Kahramanmaraş merkezli depremin ardından dış ülkelerden Türkiye’ye gerek maddi gerek insani güç anlamında yardımlar geldi, gelmeye de devam ediyor.
Böyle anlarda ülkeler, toplumlar dayanışma içinde olurlar, olmaları da gerekir.
Yaraları sarmak, “yanınızdayız” mesajını vermek için devletler protokol düzeyinde bir dizi ziyaretler de gerçekleştirebilirler.
Olması gereken olur, yapılması gereken yapılır.
Ama iki gün önce Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleşti. Tayyip Erdoğan’la Beştepe’de görüşen Pakistan Başbakanı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaosmanoğlu ve Ticaret Bakanı Mehmet Muş ile de Adıyaman’da görüştü.
Devletleri yönetenler birbirleriyle temas halinde olabilirler, daha doğal ne olabilir değil mi?
Ama…
10 ay öncesi…
Pakistan Parlamentosu’ndaki muhalif kanadın Başbakan İmran Khan’ın kötü yönetiminden ve kabinesindeki yolsuzluklardan dolayı İmran Khan ve hükümeti için güvenoyunu meclise getirmesi, Pakistan’da bir dönüşüm yaşanacağının habercisiydi.
Muhalefetin bu girişimini ilk başlarda önemsenmeyecek kadar “cılız” bulan İmran Khan, çoğunluk oluşuna güveniyordu. Fakat güvenoyunun aleyhine döneceğini anladığı an, Pakistan Cumhurbaşkanı tarafından İmran Khan’a bir hayat öpücüğü verilmiş, meclis feshedilerek erken seçim kararı almıştı.
Fakat evdeki hesap çarşıya yine uymadı. Tepkiler arttı, isyan çoğaldı. Ve bir anda “dış güçler” devreye girdi. “Yerli ve milli” İmran Khan’a karşı Pakistan’da darbe yapılıyordu anlayacağınız.
Propaganda tanıdık geldi mi?
Gün “yerli ve milli”lerin dayanışma günüydü!
Başta Aydınlık Gazetesi olmak üzere AKP’nin basın borazanları, İmran Khan güzellemelerine başladıkları gibi Amerikancı darbeye de “dikkat” çekiyorlardı.
Pakistan’ın içinde bulunduğu bu durumun ilk gününde bunun bir sağcı darbe olduğunu, koltuğunu kaybetme korkusuna giren her sağcının ve her Siyasal İslamcının aynı propagandaya başvurduğunu yazmıştık.
Süreç, İmran Khan’ın devrilmesi ve başbakanlık koltuğuna da yeni bir ismin oturmasıyla bitti.
Evvelsi gün Türkiye’ye gelen Şahbaz Şerif, malum medyanın 10 ay önce Amerikancı darbeyle iktidara geldiğini söyledikleri Şahbaz Şerif’in ta kendisi.
“One Minute” İsrail’le normalleşme çabalarından, 15 Temmuz’un finansörü dedikleri BAE ile girişilen ticari ilişkilere kadar alıştık bu tür dönüşümlere.