14 Mayıs’a doğru AKP’nin ittifak genişletme arayışı ilginç bir hal almaya başladı. Hüda-Par gibi ayan beyan Hizbullah terörünün mirasçısı bir partiye bile kucak açılan Cumhur İttifakı’nda şimdi sıra Yeniden Refah Partisi’nde.
Fatih Erbakan, babasından miras isim ve etiketlerle kurduğu siyasi partisiyle pek şans tanınan bir isim değil. YRP’nin adı Cumhur İttifakı ile birlikte haberlere ilk düştüğünde herkesin aklına ilk gelen, BBP modeli bir bağımlılıktı.
BBP’nin mevcut Genel Başkanı Destici, 2018’de AKP’nin Ankara 1. Bölge listesinden meclise girmişti. BBP’nin bir önceki Genel Başkanı Yalçın Topçu ise kariyerine Saray bürokratı olarak devam ediyor.
YRP’nin şu ana kadar katıldığı sadece yerelde iki yenileme seçimi var. Çankırı ve Afyon gibi geleneksel olarak sağcı iki ilin belde seçimlerinin birinde 1606 oyun 7’sini, öbüründe 1411 oyun 47’sini alabilmişler. Dolayısıyla, normal şartlar altında Yeniden Refah Partisi’nin garantili yerden bir, hadi belki en fazla iki TBMM koltuğuna fit olup tıpkı BBP gibi yerine oturması beklenebilir.
Ancak ittifak görüşmeleri sürerken, Fatih Erbakan’ın babasından sadece iki isim devralmadığı görüldü. Kamuoyuna yansıyan ayrıntılar, Fatih Erbakan’ın siyasetin kokusunu iyi aldığını da gösteriyor.
YRP Genel Başkan Yardımcısı Doğan Aydal’ın Kübra Par’ın canlı yayın programındaki açıklamasından öğrendik ki meğer ilk görüşmede AKP’ye 30 maddelik bir talep listesi sunulmuş.
Talep derken…
Bu 30 madde içerisinde, kadın ve çocukların korunmasına ilişkin 6284 sayılı yasanın hedefe oturtulmuş olması ana gündem oldu. Fakat diğer maddeler de tamamen politik. Daha ortada milletvekili pazarlığı falan yok.
AKP’lilerin, yüz yüze okunan bu maddelerin hepsini olumlu bulduğu haberleri yayılırken iki ayrı yalanlama geldi. Fakat yalanlamaların kendisi Fatih Erbakan’ın aldığı kokuyu doğrularcasına parti içinde bir irtibatsızlığın ve zayıflığın işareti gibi.
6284’ün partisi açısından kırmızı çizgi olduğunu ve tartışılasının bile kabul edilemeyeceğini ifade ederek YRP’lileri yalanlayan Aile Bakanı Derya Yanık, dünden beri sosyal medyada kapsamlı bir trol saldırısı altında.
İttifak görüşmesindeki heyetin başındaki Binali Yıldırım ise, “Biz sadece bir nezaket ziyareti yaptık. Düşüncemizi paylaştık. Onlar da bu düşünceyi kurullarında değerlendirip bize bu hafta içinde cevap verecekler.” diyerek nezaket içinde yalanlama yoluna gitti. Son Başbakan ve bir “Ak Sakal” olarak “dünkü çocuğun” partisinden 30 maddelik ültimatom yemiş olmayı kabul etmek zor olmalı.
Partisini kurduğu günden bu yana Cumhur İttifakı’na katılmama yönündeki kesin inadı ve kendini ağırdan satışıyla Fatih Erbakan’ın esnaf kafalı bir İslamcı olduğu zaten ortadaydı. Ama hiç test edilmemiş, hiç gelecek vaad etmeyen, kıyıda köşede kalmış partisiyle 30 maddeyi AKP’ye dayatıp bir de canlı yayınlarda ilan edecek kadar kendine güveniyorsa bu, pazarlık masasına zayıflığın kokusunu alarak oturmasındandır.
“Babasını satanlarla” bir araya gelip masaya oturmayı siyasî esneklikle açıklayabiliriz. Sonuçta politika da sosis gibi halkın gözünün önünde yapılmıyor ve daha fazla ayrıntıya vakıf değiliz.
Görüşmeler ne yönde ilerler, Yeniden Refah Partisi ittifaka katılıp Erdoğan’ın adaylığını destekler mi, bakıp göreceğiz. Fakat şu ana kadar yaşananlar, yalnızca ittifakı genişletme ihtiyacı bile AKP’nin nasıl güç bir durumda olduğunu gösteriyor.
Söz konusu İslamcılar olduğunda deveyi ürkütecek seviyede kinin daima devrede olduğunu unutmamak gerekir. Belki de Fatih Erbakan, sosisi soğuk yemek niyetindedir ve bunun zamanı gelmiştir.