Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın AKP dönemi sorumlularının cumhurbaşkanı adayı olmaması gerektiğini belirttiği tweet’i çokça tartışıldı. Kimileri 6’lı Masa’yı dağıtabilecek bu açıklamayı son derece yersiz ve zamansız buldu.
Öncelikle şunu söyleyelim: Geçmişi AKP olan hiç kimse Cumhurbaşkanı adayı olmamalı!
Cumhuriyeti yıkan partinin, cumhuriyeti yıkma eyleminin faillerini yeniden cumhurbaşkanı yapmayı düşünmek bile akla ziyan bir öneridir.
Fakat çok daha temel bir sorunumuz var: AKP döneminin siyasi sorumluları olan Davutoğlu ve Babacan’dan iştirak ettikleri hukuksuzlukların hesabı sorulmayacak mı?
Suriyeli mülteciler sorunundan Çözüm Süreci’ne AKP’nin her suçuna ortak olan, hatta bu suçların bizzat sorumlusu olan kişi değil mi Davutoğlu?
Hadi hepsini geçtim, AKP’nin kaybettiği 2015 seçimleri sonrası Kanlı Dönem’in sorumlusu değil mi? O kanlı dönem sayesinde Başbakan olmadı mı?
Ne yani, Kılıçdaroğlu’nu da yanına alıp, o kanlı dönemde Suruç’ta, Ankara Garı’nda katledilen yüzlerce yurttaşımızdan helallik mi isteyecek?
AKP’nin 17-25 miladı gibi 6’lı Masa’nın da suçlar için bir miladı mı olacak yoksa?
Şunu ısrarla hatırlatalım; siyaset sadece iktidar olma yöntemi değildir önceki iktidarın hukuksuzluklarından hesap sorma yöntemidir. Bunun adına hukuk denir ve cumhuriyetlerde olur. Padişahlıklarda, krallıklarda ise hesabı halk sormaz padişah sorar. O nedenle hanedanlık rejimlerinde hukuk da yoktur, hesap sormak da. Çünkü halk yoktur, tebaa vardır.
Eski AKP’liler, şimdi muhalif olmuş olabilirler ama bu onları hesap sorulmaz yapmaz. Tersine muhalif oldularsa en başta kendileri bunu istemelidirler, eğer suçları yoksa bir şey olmaz, yoksa kendi kuracakları rejime ve Anayasa’ya güvenmiyorlar mı? Ya da daha kötüsü: Acaba 6’lı Masa onları kurtaracak türde bir Anayasa mı yapacak?
6’lı Masa ilk önce 28 Şubat’ta toplandı. Tarih manidardı, 28 Şubat’a karşı bir masaydı çünkü bu. Ama siz bunu laiklikten vazgeçmiş bir masa olarak anlayın.
24 Nisan toplantısı ise Ermeni iddiaları gününe denk geldi. Babacan’ın ve Davutoğlu’nun Ermeni Açılımı döneminin sorumluları olduğunu da biliyoruz.
Peki 23 Nisan’da niye toplanmadılar sizce?
Madem tek adam rejimine karşı parlamenter sistem istiyorlardı, Meclis’in kurulduğu günü niye hatırlamadılar?
Çünkü 23 Nisan’da kurulan Meclis, tek adam rejimine yani saltanata son verdi. Oysa Babacan da Davutoğlu da hâlâ padişahı hasretle yad ediyorlardır.
Şeriatçıların Cumhuriyetçi olabilecekleri yanılgısına kapılmayalım, hâlâ padişahçıdırlar hep de öyle kalacaklardır.
Bu konuda Saadet Partisi’nin 23 Nisan tavrı muhalifleri uyandırıcı olmalı. 23 Nisan günü, tüm televizyon kanalları Atatürk ve Türk bayrağının olduğu logolarla yayın yaparken Saadet’in kanalı TV5 Atatürksüz bir Türk bayrağı logosuyla yayın yaptı. Akit TV de aynı dizaynı kullanmıştı.
Gerçek bu: En ılımlısından en vahşisine tüm Şeriatçılar için Atatürk hâlâ bir düşmandır. Atatürksüz bir Cumhuriyet ise elbette gerçek bir Cumhuriyet olmaz.
Ama bu Masa’nın Anayasa taslağında da zaten Atatürk yok!
Atatürk, hanedanı yurtdışına sürdü, bu bir tür hesap sormaydı. Milletle helalleşmenin yolu padişahla ve hanedanla hesaplaşmaktan geçiyordu. Meclis hakimiyeti, milli irade bu demekti.
Hesap sormak yoksa orada Meclis yoktur!