Son dönemde AKP’nin ve onun peşine takılan tüm kesimlerin temel gündemi İsrail-Hamas çatışması. Şimdi AKP’nin yarattığı Hamasçı atmosfere kendisini kaptıran herkes, AKP’den bile daha ileriye gidiyor. Ama şimdiden söyleyelim: AKP’ye fazla güvenmeyin, bir anda ortada kalabilirsiniz…
Geçtiğimiz gün Tayyip Erdoğan’ın BAE’de katıldığı zirvede İsrail Cumhurbaşkanı Herzog ile aynı fotoğraf karesinde yer almaktan rahatsız olmadığını yine bu sütunda belirtmiştim. Dün ise AKP’nin çok çabuk “dönüşme”kabiliyetine sahip politikasının iki örneğine şahit olduk.
İlk olarak Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, kendisine yöneltilen İsrail’e karşı bir yaptırım düşünüp düşünmediklerine dair soru önergesine, İsrail ile ilişkilerinin Filistin’e zarar vermediğini söyleyerek yanıt verdi:
“İsrail’le 74 yıllık bir geçmişi bulunan ilişkilerimiz hiçbir zaman Filistin’in haklı davası hilafına yürütülmemiştir.”
Başkası söylese neler derlerdi acaba?
Normal koşullarda aslında bu söylediklerinde bir sorun yok. İki devlet arasındaki diplomatik ilişkilerin kesilmesi, öyle hemen uygulanacak bir tedbir değil. Hatta iki ülke arasında savaş hali olsa bile, başka şekillerde de olsa temasın sürmesi de normal. Ama burada garip olan şu: AKP’nin bir yandan İsrail düşmanlığı ve Hamasçılık üzerinden bu kadar üst perdeden bir politika sürdürdüğü koşullar altında bu “makul” açıklama hiç de makul olmuyor.
Ya dediğinizi yapın ya da yaptığınız gibi konuşun, değil mi? Sonra birileri fazla heyecanlanıp ikinci bir Mavi Marmara olayı yapınca; “giderken bana mı sordunuz” demek zorunda kalırsınız…
Türkiye’de bunlar yaşanırken Yunanistan’ın başkenti Atina’da da Erdoğan ile Miçotakis arasında çok samimi ve sıcak bir görüşme yaşanması bekleniyor! Hatırlayacaksınız, uzun bir süre AKP; milliyetçilerin ve ulusalcıların bir kısmını dahi etkisi altına alarak bir “Mavi Vatan” politikası tutturmuştu. Erdoğan’ın dün Yunan basınına söyledikleriyle başlayan Yunan açılımıyla “Mavi Vatancıların” akıbeti de “Mavi Marmaracılar” gibi oldu maalesef…
Daha önce; “Adaları işgal etmeniz falan bizi bağlamaz. Vakti saati geldiğinde gereğini yaparız. Hani diyoruz ya: Bir gece ansızın gelebiliriz” diye Yunan’a haddini bildiren (!) Erdoğan, dünkü Yunan basını ile muhabbeti esnasında Yunan gazeteciler bu ifadelerini kendisine hatırlatınca şöyle deyiverdi:
“Ancak bizi tehdit edenler bizden çekinmelidir. Ülkemizin güvenliğini tehdit eden terör unsurlarına karşı ‘bir gece ansızın geliriz’ dedik ve gereğini yaptık. Terör yuvalarını başlarına yıktık ve yıkacağız.”
Ne kadar ilginç değil mi? Demek ki adalarımızı işgal eden Yunan ordusu değil, teröristlermiş! Bunu da öğrenmiş olduk.
İşte böyle…
Son yıllarda neler ve kimler, ne için satıldı bir hatırlayın.
Bırakın Mavi Marmaracıları, Mavi Vatancıları; Rabia bile unutuldu, “darbeci Sisi”yle barışıldı…
Benim tavsiyem, konumunu AKP’ye güvenerek seçenlerin biraz dikkatli ve itidalli olmaları. Kraldan çok kralcı olacağım derken bir bakmışsınız kral, soytarıları ortada bırakıp ejderhalara parçalattırıvermiş…