SHP’nin 1989 zaferi
1989 Yerel Seçimleri SHP için büyük bir zafer olmuştu. SHP oy oranını son genel seçimin olduğu 1987’deki %24,74’ten %29’a yükseltmişti. Bu oranlar İl Genel Meclisi seçim sonuçlarıdır. SHP’nin oy oranı belediye başkanlığı seçimlerinde %33’e kadar çıkmıştı.
O dönem büyükşehir belediye başkanlığı sayısı sadece sekizdi, altısında İstanbul, Ankara, İzmir, Kayseri -evet Kayseri!-, Gaziantep ve Adana’da SHP birinci parti olarak çıkmıştı. SHP’nin büyük şehirlerde oy oranı %38 gibi çok yüksek bir rakama ulaşmıştı. Edirne’den Kars’a, Samsun’dan Hatay’a, Çorum’dan Adıyaman’a, Denizli’den Artvin’e, Türkiye’nin her tarafında pek çok ilde, 67 ilin 39’unda belediye başkanlığını kazanmayı başarmıştı. Kısacası, o zamanlar Türk solu, bugünkü CHP gibi kıyı şeridine sıkışmış bir durumda değildi.
1989’daki bu büyük zafer, 12 Eylül’ün etkilerinin artık tamamen bittiğini, Türkiye’nin bir bütün olarak, bütün bölgelerde ve illerde sola doğru yöneldiğini gösteriyordu. DSP’nin belediye meclislerindeki %7, belediye başkanlıklarında %9 oy oranı da eklendiğinde, solun toplam oyu %40’ı aşıyordu. 90’lı yıllara gelindiğinde Türkiye’nin artık solun yöneteceği bir ülke haline geleceği konuşulur olmuştu.
Ancak 90’lı yıllar hiç de öyle olmadı. Sol daha da güçlenmediği gibi, Refah Partisi’nde simgeleşen gericiliğin yükseldiği bir dönem oldu. Ve 2002’de AKP tek başına iktidara geldi. Sonrasını biliyorsunuz…
90’larda Sol’a zarar veren 1991’deki HEP ile ittifaktı
Peki Sol, 1989’da yakaladığı o büyük ivmeyi neden kaybetti ve tepetaklak oldu? Bu konuda çok tartışmalar yapıldı. SHP’li belediyelerin beceriksizlikleri ya da İSKİ skandalıyla simgeleşen “yolsuzluklar” hep en önemli neden sayıldı. Sovyetler’in çöküşüyle birlikte solun dünya çapında girdiği krizi bile etken gösteren oldu. Ancak, SHP’nin 1991 yılında Kürtçü HEP ile kurduğu ittifakın etkileri üzerinde nedense pek durulmaz. Halbuki SHP’nin 1991’de yaşadığı büyük çöküşün en önemli nedeni HEP ile yapılan ittifaktı. Üstelik bu ittifak sadece SHP’ye zarar vermekle kalmamış, Türkiye’nin bir bütün olarak sağcılaşmasıyla sonuçlacak bir süreci başlatmıştı. 80’lerin sonlarında ANAP’tan koparak SHP’ye geçmiş olan yoksul halk kitleleri, HEP ile ittifaka tepki göstermiş, sadece SHP’den değil genel olarak soldan kopmuş, bir başka “düzen karşıtı” olarak gördükleri Refah Partisi’ne yönelmiştir. Nitekim 1991 seçimlerinde SHP oy kaybederken bir başka sol alternatif olarak DSP bu küskün seçmeni kucaklayamamış, Refah Partisi ise büyük patlama yaşamıştır.
1991’de SHP’nin Türkiye çapında oy oranı %20,75’e kadar gerilemişti. Bu oran 1987’deki oy oranından bile gerideydi. Üstelik SHP’deki bu 10 puana ulaşan oy erimesi, bir diğer sol parti olan DSP’ye de kaymamıştı. DSP’nin 1987’de %8,5 olan oy oranı 1991’de sadece 2 puan artmış ve barajı kılpayı geçerek %10,75’e ulaşmıştı.
SHP’deki oy erimesinin en çok yaşandığı bölgeler İç Anadolu, İç Ege ve Karadeniz’di. Yani HEP ile ittifaka en çok tepki gösteren bölgeler…
Birkaç örnek verelim.
HEP ile ittifak Kayseri’de Sol’u marjinalleştirdi
Mesela Kayseri…
Bugün “AKP’nin kalesi” olarak görülen, gericiliğin çok yüksek olduğu Kayseri’de 1989 yerel seçimlerinde SHP il genel meclisi sonuçlarında %24, belediye başkanlığında ise %27,7 oyla birinci parti olarak çıkmıştı! 1991 genel seçimlerinde ise oylarının yarısından fazlasını yitirerek %15,7 oy oranıyla DYP, ANAP ve RP’nin ardında 4. parti olabilmişti.
1995’ten itibaren ise SHP ve genel olarak sol, Kayseri’de %10-15 bandına sıkıştı. Bunun tek istisnası 1999 seçimlerindeki %21 oranıdır (DSP %16, CHP %5). Hatırlanacağı üzere, 1999 seçimleri, Abdullah Öcalan’ın yakalanmasının ardından yapılmış ve DSP’nin bu başarı nedeniyle büyük bir oy patlaması yaşadığı bir seçim olmuştu. Kısacası, Sol, Kayseri örneğinde görüldüğü gibi HEP ya da diğer Kürtçülerle yan yana geldiğinde oy kaybetmiş, daha milli bir yönelim gösterdiğinde ise oy kazanmıştır.
Kürtçülerle ittifakın kan kaybettirdiği seçmen ise Kayseri’de, merkez sağa değil gerici sağa, yani önce Refah’a, sonra da AKP’ye kaymış görünmektedir. Refah Partisi-AKP çizgisinin oy oranları Kayseri’de 1987’de sadece %9,3 iken 1991’de %31,6’ya fırlamış, ardından da istikrarlı bir şekilde artmış ve 2007’de %66’ya ulaşmıştır.
Kayseri’de yaşananlar İç ve Doğu Anadolu’nun geri kalanında da geçerlidir. SHP 1989’da Çorum, Kırşehir ve Niğde’de belediye başkanlığını kazanmayı başarmıştı. Sivas ve Malatya gibi illerde ise ikinci olarak küçük farklarla kaybetmiş, il belediyesini yitirse bile pek çok ilçe ve beldede birinci gelmesini bilmişti. Sol oylar (Erzurum, Gümüşhane gibi birkaç şehir hariç) bu bölgede hep %20’lerin üstündeydi. Ancak 1991’den sonra bütün bu illerde büyük bir düşüş başladı ve artık hepsi solun son derece marjinal kaldığı, bir milletvekilini güç bela çıkartabildiği, AKP’nin ise %60-70 bandında oy aldığı bir bölge haline geldi. Seçtiğimiz birkaç ilde 1987, 1989 ve 1991 seçim sonuçlarını ve 2023 seçimlerinde gelinen noktayı bir karşılaştıralım.
Orta/Doğu Anadolu’da sol oylar
1987 1989 1991 2023
Kayseri %24 %29 %23 %17
Konya %24 %25 %13 %14
Erzurum %14 %14 %12 %7
Sivas %32 %34 %30 %16
Malatya %28 %31 %29 %22
Maraş %23 %24 %21 %16
HEP ile ittifak Trabzon’da da Sol’u vurdu
Benzer bir analizi Karadeniz bölgesi için de yapabiliriz. Bugün Karadeniz AKP’nin “silme” kazandığı, Erdoğan’a %60 civarında oy çıkan bir bölge. Halbuki Karadeniz hep böyle değildi. Örneğin Trabzon…
1989’da SHP, Trabzon’da %31 ile belediye başkanlığını kazanmıştı. DSP’nin aldığı %5 oy da eklenirse, %36 oyu vardı solun. Bu dönemsel bir başarı ya da bir tesadüf değildi. 1973’te %35, 1977’de %40 ile CHP yine birinciydi bugün “AKP’nin kalesi” olarak görülen Trabzon’da.
Ancak 1991 seçimlerinden sonra sol oylarda keskin bir düşüş yaşandı. SHP %13’e kadar geriledi. DSP ise %11 civarında kaldı. Toplam sol oylar %24’e çakıldı, Trabzon tarihinin en düşük oranına inildi. O kadar ki, 12 Eylül karanlığında yapılan 1983 seçimlerinde bile Halkçı Parti’nin Trabzon’da %27 oyu vardı.
Peki ne oldu Trabzon’da 1991’den sonra? %15-18 bandında kilitlenmiş bir sol oy var artık Trabzon’da… AKP ise oy oranını Kasım 2015’te ise %66’ya kadar yükseltmişti. Bu tablo, HEP ile örtülü ittifak yapılan 2023 seçimlerinde de elbette değişmeyecekti, değişmedi de… AKP’nin son 7 yılda %66’dan %48’e gerilediği, yani 18 puan düştüğü Trabzon’da, CHP, AKP’den kopan seçmene seslenemedi. Ve oy oranı sadece 3 puanlık bir artışla %18’de kaldı. Maalesef…
Trabzon’daki durum, tüm Karadeniz’de de geçerliydi. Özellikle AKP’nin “çok güçlü” olduğu Doğu Karadeniz şeridini bir inceleyelim. SHP, 1989’da Samsun, Ordu ve Giresun’da belediye başkanlıklarını kazanmış, bu bölgenin en güçlü partisiydi. Hatta İstanbul’dan Artvin’e kadar tüm Karadeniz şeridinde, Rize dışında tüm illeri kazanmıştı. Kaybedilen Rize’de ise, DSP ile SHP’nin toplam oyu %27’yi geçiyordu ve bir ittifak yapmaları durumunda başkanlığı kazanabiliyorlardı. Peki ne oldu 1991 sonrasında?
Doğu Karadeniz’de sol oylar
1987 1989 1991 2023
Trabzon %28 %36 %24 %18
Samsun %29 %35 %28 %20
Ordu %34 %42 %33 %24
Giresun %30 %34 %22 %21
Rize %28 %31 %12 %21
İç Ege bölgesinde de benzer bir durum söz konusu. Geleneksel olarak merkez sağın güçlü olduğu bu bölgede, SHP 1989 yerel seçimlerinde Denizli ve Uşak’ta belediye başkanlıklarını kazanmıştı. Diğer illerde ise oyunu ciddi oranda artırmıştı. Bu bölgede de 1991 sonrası ciddi bir çöküş yaşandı.
İç Ege’de sol oylar
1987 1989 1991 2023
Manisa %32 %40 %29 %29
Uşak %39 %42 %40 %29
Kütahya %22 %22 %19 %17
Denizli %35 %38 %32 %32
Burdur %26 %29 %27 %31
Afyon %24 %26 %22 %19
Kürtçülükle ittifak Sol’a zarar
SHP’nin 1991’de oy kaybedip kazandığı illeri gösteren haritayı incelemek 2023 seçim sonuçlarını anlamamıza da yardım ediyor aslında. “Kürtler bu seçimin anahtarıdır” gibi söylemler ve HEP ile ittifak, 1991’de SHP’ye büyük zarar vermiş, 1989’daki büyük zaferin daha da büyüğü bir çöküşe neden olmuştu. Daha da kötüsü, sol Güneydoğu dışında ciddi oy kaybederken Refah-AKP çizgisinde somutlaşan gericilik yükselmişti. Sonuç olarak, Kürtçülükle ittifak sadece oy kaybına değil, Türkiye çapında ciddi sosyolojik dönüşümlere de neden olmuştu. 2023’te Kılıçdaroğlu’nun birinci olduğu illeri gösteren harita maalesef 1991 seçimleri haritasını çok andırıyor. Sol tarihinden hiç mi ders almaz? CHP’nin HDP ile olan, örtülü ya da değil, ittifakı 1991 seçimleri sonrası yaşananlara benzer bir sonuca ulaştırabilir Türkiye’yi. Daha da gericileşen bir Türkiye’yle karşılaşabiliriz.
O yüzden 2023 seçim sonuçlarından gerekli dersler çıkarılmalı, geleceğimizi kurtarmak, daha da büyük bir karanlığa batmamak için “Kürtler seçimin anahtarı” gibi CHP’yi Kürtçülerle ittifaka sürükleyen anlayıştan kurtulmak gerekir.