Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. Yılını kutladık. Bu harekât Türklüğün ve aynı zamanda Cumhuriyet’in büyük destanıdır.
1699’da başlayan yenilgiler ve gerileme çağıyla birlikte, Osmanlı Türklüğü nice vatanlar kaybetti. Sayısız kez Balkan, Kafkas, Kırım Türkleri ve Müslümanları etnik temizliğe ve soykırıma maruz kaldı.
19.yüzyıl, tarihte bir kavmin gördüğü en büyük zulmün ve soykırımın yüzyılıydı. Milyonlarca Osmanlı Türk’ü katledildi, vatanlarından sürüldü. Kıbrıs da yok edilmek istenen Türk vatanlarından biriydi.
Türk’ün makûs talihini durduran 1919’da başlayan, Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülük ettiği Ulusal Kurtuluş Savaşımızdı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile sadece bir devrim gerçekleşmiş olmadı. Aynı zamanda Türklük yeniden ayağa kalktı. Emperyalist Haçlıların “hayâsız akın”ına dur dedi.
Türkiye Cumhuriyeti, 1699’dan itibaren Osmanlı’nın yapamadığını yaptı. Cumhuriyet ile birlikte ilk kez esir ve kayıp Türk vatanlarını kurtarmaya başladık. Atatürk’ün Cumhuriyeti’nin ilk büyük başarısı ve zaferi Hatay’ın kurtuluşudur. Eğer gerici ve bölücü hainler ve Şeyh Sait isyanı olmasıydı, Musul-Kerkük de kurtulacaktı.
Ardından ikinci büyük zaferimiz geldi. Bu da Kıbrıs Barış Harekâtı sayesinde gerçekleşti. Bu harekâtı gerçekleştiren kahraman Türk Ordusu’nun arkasında sağcı solcu fark etmeksizin bütün Türk milleti vardı. Ve tabii ki Kıbrıs Türk’ünün kahraman direnişi olmasaydı, vatanımız kurtulamazdı.
Cumhuriyet, Türklüğün bayrağını yükseltmeye devam etti. Kardeş Azerbaycan’ın Karabağ’ı kurtarmasında da 1991’den itibaren Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve Türk Milletinin desteğinin büyük payı vardır. Kahraman Azerbaycan Türkü arkasında hep Türkiye Cumhuriyeti’ni hissetti. Bu sayede yaşadığı onca soykırım ve etnik temizliğe rağmen, işgal altındaki topraklarını kurtardı.
“Cumhuriyet nedir” derseniz, “Cumhuriyet sadece bir devrim değil aynı zamanda Hatay, Kıbrıs, Karabağ’dır” derim. Yaşlı Osmanlı’nın taşıyamadığı sancağı, genç Cumhuriyet eline aldı. Ve onca ihanete, işbirlikçilerin hançerlerine ve emperyalist uşaklarının çabalarına rağmen, Cumhuriyet Türklüğü ileri taşıdı. Hatay, Kıbrıs ve Karabağ’ın kurtuluşu, önümüzdeki yüzyılda Halep, Musul, Kerkük, Tebriz, Urumçi için umut meşalesidir.
Bu bir destandır. Ancak her destanda kahramanlar olduğu gibi, hainler de vardır. Kıbrıs destanının kahramanı şanlı Türk Ordusu ve sağ-sol fark etmeksizin, hangi görüşten olursa olsun Türk halkıdır.
Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. Yılında zaferi ve barışı kutlamayan sadece iki parti vardı. Biri ABD uşağı DEM, diğeri de ABD uşağının uşağı sözde TİP. Bu partileri biliyoruz ve zaten tavırlarını anlayışla karşılıyoruz.
Asıl Türk milletini öfkelendiren AKP’nin ikiyüzlü tavrıdır. Utanmadan kutlamalara katıldılar. Mesajlar yayınladılar. Bu partinin lideri şöyle bir açıklama yapmış: “Çetin mücadeleler neticesinde, şehitlerimizin canı pahasına kazanılan özgürlüğün ilelebet devam edeceğine yürekten inanıyorum. Bu vesileyle bu toprakları vatan olarak bırakan şehitlerimizi tekrar rahmetle anıyor, gazilerimize şükranlarımızı sunuyorum.”
Evet, Kıbrıs Türkünün özgürlüğü ilelebet devam edecek. Ancak sana rağmen devam edecek. Çünkü sen başaramadın. Ama sizin “sırtımızda taş”, “AB yolunda önümüzde takoz”, ”barış düşmanı”, “Ergenekoncu”, “darbeci”, “faşist” dediğiniz Rauf Denktaş direndi ve kazandı.
50 yıllık Kıbrıs destanının Türkiye cephesinin tek ve en büyük haini AKP’dir. AKP Milli Dava’nın büyük mücahidi Rauf Denktaş’ı sırtından defalarca hançerledi. Ancak ne Rauf Denktaş ne de Türk milleti onların baskılarına ve ihanetlerine boyun eğdi.
Şahsen hayatımın en büyük gurur kaynaklarından biri, Annan Planı’na karşı direnirken Rauf Denktaş’ın bizzat yanında, onunla birlikte mücadele veren bir nefer olabilmemdir. Bana bizzat söylediği şu sözü asla unutamam: “Bize Rum’un, düşmanın hiçbir eylemi, hiçbir sözü zarar veremez. Bizi asıl yaralayan, harap eden Ankara’nın tavrıdır. Hadi bizi, Kıbrıs Türklüğünü gözden çıkardılar. Burada binlerce Mehmetçik’in şehitliği var. Anadolu Türklüğüne nasıl hesap verecekler? Şehitlerimizin naaşlarını çuvallara koyup uçakla Anadolu’ya mı kaçıracaklar? Şehitliklerimizi, anıtlarımızı Rum’a mı terk edecekler?”
Son mücahit size rağmen direndi. Sırtında binlerce hançerle.
Eyyy AKP’li gafiller! Siz kimsiniz ki utanmadan şimdi de şehitlerden bahsediyorsunuz? Siz onları Rumlara teslim etmek için bin takla atmadınız mı?
AKP gidecek. Er ya da geç. Kıbrıs’ta ve bütün Türk vatanlarında Türklük baki kalacak. Kendilerini ölümsüz sanan bu riyakârların ikiyüzlü sözlerini, yanardöner tavırlarını, sinsi planlarını da gelecek kuşaklar ibretle okuyacak.