Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, pandeminin başından beri aşı karşıtlarının en çok hedef gösterdiği isimlerin başında geliyor. Aşı karşıtlarının Esin Davutoğlu Şenol’u sözlü hedef göstermeleri, artık fiili saldırı hazırlığına dönüşmüş durumda.
Aşı karşıtları artık doktorları açıktan tehdit eden, ofislerine dana dili bırakan, doktorları öldürmek için planlar yapan, adeta bir terör örgütüne dönüşmüş durumda ve bunlara “dur” diyecek bir devlet gücü yok maalesef. Çünkü iktidar ile aşı karşıtları birbirini besleyen, destekleyen kafa yapılarına sahip.
Esin Davutoğlu Şenol’u tehdit eden Mustafa Yücel isimli şahsın serbest bırakılır bırakılmaz AKP’nin seçim sloganı olan “durmak yok yola devam” sloganını paylaşması da bunun en bariz kanıtı.
Covid-19’un ortaya çıkmasından sonra hızla başlayan aşı çalışmaları, tartışmaları da beraberinde getirmişti. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de peyda olan aşı karşıtları, bilimsel dayanaktan yoksun, saçma sapan, akıl almaz iddialarla gündeme gelmişlerdi. (Bkz. Fatih Erbakan: “O insanların yarı insan yarı maymun çocuklar doğurmasına sebep olabilirsiniz. 3 kulaklı 5 gözlü yaratıklar doğmasına yol açabilir.”)
Türkiye’de aşı karşıtlığının başını çeken birkaç kişinin Erbakan’ın açıklamasının altına attığı destek yorumları, her ne kadar bu isimlerin önünde “doktor” sıfatı yazsa da doktorlukla da bilimle de alakalarının olmadığını gösteriyordu.
Nitekim Esin Davutoğlu Şenol’u da öldürmek için planlar yapan kişinin de isminin önünde “doktor” yazıyor. Aynı zamanda bu kişinin diplomasının sahteliği ile ilgili iddialar da mevcut. AKP’li, aşı karşıtı, sahte diplomalı… Aynı zamanda ifade verdikten hemen sonra “devam” diyecek kadar da ruh hastası.
Gerçek hayatta da sosyal medyada falan da denk gelmişsinizdir, aşı karşıtlarıyla tartışmanın imkanı yoktur. Öne sürdükleri iddiaların saçmalığından, akıl almazlığından demiyorum. Onlarla sağlıklı, seviyeli bir tartışma yürütmek imkansızdır.
Esin Davutoğlu Şenol, pandeminin başından beri bu aşı karşıtı dediğimiz güruhun sözlü saldırısı altında olmasına rağmen yılmadan mücadelesini vermeye devam ediyor. Esin Davutoğlu Şenol’a karşı bilimsel hiçbir karşılık veremeyen bu kesimin, kendisine kıyafeti üzerinden saldıracak kadar çirkinleştiğini de hep birlikte görmüştük.
Esin Davutoğlu Şenol’un başına gelenlerden sonra bir tane aşı karşıtından, derneklerinden, hareketlerinden falan tek bir kınama cümlesi duydunuz mu? Duyamazsınız, çünkü bu saydıklarımın hepsi, Esin Davutoğlu Şenol’u bir manyağın çıkıp öldürmesini içten içe istemektedirler.
Aşı karşıtlığının bayraktarlığını yapan Ertan Trükten diye bir adam var mesela. Hatırlarsınız Taksim’de yapılan aşı karşıtı mitingde deveye binmişti. Esin Hoca’yı tehdit eden şahsın Trükten’in Büyük Uyanış Derneği’nin üyesi olması da mı tesadüf?
Trükten’in derneği, Esin Davutoğlu Şenol için “bu kadının ağzını, dilini kapatacağız” diye tehdit ediyor, sonra da aynı derneğin üyesi “senin dilini keserim” mealinde kapısına kesilmiş dil bırakıyor.
Hazır söz mitingden açılmışken, pandemi döneminde en küçük protestoyu bile pandemiyi gerekçe göstererek yasaklayan AKP iktidarının, aşı karşıtlarına miting izni vererek, örgütlenme fırsatı tanıyarak aşı karşıtlığı meselesinin bu noktaya gelmesinde en büyük pay sahibi olduğunun da altını çizelim.
Eh, ne de olsa AKP ile aşı karşıtlarının gerçek doktorlar için tavrı ortak: Giden gitsin, ölen ölsün. Esin Davutoğlu Şenol, aşı karşıtlarının ve AKP’nin hem doktor düşmanlığını hem de kadın düşmanlığını ortaya çıkardı.
Sağlık Bakanı Koca’nın Esin Davutoğlu Şenol’a yönelik bu saldırı ile ilgili bir açıklamasını, bir demecini, kınamasını, gören duyan var mı? Ne Sağlık Bakanlığı’nın sitesinde ne de Bakan Koca’nın sosyal medya hesabında konu ile ilgili bir şey göremedim de.
Esin Davutoğlu Şenol’un tehdit edilmesi sonrasında verilen tepkiler ve Esin Hoca’ya destek açıklamaları, yorumları ise gelecek için ümidimizi artıran gelişmeler olarak kayda geçmeli.
Esin Davutoğlu Şenol da, “Asla bilimden vazgeçmeyeceğiz. Susmamı istiyorlar aslında ama susmayacağım” diyerek tehditlerin kendisini yolundan döndüremeyeceğini ifade etti.
İlerici ile gericinin, safsata ile bilimin mücadelesi bin yıllardır sürmekte ve dünya döndükçe de sürecek. Tarihin hiçbir döneminde gericilik kazanmadı, dünya hep daha ileriye gitti. Bugün de kazanmayacak.