No Result
View All Result

AKP, kara para ekonomisinde yine rekor kırdı

Ali ÖZSOY by Ali ÖZSOY
16 Ağustos 2022
in GÜNLÜK
0
AKP, kara para ekonomisinde yine rekor kırdı

Tayyip ve Nebati ekonomiyle ile ilgili sürekli “müjdeli” haberler veriyor. Bu ay bilmem ne rekoru kırdık, öbür ay filanca rekoru kırdık.

Vatandaşın gerçeği ise bambaşka. Enflasyon hiç hız kesmiyor. Yaz aylarında bile döviz kuru yükselmeye devam etti. 2022 bitmeden ABD Dolarının 20 TL’yi aşacağı kesin gibi.

İddia edilenin tersine Türkiye bir ihracat ve sanayi devi de olmadı. Bu sene cari açık ve dış ticaret açığı geçen seneye göre daha da arttı.

Ancak yandaşlar ve demoralize olmuş bazı muhalifler aynı olguya işaret ediyor: Türkiye’de döviz darboğazı yok hatta döviz rezervleri artmaya başladı.

Hiçbir ekonomik gösterge olumlu işaret vermezken, kırılan rekorlar hep olumsuz rekorlarken; nereden peydahlandı ekonomideki bu “iyimser” hava?

Kırılan bir rekor var ki; araştırılmaya değer. 2022 yılında Türkiye ekonomisi yine “net hata noksan” rekorunu kırıyor. Ekonomide kaynağı belirsiz paranın, bazılarına göre ise “kara para”nın, nazik ismi net hata noksan.

2018 yılında sadece Türkiye değil dünya çapında bir rekor kırmıştı AKP. Bilançoda 22,7 milyar dolarlık kaynağı belirsiz para girdiği ilan edilmişti. 2022 yılında daha ilk 6 ayda neredeyse bu rekor kırıldı: 17,5 milyar dolar.

Yıllık bilançodan ülkenin ihracat, ithalat, turizm, finans, kredi, borç ödemesi gibi bütün kalemlerinde gelirler ve giderler hesaplandığında, ortaya kaynağı belirsiz bir gelir çıkarsa Merkez Bankası buna “net hata noksan” diyor.

Bu hatanın kaynakları çeşitli olabilir. Turizmde gelirlerin kaydedilmemesi, dış ticarette bilançoların tutmaması, bavul ticareti, yastık altı birikimler ve özellikle döviz kurundaki artıştan kaynaklı ihracatçı gelirlerindeki tahmin edilemez artış. Bunlar yasal iktisat içi unsurlar. Ve elbette iki kalem daha var informal sektörün ve kara para ekonomisinin gelirleri…

Dünya gazetesinden Alaattin Aktaş konuyu ele alan makalesinde çok yerinde bir eleştiri yaptı. Kimse “net hata noksansız” bir bilanço beklemiyor. Bu teknik bir terim ve her ülkenin ekonomisinde var olan bir unsur. Eleştirilen iki husus var. Birincisi Türkiye’de bu kalemin rekor seviyede olması. İkincisi ki; Aktaş’ın isyan ettiği bu; nasıl olurda yıllar geçmesine rağmen bu “net hata noksan”ın kaynağı bulunmaz ve bilançoda nereden geldiği gösterilmez.

Kaynak: Dünya Gazetesi, Alaattin Aktaş

Kastettiği şu. Bilanço ilk açıklandığında “net hata noksan” ortaya çıksa bile ekonomi teknokratları yaptıkları çalışmalar, denetimler ve yeni anketlerle bu noksanı indirir. Örneğin turizm anketleri gerçekdışıdır ancak gerçek turizm geliri hesaplanır. Dış ticarette ihracat gelirlerinin bir kısmının yurtdışı hesaplarda olduğu saptanır. Bunlar sonradan ülkeye girmiştir. “Net hata noksan”dan bu kalem düşülür, turizme veya dış ticaret gelirine yazılır.

Ancak Türkiye’de yıllar geçmesine rağmen herhangi bir yıl için açıklanan “net hata noksan” kalemi düşmüyor hatta artıyor. Aktaş’ın sunduğu tabloya göre “net hata noksanın” rekor yılı 2018’de ilk açıklanan kaynağı belirsiz gelir 21,2 milyar dolar iken, şu anda bu oran 2018 yılı için 22,7 milyar dolar olarak veriliyor. Yani kaynak bulunmadığı gibi, belirsiz gelir miktarı artmış.

Aktaş Merkez Bankasına şu soruyu yöneltiyor: “Üç buçuk yılda 23 milyar dolarlık dövizin hangi kaleme yazılacağını nasıl oldu da bulamadınız? Yoksa buldunuz da bunu ilgili kaleme yazamıyor musunuz? Yazamıyorsanız burada yasal olmayan, mevzuata aykırı bir durum mu var? Bu mu elinizi kolunuzu bağlıyor?”

Yeni Şafak’ın yandaş ekonomisti Yusuf Dinç bilindik bahanelerle bu eleştirilere yanıt verdi. Rusya ve Ukrayna ile “bavul ekonomisi” artmış olabilirmiş. Vatandaş ev ve araba almak için yastık altındaki birikimleri ortaya çıkarmış olabilirmiş. Ayrıca her ekonomide “net hata noksan” kalemi varmış.

17 milyar doları taşıyacak bir “bavul” miktarı Rusya, Ukrayna veya Türkiye’de elbette ki yok. Rusya ile kara para ticareti ve ambargo delme havuzu kurulduysa da “bavul” kullanılmadığı kesin.

Yastık altındaki “altınlar” ise AK-troll ekonomistler tarafından mistik bir ekonomik güç gibi sürekli öne sürülüyor. Ancak bunlar “kayıt dışı gelire” zaten kaynak olarak gösterilemez.

Nihayet Yusuf Dinç işin içinden çıkamıyor ve her ülkede var zaten bu kalem, bu teknik bir konu diyor. Tebrik edelim kendisini. Bazı Ak-troller gibi açıkça “narko-dolarları hep ABD mi kontrol etsin, hem ülke ekonomisine sıcak para girsin ki vatandaş da bolluk görsün” dememiş en azından.

Ancak Yusuf Dinç yine de yalan söylüyor. Türkiye’deki net hata noksan diğer ülkelerden kat ve kat fazla. Türk Solu’nda geçen sene yazdığım “AKP’nin ‘Pislik’ Ekonomisi” başlıklı yazımda bu konuyu ele aldım. Aşağıdaki tabloyu kendim çıkardım.

IMF verilerine göre 2018 yılında “net hata ve noksan” açısından cari olarak Türkiye dünya üçüncüsü ama ülke ekonomisine oranı olarak açık ara dünya birincisi.

Yani normal bir ülkedeki oranın 10 katı fazla “açıklanamayan para” var sistemde. Uyuşturucu ekonomisiyle ünlü onca Latin Amerika ülkesi bile böyle bir rekor kıramıyor. Bu olgu sadece uyuşturucu ve terör parasıyla da açıklanamaz. Burada AKP’nin özellikle 2008’den sonra, Rusya ve İran’ın kara ekonomisi için de Türkiye’yi havuz gibi kullanmasının önemli bir etkisi var.

AKP tam bir “pislik ekonomisi” yarattı. Artık neredeyse her yıl “Varlık Barışı” adı altında PKK’nın uyuşturucu baronlarının ve onlarla yarışan AKP vurguncularının illegal paraları aklanıyor. Tek ekonomik sigortası “narko-dolarları ABD’den alıp millileştirmek” olan pespaye bir rejim.

Yine aynı yazıda bizzat TÜİK verileriyle 2002’den itibaren katlanarak artan “net hata noksanın” birikimli olarak neredeyse ekonominin %10’ununa denk geldiğini hesapladım. Özellikle son 10 yıldaki muazzam artışı aşağıda görebilirsiniz.

Belli ki 2022 yılında 2018’ün rekoru bile kırılacak. AK-troll ekonomistler ise “sıcak para iyidir, vatandaşa da yarar”  yalanıyla bu pislik ekonomisini aklıyorlar. Net hata noksanın zirve yaptığı son 5 yılda Türkiye’de kişi başına gelirin %40 oranında düştüğünü hatırlatalım. Bu iğrenç modelin vatandaşa ve ülke kalkınmasına hiçbir katkısı yok.

ABD’ye kazık attığımız, “narko-dolarlarını çaldığımız” falan da yalan. ABD’nin tıpkı Reza Zarraf olayındaki gibi aslında bu işlere göz yumduğu, AKP hakkında yeni şantaj dosyaları oluşturduğu ve istediği an istediği tavizi saraydan kopardığı da bir gerçek. Net hata noksan artık Türkiye’nin milli güvenliği için tehdit unsurudur.

AKP yıkılmalı. Yarattığı pislik ekonomisi yok edilmeli. Yoksa “pislik ekonomisi” Türkiye’yi yok edecek.

Previous Post

Davutoğlu’nun Esad takıntısı

Next Post

Üstün Dökmen’e linç kampayası: AKP, türban istismarına doymuyor

Next Post
Üstün Dökmen’e linç kampayası:  AKP, türban istismarına doymuyor

Üstün Dökmen’e linç kampayası: AKP, türban istismarına doymuyor

Facebook Twitter Instagram

TÜM HAKLARI SAKLIDIR © 2022 TÜRKSOLU, ATATÜRKÇÜ, MİLLİYETÇİ, SOLCU GAZETE.

No Result
View All Result
  • TÜRKSOLU
  • GÜNLÜK
  • HAFTALIK
  • ARŞİV
  • İLERİ YAYINLARI KİTAPLIĞI

TÜM HAKLARI SAKLIDIR © 2022 TÜRKSOLU, ATATÜRKÇÜ, MİLLİYETÇİ, SOLCU GAZETE.