ABD ile neşe içinde ülke parçalayan “antiemperyalist” rejim
İran’daki faşist rejime karşı ne zaman bir halk isyanı patlak verse, hemen “ama mollalar ABD’ye karşı, bu iş emperyalizme yarar” zırvalığıyla düşük seviyeli demagoglar ortaya çıkar.
Ya kendilerini çok akıllı sanıyorlar ya da herkesi beyinsiz.
İran ABD’ye düşmanmış! O meşhur İran rejimi o kadar emperyalizme karşı (!) ki ABD işgalcileri ile birlikte koskoca bir ülkeyi paramparça ettiler.
Irak’ı üçe bölmek, ABD ile birlikte Bağdat’ta rezil bir kukla idare kurmak ve Irak direnişini yok etmek için Kürt şovenistlerinden bile canhıraş bir şekilde ABD’ye uşaklık etmek gerçekten de çok antiemperyalist (!) bir tavır.
Irak’ta ABD işgalinin başladığı ilk günlerde Tayyip ABD askerleri ölmesin diye “duacı” olduğunu açıklamıştı. İran rejimi ise bizzat ABD askerleri ölmesin diye bütün milislerini öne sürdü. Can ve kan verdi ABD için.
Saddam’ı ortak bir kan içicilik ile canlı yayında idam edeceklerdi. Saddam onları rezil etti. İnfazı İran’a bırakan ABD bile pişman oldu. İnfaz yayını tarihin en büyük şehitlik eylemine dönüştü. ABD’lilerin ifadesiyle “canlı yayın çok kötü bir halkla ilişkiler kararıydı.”
İran rejiminin tam olarak ne tür bir antiemperyalist eylemi var çözemiyoruz bir türlü. Emperyalizme hiçbir zararı olmayan hele ABD’ye fiskesi olmayan bir nesne…
ABD sayesinde İran rejimi Irak’tan o kadar büyük parçalar kopardı ki; sonunda ABD Irak’taki İran milis ordusunun komutanı olarak görev yapan Kasım Süleymani’yi havaya uçurarak küçük ortağına haddini bildirdi.
Peki, ABD’ye en büyük düşman olduğu iddia edilen İran rejimi ne yanıt verdi buna? Hiç! Yüz tane ABD ve İsrail bayrağı yakıldı. Sonra da İran yanlısı milisler silahlı mücadeleye devam ettiler. Kime karşı mı? İran yanlısı olmayan diğer Şiilere karşı. Nasıl olsa Irak parçalandı ya, “bari kaldığımız yenden parçalamaya devam edelim, Iraklı Şiileri de parçalayalım” dediler herhalde.
Şu gerçek tartışılamaz. Evet, Irak’ı ABD işgal etti. Ama Irak’ı İran parçaladı. İran olmasa ABD ne kukla Kürdistan’ı kurabilirdi ne de diğer Ortadoğu ülkelerinde iç savaş kışkırtabilirdi.
“Ama molla rejimi giderse İran bölünür, Kürdistan kurulur” diyenlere soru: ABD, İsrail ve İran Irak’ın kuzeyinde ne kurdu peki?
Mollaların rejimi yıkılırsa BOP kazanacakmış. Neden ki? İran ve ABD’nin birlikte parçaladığı ülkeler Ortadoğu’da değil mi?
İran bölünmesin ama Ortadoğu paramparça mı olsun?
Bize yutturmak istedikleri denklem şu: İran eşittir İran rejimi. Tayyipçilerin iddiasıyla aynı: “Ben giderse devlet yıkılır!”
Oysa Türkiye’yi de, İran’ı da, Ortadoğu’yu parçalayan asıl bu gerici diktatörler. Ve bal gibi de bu işi ABD ve İsrail ile birlikte yapıyorlar.
Bu diktatörleri savunanlara göre ezilen ulusların özgürlükleri için ayağa kalkması emperyalizme hizmet oluyormuş. Yani diktatörler emperyalistler için bekçilik yapacak. Halk kafasını bile kaldıramayacak.
“İran rejimi yıkılırsa, İran bölünür. BOP planı budur” tezinin kısa özeti budur. Bu mantığa göre AKP giderse de Türkiye bölünür. Oysa hepimiz biliyoruz ki, Türkiye’yi bölen AKP’nin ta kendisidir.
Yine de şu bölünme tezini ele alalım. Ortadoğu’yu kim bölüyor gerçekten?
Irak belli. ABD ve İran birlikte böldü, işbirliği halinde. Peki ya Suriye? Orada güya ABD ile İran-Rusya karşı cephelerde ama birbiriyle savaştıkları falan da yok. Sonuç. Yine bölünme.
Yemen’e bakıyoruz. Saflar yine aynı. Ölen tek bir İranlı veya İsrailli veya ABD’li asker yok. Ama Yemen de bölündü.
Lübnan’a bakıyoruz. İran yine taraf. Lübnan yine paramparça.
Peki ya Filistin direnişi! Orada da en büyük bölücü yine İran! İsrail’e karşı silahla mücadele eden tek Ortadoğu lideri Saddam’ı boşuna katletmediler ya. 2003 yılının Filistin’in de parçalanma yılı olması rastlantı mı?
İran bölünürse, Ortadoğu da bölünürmüş! Türkiye de bölünürmüş! Yahu İran, Irak’taki Şiileri bile böldü. İran yanlı Şii milisler ile İran karşıtı Şii milisler resmen iç savaş halinde! Ne bölünmesinden bahsediyorsunuz siz?
İran rejiminin neresi İslamcı?!
Peki, İran tüm bunları ne için yaptı? İslamcılık için falan mı? Yo hayır tam tersi… Rezil bir Fars yayılmacılığı için tüm bunlar.
Bakın mezhepçilik bile demeyeceğim. Çünkü bu sefil rejimin mezhep falan da umurunda değil. Adamlar açık ve seçik bir şekilde Azerbaycan’a karşı Ermenistan’ı destekliyor. Yani ne Şia’sı ne Sünni’sinden bahsediyorsunuz siz?!
Bu İran Afganistan ve Irak’ta ABD işgalcilerinden, Suriye’de Rusya’dan, Kafkasya’da Ermenistan’dan yana…
Suriye’de “laikliğin” teminatı İran, Kafkasya’da Hıristiyanlığın, Türkiye’de de “şeriat”ın!
Elinde “İslamcılık” adına kala kala bir tek kadın düşmanlığı kalmış. Kadın saçıyla kafayı bozmuşlar. Esad’ın karısını görseler elleriyle linç edecekler. Şeriatçı falan da değil artık ne idiği belirsiz bir çete.
Molla rejiminin gölgesinin olduğu yerde tek var olan şey bölünme, parçalanma ve fitne. Müslüman coğrafyasında AKP ile fitne konusunda yarışabilecek tek rakip bunlar!
Ama zavallı İran kadını, genci, emekçisi özgür yaşamak için gıkını çıkarsa, bölücü oluyor. İslam zedeleniyor.
Bu saçmalık İslam’a en büyük hakaret değildir de nedir? Adamlar molla cübbesi yalayacağız diye yepyeni bir din uyduruyorlar. Tek ilkesi var: Kadın ve saç düşmanlığı. Başka hiçbir kutsalı kalmamış.
Bir numaralı mandacı Banu Avar
“Ama İran rejimi antiemperyalist” diyen birini görüyorsanız emin olun ki antiemperyalist değil mandacıdır. Bir emperyaliste karşı başka bir emperyalizmi veya kuklasını destekleyen kişiye mandacı deniyor. Bu çok basit bir tanım. Kafası bu kadar basit bir ayrımı almayan gitsin tarih kitaplarından Sivas Kongresi’ni okusun.
Eğer mesele gerçekten antiemperyalizm olsaydı, bu isimler Rusçuluk, Çincilik veya İrancılık yaparken; Rusya, Çin veya İran rejimi ABD ve AB ile işbirliği yaptığı noktalarda da ses çıkarırlardı. Onu bile yapmıyorlar. İran’ın her türlü kepazeliği yapmaya ve ABD ile birlikte resmen koalisyon halinde 20 yıl boyunca Irak’ı işgal etmeye bile hakkı var. Çünkü “İran’a karşı çıkan Amerika’nın yanındadır!” Ama İran’ın işine geldiğinde ABD’nin yanında olmaya hakkı var! Çin’in de var. Rusya’nın da var.
Ulusal çıkar gözetmesi yasak tek ulus var o da Türk Ulusu. Bir de utanmadan “ulusalcı” demezler mi kendilerine?
İşte artık burada çizgi bulanıyor. Mandacılığın bile iç tutarlılığı vardır. Molla rejiminin fanatikleri artık mandacılıktan ajanlığa kayıyorlar.
Antiemperyalist olmak isteyen Atatürk gibi olur. Mandacı değil Tam Bağımsızlıkçı olur. Ve özgür olmayan bir halkın, bağımsız da olamayacağını bildiği için, kuru, göstermelik bir antiemperyalizmi değil, hem ilerici hem bağımsızlıkçı gerçek antiemperyalist politikayı savunur.
Düsturumuz basit! “Bağımsızlık ve özgürlük benim karakterimdir.” Birinin diğerine feda edildiği rezil bir denklemi kimse halka dayatamaz.
Sözde İslamcı özde halk düşmanı “yerli” gericilerimiz
İrancı riyakarlıkta son bir tayfa daha var ki onlar zaten ikiyüzlülükte hep yarışı kazanır. Bunlar her fırsatta İran’ın mezhepçilik politikasını eleştiren “İslam”cılarımız. Ne hikmetse bu tiplerin de İran’ın aslında İslamcı (!) ve antiemperyalist (!) bir rejim olduğu ancak İran’da kadınlar öldürüldüğünde akıllarına geldi.
Oysa çok iyi biliyoruz ki; ABD ve İsrail’in böldüğü coğrafyalarda bu İran ve Suudi Arabistan aygıtları, karşı mezhebin camisine, cenazesine bombalarla saldıracak kadar birbirinden nefret eder.
Bunlar İran ile Suriye’de kanlı bıçaklı. Birbirini gırtlaklıyorlar. Ama mesele kadın katletmek olunca ne hikmetse mezhebi falan unutuyorlar hemen kaynaşıyorlar.
Neymiş? Amaç “İslam’ı kötü göstermek ve başörtüsü düşmanlığı”ymış. “Asıl başörtüsü yasakçısı Kemalistler kendilerine baksın”mış.
Kafasız mısınız siz? İran’ı Kemalistler yönetmiyor, mollalar yönetiyor. O kadınları da mollalar öldürüyor. Canın mı çekti? Git İran’a o zaman ama Kemalistlere iftira atma.
Türkiye’yi de Kemalistler yönetmiyor, 20 yıldır AKP yönetiyor. Binlerce türbanlıyı kucağında, karnında bebekle hapse atan da senin reisin. Kemalistler değil.
Adamlar İran sokaklarında kadın avına çıkmış. Resmen kurşuna diziyorlar. Bizim 20 yıldır AKP ihaleleri kovalamaktan beyninihamur, göbeğini yağ bağlamış “İslam”cımız, “asıl Kemalistler türbanlı bacılara zulmediyor” masalları anlatıyor hâlâ.
Eyyy “yerli” gerici! Önce bir beynini ve hafızanı toparla. Sonra polemiğe giriş. Senin ideolojin adına yapılan rezillikleri çocuk gibi “asıl seninkilerin yaptıkları daha kötü” diye mızıklayarak savunacaksan da, git uzakta ağla.
İnsanlık ilerliyor. Kimsenin Samanyolu dizisi tadında 28 Şubat mezalimleri hikâyelerini dinlemeye vakti yok. İdeolojiler ölmedi ama senin kafandaki neyse, ölmüş besbelli.
Maskeler farklı olabilir. Sol, sağ, ulusalcı, liberal, Atatürkçü, dinci… Halk katledilirken katilleri savunuyorsa biri, bilin ki içinde bir çürüme vardır. Ruhunda bir cesetleşme vardır.
İran iyi bir gösterge oldu. Döküldüler yine ortaya…