ise depremin üzerinden bu kadar zaman geçmiş olmasına rağmen AKP iktidarının vatandaşa çadır ulaştıramadığı gerçeği.
Muhalefeti suçlamak için hazırlanan bir video, aslında devletin yetersizliğini anlatıyor. İktidarın tüm propagandasına rağmen konteynerı geçtik, çadır bile alamayan ve temiz suya ulaşamayan depremzedeler hala var.
“Afetin siyaseti olmaz” diyen iktidar unsurları, depremzede üzerinden muhalefet düşmanlığı yapmaktan geri kalmıyor.
AKP Hatay Milletvekili olduğunu depremden 50 gün sonra öğrendiğimiz Hüseyin Yayman, Hatay’ın yıkık sokaklarında Akit yazarlarıyla birlikte dolaşarak, “İBB’nin Hatay’da hiçbir iş yapmadığı” videosu çekiyor.
Kahramanmaraş Belediye Başkanı, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni deprem bölgesinde hiç görmediğini, ne yaptıkları hakkında hiçbir şey bilmediğini söylüyor.
“Fırat kenarında kaybolan koyundan sorumluyuz” diyenlerin, depremzedeye gitmeyen yardımın hesabını muhalefetten sorması ve muhalefeti ayrımcılıkla suçlaması tipik bir AKP propagandası.
Ayrımcılık arayan varsa deprem sonrasında yapılan TOKİ ihalelerine bakabilir.
Deprem konutları için geçtiğimiz hafta 11 tane TOKİ ihalesi düzenlendi ancak bu ihalelerin hiçbiri Hatay’ı kapsamıyor.
Oysa Hatay çıplak gözle kolaylıkla anlaşılabileceği gibi depremde en çok hasar alan yer. Yardımlar konusunda öncelikli yer olmasına rağmen, yardım çağrılarının önemli bir kısmı Hatay’dan geliyor.
İktidarın güçlü olduğu bölgeler ise “AKP’nin yeniden yapılandırma hamlesinin” anlatılacağı bir propaganda sahasına dönüşmüş durumda. Depremzede, iktidarın bekası için kullanılan bir araç haline getirildi.
Yıkılan konutların, imar aflarının ve belediyelerin sorumluluğunu örtbas edenler, “ucuz krediyle sıfır konut veriyoruz” diyebilecek kadar arsızlaşıyorlar.
Hiçbir insani kriter taşımayan bu yüzsüzlüğü gizlemek için de muhalefeti suçlayan bu tarz videolar dolaşıma sokuluyor.
Ortaya çıkan en yalın gerçek ise “dünya lideriyiz” diyenlerin yaşadığı büyük acizlik!