“Tüm tarih bize gösteriyor ki uluslar yüce hedeflerine ulaşmak istediklerinde bu coşkularının karşısında üniformalı çocuklarını bulmuşlardır.
Tarihin bu geneli içinde büyük bir istisna bizim tarihimizde Türk tarihinde görülür.
Bilirsiniz ki Türk ulusu ne zaman yükselmek için bir adım atmak istemişse önünde hep önder olarak, yüksek ulusal ülküyü her zaman gerçekleştirecek hareketlerin kılavuzu olarak kendi kahraman çocuklarından oluşan ordusunu görmüştür.
Bu nedenle Türk ulusu elinde kılıç, tehlikeye yürümeye hazır kahraman çocuklarına derin bir güven beslemiştir.
Bu güveni hep besleyecektir.
Bundan sonra da Türk ulusunun kutsal ülküsünün gerçekleşmesi için kahraman asker evlatları hep önde gidecektir.
Tüm Türk ulusu başarıya ulaştığı her yaşamsal şeyin kahramanı olarak kendi Ordusunu, Ordusuna komuta eden öz evlatlarından oluşma subaylar topluluğunu, yüksek komuta heyetini görmektedir.
Ulus ve kahraman evlatlarından oluşan Ordu öylesine birbirleriyle birleşmiştir ki dünyada ve tarihte bunun örnekleri azdır.
Bu ulusal gerçekle her zaman övünebiliriz.
Ordudan söz ederken bu ulusun gerçek sahibi olan Türk ulusunun aydın evlatlarından söz ediyorum.
Bu evlatlarımız arasında yarının kahramanlarını yetiştiren eğitmenlerim de vardır.
Gerektiğinde hemen giysilerini değiştirerek gereken yerde başını veren ve Ordu ile birlikte yürüyen öğretmen arkadaşlarımız da vardır.
Ben büyük Ordumuzun subaylarından ve onlarla birlikte Türk’ün aydın evlatlarından söz ettiğimde onlarla birlikte olan, fikriyle, vicdanıyla ve bilim anlayışıyla ulusal kahramanlığa katılmaya hazır Türk gençliğinden söz etmiş oluyorum.
Bu geceki görünüm bana bu yüksek gençliği simgelediği için ne kadar mutlu olduğumu anlarsınız.
Yüreğimde oluşan mutluluğu ve düşüncelerimi bakışlarım size iletecektir.
Sözlerime son verirken şunu açıkça söylemek isterim. Türk ulusu Ordusunu çok sever, onu kendi ülküsünün bekçisi sayar.”
Hanri Benazus, “Asker Atatürk”, s. 35-38, İleri Yayınları