HDP-YSP oyları 2015’ten beri her seçimde düşüyor
Türkiye’nin kader seçimleri geride kalırken, sandıktan çıkan sonuçları doğru düzgün bir şekilde analiz etmek gerekiyor. Bu analiz önümüzdeki dönemde nasıl bir siyaset izlememiz gerektiğini tespit etmek açısında önemli.
Seçimlerin ortaya çıkardığı en bariz sonuçlardan biri, “Kürt oyları” denilen; ittifakların, siyasetlerin buna göre belirlendiği HDP ya da yeni adıyla Yeşil Sol Parti (YSP) oylarının, bölücü oyların önemli bir oranda düşüş göstermesidir.
Elbette YSP’nin oylarındaki bu düşüşte TİP’in belli bölgelerde ayrı liste olarak girmesinin de etkisi var. Ancak HDP-YSP oylarındaki düşüşü iyice anlayabilmek için en çok milletvekili çıkardıkları seçimlerden günümüze kadar gelen süreçte aldıkları oyları görmemiz gerekiyor.
HDP’nin en çok oy aldığı seçimler, 7 Haziran 2015 seçimleriydi. AKP’nin Kürt açılımının etkisiyle PKK, hem siyaseten güçlenmiş hem de güneydoğuda özerklik ilan edebilecek noktaya gelmişti.
Bunun sandıklara yansıması, AKP açısından seçimlere ramak kala açılımdan vazgeçtiği halde, oylarında sert bir düşüş olarak ortaya çıkarken, HDP yüzde 13,12 oranında oy alarak Meclis’e 80 milletvekili sokmuştu. Bu oran, Türkiye genelinde HDP’nin alacağı en yüksek oy oranıydı.
Beş ay sonra yenilenen seçimlerde, HDP’nin oyları yüzde 2,36 oranında düşerek, Türkiye genelinde yüzde 10,76 oldu.
Açılım bitince, AKP ve Erdoğan desteği kesilince, HDP’nin oyları düşmüştü.
24 Haziran 2018 seçimlerinde HDP’nin oyları yüzde 0,94’lük bir artış göstererek yüzde 11,70 olmuş. İşte burada sosyalist solun (TİP vs.) ve CHP tabanının bir kısmının barajı geçsin diye HDP’ye desteğini bariz bir şekilde görebiliriz. Zira 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olan Selahattin Demirtaş’ın aldığı sonuç, yüzde 8,4’tü.
Geçtiğimiz 14 Mayıs seçimleri ise YSP, yüzde 8,82’lik oranla 5 yıl önce Selahattin Demirtaş’ın aldığı oyun neredeyse aynısını aldı. Demek ki, açılım vs. gibi arkasında devlet desteği (siz AKP okuyun) olmadan YSP’nin alacağı oy en fazla bu kadar olabiliyor.
YSP, güneydoğuda ortalama yüzde 6 oy kaybetti
YSP’nin oy kaybı sadece Türkiye geneli ile sınırlı değil. “Kürt oyları”ndaki düşüşü en bariz YSP’nin kaleleri olarak bilinen güneydoğu illerimizde görebiliriz.
Burada Diyarbakır ve Şanlıurfa’yı ayrı değerlendirmek gerekiyor. Çünkü bu iki ilimizde CHP’nin güçlü adayları vardı ve bu adayların seçilmesi için özellikle oyların kaydırılmış olması mümkündür.
Diğer illere tek tek baktığımızda, YSP’nin kalelerinde ne kadar oy kaybettiği daha iyi anlaşılacaktır. Örneğin Hakkari’de HDP, Haziran 2018 seçimlerinde yüzde 70,47 oy almıştı. 14 Mayıs 2023’te ise YSP’nin aldığı oy oranı yüzde 8,02’lik bir düşüşle yüzde 62,45 oldu.
Şırnak, 24 Haziran 2018’deki seçimde yüzde 70,71’lik oranla HDP’nin en yüksek oranda oy aldığı yerdi. 14 Mayıs’ta Şırnak’tan YSP’ye çıkan oy oranı yüzde 62,67 oldu. İki seçim arasındaki fark, yüzde 8,04’tür.
Mardin’de 24 Haziran 2018’de yüzde 59,65 oy alan HDP, YSP olarak seçime girdiği 14 Mayıs’ta yüzde 54,63 oranında oy almıştır. Aradaki fark, yüzde 5,02’dir.
HDP’nin Haziran 2018 seçiminde yüzde 60’ın üzerinde oy aldığı iki ilden biri olan Batman’da 2018’de yüzde 62,48 olan oy oranı, 2023’te yüzde 4,69’luk düşüşle yüzde 57,79’a geriledi. Ağrı’da HDP, 2018 yılında yüzde 62,64 oranında oy almıştı. 2023’te YSP’nin oyu yüzde 8,18 azalarak yüzde 54,46’ya düştü.
Yine HDP’nin 2018’de en yüksek oranda oy aldığı yerlerden biri olan Van’da 2018’de aldığı yüzde 59,68 oranındaki oyları, 2023’te yüzde 52,92’ye geriledi.
Siirt’te, 2018’de HDP’nin aldığı oy yüzde 51,37 iken, 2023’te yüzde 4,69 düşerek yüzde 46,68’e geriledi.
Tunceli ise HDP-YSP açısından oran bazında oylarının en çok düştüğü yer oldu. 2018 seçimlerinde HDP’ye yüzde 51,33 oranında oy çıkan Tunceli’de, YSP’ye 14 Mayıs’ta yüzde 8,54 azalarak yüzde 42,79 oy çıktı.
Yukarıda saydığımız illerde, CHP’nin oylarında bariz bir artış olduğu görülmektedir.
YSP’liler hiç burada TİP savunmasına geçmesinler çünkü TİP bu bölgelerdede aday göstermedi. HDP’nin oyları bariz bir şekilde CHP’ye ve bazı yerlerde de AKP’ye kaymıştır.
Ya da şöyle söyleyelim, baraj sorunu ortadan kalkınca, HDP’deki emanet oylar geri dönmüştür. Hem Türkiye genelinde hem de güneydoğuda.
İstanbul, Mersin, Hatay
“Kürt oyları”ndaki düşüşü incelerken, özellikle üç ilin üzerinde durmak gerekiyor.
“En büyük Kürt şehri” dedikleri İstanbul’un aslında en büyük Kürt şehri olmadığı, 14 Mayıs seçimleri sonucunda anlaşılmıştır. HDP’nin en çok oy aldığı 7 Haziran 2015 seçimlerindeki oy oranı yüzde 12,60’tı. 2018 seçimlerinde oyları yüzde 11,13’e düştü, 14 Mayıs seçimlerinde ise yüzde 8,19’a geriledi.
Bu aslında baraj sorunu dolayısıyla HDP’ye emanet edilen CHP’li ve Türk soluna ait oyların geri alınmasıyla oluşan tablodur. TİP’in HDP-YSP’den bağımsız ayrı bir sol seçenek olarak ortaya çıktığı yerlerde ortaya çıkan tablonun en bariz görüldüğü yer İstanbul’dur.
Üzerinde durulması gereken ikinci il ise Mersin’dir. Mersin, bilinçli bir şekilde Kürt nüfusun göç ettirildiği, stratejik öneme sahip bir ildir. HDP’nin en yüksek oy aldığı 7 Haziran 2015 seçimlerinde Mersin’den HDP’ye çıkan oy oranı yüzde 17,9 idi. Beş ay sonraki 1 Kasım 2015 seçimlerinde HDP’nin oyu yüzde 15,4’e, 2023 seçimlerinde YSP’nin oy oranı yüzde 13,23’e düştü.
Burada üzerinde durulması gereken ilk şey, bu üç seçimde CHP’nin oylarındaki yükseliştir. 24 Haziran 2015 ile 14 Mayıs 2023 arasında CHP’nin Mersin’deki oyu yüzde 4,7 artmıştır. Yine burada da HDP’ye emanet oyların geri döndüğünü görüyoruz.
HDP-YSP’nin en dramatik şekilde oy kaybettiği yer ise Hatay oldu. Burada özellikle TİP’in ayrı bir listeyle girmesinin önemi ortaya çıkıyor.
24 Haziran 2018 seçiminde yüzde 10,95 oy alan HDP, 14 Mayıs 2023 seçimlerinde oyunu yüzde 3,25’e düşürdü.
Hatay, TİP ile YSP arasındaki çekişmenin en çok olduğu yerdi desek abartmış olmayız.
TİP, Hatay’dan daha önce milletvekili seçilen Barış Atay’ı çekerek yerine Gezi tutuklusu Can Atalay’ı aday göstermişti. Adayın etkisi burada kendisini gösterdi. TİP sadece YSP’den değil, CHP’den de oy aldı ve yüzde 8,56 oranıyla Can Atalay’ı Meclis’e soktu.
“Kürt oyları” Kürt oyları değilmiş, Türk oylarıymış
14 Mayıs 2023 seçimlerinin gösterdiği en önemli şey, “Kürt oyları” denen efsanenin çökmüş olmasıdır.
Seçim sonuçları yıllardır bize siyasetin kilit aktörleri oldukları söylenen Kürtlerin ve HDP-YSP bölücülüğünün aslında kilit falan olmadıklarını, yıllardır Türk seçmenin oylarıyla bugüne geldiklerini göstermiştir.
Bölücü partinin oylarının yarısına yakınının CHP ve sol-sosyalist tabanlı Türk seçmenin “bunlar Meclis’e girsin” diye verdiği emanet oylar olduğu ortaya çıkmıştır. Türk seçmenin desteği olmasa, Türk solcusunun desteği olmasa bölücü partinin Meclis’te bu kadar güçlü temsil edilmesinin imkanı olmadığı görülmüştür.
Özellikle güneydoğudaki oy kaybı önemlidir. Seçmen sayısı artmasına rağmen YSP, bazı illerde geçen seçimde aldığı oydan bile daha az oy almıştır (Hakkari, Ağrı, Van, Muş, Tunceli).
HDP-YSP çizgisi, Türkiye genelinde yaklaşık 5 milyon artan yeni seçmenden oy alamamıştır.
Bu durum, bölücülüğün zayıflamasının ve Türkiye’nin geleceğinde olmayacağının işaretidir. YSP, yeni seçmene bir şey verememiş, hem Türkiye genelinde hem de güneydoğuda yeni seçmenin oyunu alamamıştır.
Arkasında AKP’nin desteği olmadan Kürt bölücülüğünün hiçbir gücünün olmadığı ortaya çıkmıştır.
TİP’in belli bölgelerde ayrı listelerle seçimle girmesi, belli yerlerde YSP’nin oy oranını ciddi ölçüde düşürmüştür.
Cengiz Çandar’ın “dekorasyon” dediği Türk solunun desteği çıkarılınca, YSP’den çok da bir şey kalmadığını hepimiz gördük. Bunun yanı sıra TİP nezdinde Türk sol-sosyalist hareketinin YSP’den uzaklaşması ve bağımsızlaşması, Türkiye’nin geleceği açısından oldukça önemli ve iyi bir gelişmedir.
YSP’nin zayıflaması demek, bölücülüğün zayıflaması demektir ve Türkiye için 14 Mayıs seçimlerinin en iyi sonucu budur.
Her ne kadar sonuçları istediğimiz gibi olmasa da, milliyetçiliğin yükseldiği, Kürtçülüğün, bölücülüğün zayıfladığı bir seçim olarak tarihe geçti. Sonuçların tek hayırlı tarafı budur.