AKP medyası ve Türkiye’deki komprador (yandaş olanı, olmayanı) sermayeyi bir telaş sardı son günlerde. Bunun nedeni Rusya’dan çekilen Amerikan sermayesine Biden yönetimi tarafından adres olarak gösterilen ülkelerden birinin Türkiye olması. Bahsettiğimiz para da az buz değil. 2021 yılı sonunda Rusya’daki toplam yabancı sermaye varlıklarının miktarı 86,2 milyar dolardı ve bunun %58’i yani 49,8 milyar doları ABD kaynaklıydı. Putin rejiminin ve diğer sözde “Batı karşıtı” otokratların ne denli ABD kapitalizmine karşı (!) olduğuna ilişkin bu küçük detayı not edelim.
Şimdi nihayet gerçekten de Amerikan sermayesi Rusya’dan çekiliyor. “Avrasya”ya alkışlar!
Bu firmalar Rusya’dan çekiliyor ancak operasyonları için yakın bir coğrafi konum arıyor. Ve tabii AKP’li dolar baronları ve vatan “pazarlamacıların” gözlerinde bakanınkinden bile büyük ışıltılar ortaya çıkıyor.
AKP iktidara geldiğinden beri Türkiye’nin bütün değerlerini ve kıymetlerini talan etti veya sattı. Daha iktidarlarının ilk yıllarında, 2005 yılında, İstanbul Boğazı’nın İsrail sermayesine peşkeş çekilmesine tepkiler ve Galataport tartışmaları üzerine AKP lideri tam olarak şöyle demişti: “Yahudi sermayesi gelir tu kaka; Arap sermayesi gelir bu Müslümandır olmaz tu kaka, yeşildir; Batılı sermaye gelir, niye geldi tu kaka! Peki kardeşim bu ülke nasıl ayağa kalkacak? … Dünyanın tüm girişimcileriyle görüşürüm. Bakan arkadaşlarıma da her yerde görüşmelerini tavsiye ederim. Çünkü ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim.”
19 yıldır bu “pazarlama” eyleminin Türkiye’ye nelere mal olduğunu çok iyi biliyoruz. Pazarlandıklarımız arasında sadece Arap, İsrail, Batı sermayesi kalmadı. Sonra sıraya Rusya ve Çin girdi. Ve şimdi çark döndü, AKP sıkıştı, yine ABD kapılarını aşındırıyorlar. Bunun adına da “büyük fırsat” diyorlar. AKP’nin günleri sayılı ancak bu sayılı günleri uzatmak için Türkiye’nin geleceğini satmaya hazırlar.
Bugün TOBB ve ABD Ticaret Odası arasında Rusya’dan çekilen ABD sermayesi için “TOBB-ABD Ticaret Odası Mutabakat Zaptı” imzaladı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ABD Ticaret Odası Kıdemli Başkan Yardımcısı Myron Brilliant, ABD Büyükelçisi Jeffrey Flake ve Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu’nun katıldığı törende Rusya’dan kaçan ABD sermayesinin Türkiye’ye gelmesi için sağlanacak koşullar açıklandı.
ABD Büyükelçisi Flake ve Ticaret Bakan Yardımcısı Tuzcu törenden sonra açık konuştular. Mesele zora giren ABD şirketlerine ucuz ve kârlı bir ülke bulmak. Flake mutabakatın amacının ABD şirketlerinin sona eren Rusya operasyonlarına yer bulmak olduğunu vurguladı:
“1100 kadar Amerikan şirketi Rusya’da iş yapıyordu. Bazıları şimdi orayı terk ediyor. Bazıları da operasyonlarının bir kısmını Türkiye’ye kaydıracağını söyledi. Bence de Amerikan şirketleri Türk pazarını düşünmeli.”
Tuzcu ise her “pazarlamacı” gibi gelecek parayı ballandıra ballandıra anlattı:
“ABD’nin dünyada 8 trilyon dolarlık doğrudan yatırımı olduğunu değerlendirdiğimizde, Türkiye’deki mevcut gelişmiş yatırım ortamına ABD’den çok daha fazla yatırım gelebileceğini, bu potansiyelin çok daha fazla olduğunu düşünüyoruz.”
Şöyle bir matematik yaptık mı AKP’lilerin neden bu kadar coştuğunu anlayabiliyoruz. Şu anda Türkiye’de bir asgari ücretlinin yabancı sermayeye maliyeti 286 dolar. Ortalama bir makine mühendisinin ücreti ise sadece 490 dolara denk düşüyor. Adeta dünyanın en ucuz işçileri, hemşireleri, doktorları, mühendisleri pazarlanıyor! Hepsi de hem çalışkan hem nitelikli!
AKP lideri daha Kasım ayında “rekabetçi döviz kuru iyidir, Türkiye ucuzluyor, yatırım çekeceğiz” demiyor muydu? Rusya’dan kaçan 50 milyar doların beşte biri Türkiye’ye gelse AKP’li “pazarlamacılar” için iyidir. Hem gelecek yatırımlarla seçim yılını çıkarmayı hem de kölelik koşulları dayattıkları Türk mavi ve beyaz yakalıları simsar gibi ABD sermayesine peşkeş çekmeyi hayal ediyorlar.
Ve daha da önemlisi; “AKP’yi deliğe süpürmeyin, hâlâ kullanışlıyız” yakarışlarına yıllardır alınamayan olumlu yanıt kovalanıyor. ABD’den gelen Amerikan Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Brilliant’ın da hakkını vermek gerek. Bugünkü mutabakat töreninde öyle bir konuşma yaptı ki AKP’lilerin de ağzının Rusya’dan güvenli çıkış arayan Amerikan sermayesi kadar akmaması mümkün değil:
“CAATSA yaptırımları yanında Section 232 ile ilgili tarifelerin kaldırılması gerekliliği var. Biz ABD Ticaret Odası olarak bunların kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz. Her iki hükümetin bir araya gelerek bence çözebileceği meseleler.”
İşte bay “pazarlamacı”nın kovaladığı asıl bu “fırsat”. Rahim Brunson krizini hatırlayalım. Trump yönetiminin yaptırım kararı almasına bile gerek kalmadı. Sadece “bazı isimlerin ABD bankalarındaki hesaplarının dondurulması” söylentisi bile yelkenlerin suya inmesine yetmişti.
AKP’li kodamanların Batı’nın kara listesine girmemek ve dünyaya saçılmış milyarlarını garantiye almaları için ödemeyeceği “komisyon” da yok. Bu yüzden AKP’nin şu anda ABD sermayesine vermeyeceği taviz de yok diyebiliriz. Önceden taviz verseler bile gelmiyorlardı.
Diğer yandan geçtiğimiz hafta Moskova’ya gönderilen Ethem Sancak ve Şule Perinçek de gözümüzden kaçmadı değil. Reza Sarraf döneminde İran için döndürülen on milyarlarca dolar tarzı bir “sistem” Rusya için de kurulur belki diye hevesleniyor AKP. Hatta bu işte İsrail ile ortak bile olabilirler.
Antalya’da verilen “Rusya’ya ambargo ve yaptırım uygulayamayız, hem Rusya hem Ukrayna için açık kapı olmamız Batı’nın da çıkarınadır” mesajı başka bir “pazarlama” masasına işaret ediyor. “Batı için açık kapı” sözü bile İsrail’den çalıntı. Rusya’ya yaptırım uygulamayı reddeden bir diğer ülke de İsrail. Savaş başladıktan hemen sonra Moskova’ya giden İsrail Başbakanı eleştirilmişti. “Açık kapı” sözü İsrail tarafından böyle tedavüle soktu. Herzog ile “kişisel dostluk” epey ilerlemiş anlaşılan. Kopya çekseniz bile belli etmeseniz bari.
AKP’liler çok ama çok mutlu. Ukrayna felaketi ile canlandılar, kanlandılar adeta. “Satacak” bir şeyler bulan paraya sıkışmış kumarbazlar gibi coştular. Onlar için “at pazarlığı” yeniden başladı ama satılan bizim vatanımız. 20 yıl önce döndürmeye başladıkları ihanet ve satış çarkı bir yıl 20 yıl daha dönecek sananlar çok ama çok büyük bir gaflet içindeler.