Dün Mersin İl Emniyet Müdürlüğü’nün internet sitesinden paylaştığı bir haber, şu an tüm dünyada dolaşıma girmiş durumda.
Habere göre Mersin’de IŞİD mensubu olduğu ve Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde çalıştığı tespit edilen “yabancı uyruklu” bir kişi yakalanmış ve çıkarıldığı mahkemece tutuklanmış. Reuters, kendi kaynaklarına dayandırdığı haberinde yakalanan IŞİD’li teröristin Rus olduğunu teyit ediyor.
Türk emniyeti ise, her nedense yakaladığı IŞİD mensubunun Rus vatandaşı olduğunu belirtmiyor. Ama lafın tamamı eşeğe söylenir dercesine bu kişinin Akkuyu’daki nükleer santral inşaatında çalıştığını belirtiyor.
İki gün önce son gelişmeler ışığında Akkuyu’nun vaziyetine dair yazmıştım. Türk devletinin egemenliği, Gülnar’ın bu mıntıkasında fiilen sona erdirilmiş görünüyor ve bu haliyle Rusların burayı askeri üsse dönüştürmeye başladığı konuşuluyor.
AKP’nin yarattığı bu korkunç millî güvenlik sorununun üstüne şimdi bir de nur topu gibi “nükleer terör” tehdidimiz oldu. Vatana millete hayırlı olsun!
Baksanıza, adamlar sıcak denizlere inme derdine hülleyle toprağımıza çöküyor ama savaşıyoruz dedikleri IŞİD militanları –hem de kendi vatandaşları– nükleer santrale sızmış.
Bir nükleer santral ile bir IŞİD üyesini bir araya getirirseniz ne olur? Çernobil’i mumla ararız, o kadarını söyleyeyim!
Sorulacak başka sorular da var.
Mesela… Emniyet’in açıklamasında teröristin “DEAŞ Terör Örgütünün faaliyetlerinin tespiti, deşifre edilmesi ve önlenmesine yönelik yürütülen çalışmalar kapsamında” yakalandığı vurgulanmış.
İçimden bir ses, Sarıyer’deki Katolik Kilisesi’ne saldırı olmasa Akkuyu’daki teröristi yakalayacak bir TEM/istihbarat takibi olmayacaktı diyor.
Peki tamam, yakalandı. Çok güzel.
Ya diğerleri?
Bir başka Rus vatandaşı R.K. adına düzenlenmiş sahte kimlik bilgileriyle şantiyede fink atan U.A.’nın tek başına olduğundan emin miyiz? 10 kişilik pazar ayinine iki tetikçi gönderen IŞİD, Akkuyu’daki 11 kilometrekarede 25 bin kişi çalışanın arasına sadece bir kişiyi mi gönderecek?
Tabi burada Rus olmanın farklı bir önemi var. Türklerin ve Rusların içeri girerken kullandığı yollar bile farklı. İnşaat sahasında reaktörlerin yer aldığı kritik kısımlara sadece Ruslar ulaşabiliyor.
Emniyet, IŞİD’li Rus’u Mersin’in neresinde yakaladığını anlatmıyor. Herhalde Rus toprağına dönmüş şantiyede değil. Zayıf ihtimal ama eğer şantiyede yakalandıysa Ruslar mı teslim etti? Hangi protokolle? Hangi hukukla?
Peki devlet, –niyeti varsa tabi– şantiyedeki başka şüphelilerin peşine nasıl düşecek? Kendi toprağımızda Ruslardan izin mi isteyeceğiz? Acaba Cumhuriyet Başsavcılığı, egemen devlet yetkisini kullanıp polisi şantiyeye sokabilecek mi?
Yoksa bu konu, devletin Akkuyu’daki fiili Rus egemenliğini sonlandırma çabası (varsa böyle bir çaba) için zorlayıcı bir bahane mi olacak?
Açıkçası yazarken bana da son derece fantastik geliyor ama şunu da sorgulamak gerekir. Sarıyer’deki kilise saldırısından itibaren her şey, mevzuyu Akkuyu’ya uzatmak için bir tezgah mıydı?
Gerçi anlaşılan takip hikâyesi, Interpol’ün düzenlediği acil “difüzyon” talebiyle başlıyor. Ama söz konusu, 10 yıla varan Rus yakınlaşmasını iptal edip yeniden ABD’ye dümen kırmaksa –ve buna değecekse– Interpol’ün de dahil olduğu bir mutabakat, böyle bir “ateşle oyun”u kurgulamış olamaz mı? Bunu da bir kenara koyalım derim.
Peki bu olay, Putin’in 12 Şubat’taki Türkiye ziyaretini muhtemel erteleme sebeplerinden biri olabilir mi? Neden olmasın?
Aslında Montrö rejimi, Akdeniz’deki Rus donanmasının Karadeniz’e erişimini engellediğinden beri Akkuyu’ya acilen TSK marifetiyle el koyup Ruslar’dan temizlememiz gerekiyor. Zaporijjiya santrali çevresinde ateş açıp mayın dizecek kadar çıldırmış bir rejim olduklarını gösterdikleri gün, bu aciliyet daha da önem kazandı.
Şimdi ise güya IŞİD’le savaşan Rusya’nın, önce kiliseye saldıran, ardından nükleer santrale sızan IŞİD’lilerin kaynağı olduğu ortaya çıkıyor.
Rusofil Aydınlıçlıların kilise saldırısını Uygurlara bağlamak için günlerdir çırpındığını görünce insanın şüpheleri daha da artıyor. Sahi, Akkuyu’yu tarihin en büyük nükleer felaketine çevirmek isteyen daha kaç tane IŞİD’li Rus terörist var? (Ama bahse girerim, Jirinovski’den beter Rus milliyetçisi olup Rusya’daki tüm esir halkları Rus’tan sayan Aydınlıkçılar, şimdiden IŞİD’li Rus’un etnik kimliğini araştırıp buradan NED’li, Nuland’lı, NATO’lu bir hikâye yazmaya girişmiştir.)
Moskova’nın, inşa ettiği santrale sızmış terörist vatandaşlarıyla ilgili bir açıklaması olacak mı bunu da önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Son olarak şunu da sormak gerekiyor. Akkuyu şantiyesinde Emniyet, PKK’lı var mı diye bir merak etti mi acaba? DHKP-C? Hamas? Haşdi Şabi? Bu kadar denetimsiz, bu kadar elin insafına bırakılmış bir yerde neden olmasın?