Tayyip Erdoğan ve Vladimir Putin’in son görüşmesinde Rusya Türkiye’ye hemen hemen her istediğini kabul ettirdi. Savaş halinde olan, ambargo yiyen ve tecrit konumuna düşen Rusya, ancak Rusya’ya ekonomik, siyasi ve askeri tavizler veren Türkiye.
Bu gariplik “Türkiye” sözcüğünün yerine “AKP” koyarsak açıklanabilir. Tayyip Erdoğan kendini Putin’den çok daha zor bir durumda görüyor. Hem NATO zirvesinde hem de Soçi’de AKP’yi kurtaracak ancak Türkiye’yi batıracak anlaşmaların yapılması bundan.
Rusya ve Türkiye arasındaki en son Rus Rublesi ile ticaret anlaşmasını ele alacağız. Bu anlaşma Batı’ya darbe vuracak diyenlere kahkahalarla gülüyorum. Anlaşmanın garabetini açıklayınca siz de anlayacaksınız. Türkiye, Rusya ABD Doları kazansın diye biz fahiş fiyattan Rus Rublesi satın alıyorsak, Batı’nın yediği darbe tam olarak ne oluyor?
Türkiye Rusya’dan 2021 yılında 26,5 milyar dolarlık ithalat yaptı. İhracatımız ise sadece 6,5 milyar dolar. Bu tam 20 milyar dolarlık bir ticaret açığıdır. Türkiye’nin Çin ile yaptığı ticaretten açığı ise aynı yıl tam 28,5 milyar dolardı. Yani Avrasyacıların “bizi kurtaracak, bağımsızlığımızı sağlayacak” dediği Rusya ve Çin ile ticaretten yıllık 48,5 milyar dolarlık zararımız var. 2021 yılındaki toplam dış ticaret açığımız ise 46 milyar dolardı. Kısacası bu iki ülke olmasa Türkiye 2,5 milyar dolar fazla verecekmiş. “Yüzünü Asya’ya dönen” Türkiye’nin daha da batık ve bağımlı olduğu açık. Kaldı ki ortada Asya falan da yok. Sadece Rusya ve Çin var.
Türk Lirasında yaşanan büyük devalüasyondan sonra Türkiye Çin ve Rusya’ya ulusal para birimleri ile ticaret yapmayı teklif etmişti ve elbette bu iki ülke de reddetmişti. Asya’nın “kurtarıcıları”, TL’den bize ne bize ABD Doları ve Euro gerek, demiş “Atlantik” yeşili istemişti.
Ancak Türkiye’nin TL ile ticaret teklifini reddeden Rusya şimdi “ticareti Ruble ile yapalım” diyor. AKP de bu dayatmayı hemen kabul etti. Tayyip de çok matah bir şeymiş gibi açıkladı.
Plana göre Türkiye Rusya’dan 20 milyar doları aşan enerji ithalatının bir kısmını Ruble ile yapacak, kalanını yine ABD Doları ile. TL yine ortalarda yok.
Ancak burada büyük bir saçmalık var. Türkiye Ruble basmıyor. Ruble uluslararası piyasalarda “konvertibl” olan, serbest alınıp satılan, piyasalarca fiyatlandırılan bir para birimi de değil. Peki, milyarlarca dolar değerindeki Ruble’yi Türkiye nereden bulacak?
Elbette ki Rusya’dan!!! Yani Türkiye önce Rusya’ya ABD Doları ödeyecek, sonra Rusya bunun karşılığında Türkiye’ye Rus Rublesi ödeyecek. Türkiye’de bu rubleyi alıp, doğalgaz ve petrol karşılığı yine Rusya’ya ödeyecek. Ve aklı evvellere göre bunun adı ABD Dolarının hegemonyasını yıkmak olacak. “Atlantik” dışlanacak. Ama tüm ticaretin amacı da Rusya’ya dolar temin etmek! Vay be “dolar gemisi” battı! Atlantik mahvoldu. Tabii yersen.
Eğer Türkiye önce ruble satın alıp sonra o rubleyi doğal gaz karşılığı Rusya’ya verecekse, tüm bu dolambaçlı işe ne gerek var? Yani ABD Doları da aradan çıkmış olmuyor. Hatta işin tam göbeğinde var. O zaman neden böyle bir komedi yaşıyoruz?
İşte burada Türkiye’ye giren kazık, rublenin değerinde saklı. Ağustos 2021 yılında 1 TL 8,5 Rus Rublesi değerindeyken bu sene ancak 3,4 Rus Rublesi ediyor. Hadi Türkiye’de ekonomik kriz var diyelim. TL tüm paralar karşısında sürünüyor. Peki ya Rus Rublesi – ABD Doları paritesi? Geçen sene 1 ABD doları 74 Ruble iken bu sene 60 Rubleye kadar düşmüş. Yani Ruble ABD Dolarına karşı güya %19 değer kazanmış. Ekonomik mucizeye bak sen!
Nasıl olur da ambargo yiyen, savaş masrafları tavan yapmış, ekonomisi kuşatılmış bir ülkenin parası ABD Doları karşısında %19 değer kazanır. Elbette ki Rus Rublesinin değeri bu değil. Uzmanlar Ruble’nin gerçek değerinin bundan en az %100 daha düşük olduğunu hesaplıyor. Ancak bu para artık “konvertibl” olmadığı için değeri tamamen Rus hükümetinin keyfine kalmış.
Rusya aşırı değerli rublesini ticarette dayatarak, sadece doğalgaz ticaretinden değil, ruble-dolar değişiminden de vurgun yapmak istiyor. Hem kasasındaki ABD Doları ve Euro’yu takviye edecek hem de hiçbir değeri olmayan rublesini istediği fiyattan satacak.
Yani Türkiye ruble ile satın alacağı her birim Rus doğalgazı için neredeyse %100’e yakın fahiş bir fiyat ile önce Rus Rublesi satın almak zorunda kalacak. Bu aslında en kazığından bir doğal gaz zammıdır. Putin savaşta ve kuşatılmış olmasına rağmen Tayyip’e bunu dayatıyor ve kabul ettiriyor. Tayyip de utanmadan “her iki ülke kazanacak” diyor.
Türkiye bu denli fahiş bir fiyattan bu kadar çok rubleyi nasıl bulacak? Güya Rus turistler Türkiye’ye yönlendirilecekmiş. Yıllar içinde ruble biriktirecekmiş Türkiye.
Hadi diyelim ki bu fantastik senaryo gerçekleşti. Aklımızdan zorumuz mu var? Rusya dolar temin edecek diye biz niye rubleye hem de Putin’in keyfi olarak belirlediği fahiş fiyattan bağlanıyoruz. Ayrıca bu saçma ruble ticaretini finanse edeceğiz diye daha da çok dolar bağımlısı olacağımız açık.
Doların fiyatı en azından dünya piyasasında belirleniyor ve pek çok ülke ile “swap” anlaşması ile belli bir seviyeden temin edilebiliyor. Putin’in keyfi ruble politikasını kabul edersek ise hiçbir pazarlık şansımız yok. Bu yüzden Merkez Bankası’nda yine dev bir dolar rezervi oluşturmamız gerekiyor.
Rusya’nın yapamayacağı “swap” anlaşmalarını bizimkiler mi yapacak yani artık? Peki, ama Rusya’nın dolar ihtiyacı için biz niye ruble batağına saplanıyoruz? Türkiye’de dolar, ruble ağacı mı var sanki? Türkiye döviz açığı olan, Merkez Bankası’ndaki 128 milyar doları kaybettikten sonra vatandaşın üç kuruşluk banka hesaplarına bile göz dikmiş iktidarın yönettiği bir ülke. Dolar bağımlılığı yetmedi bir de ruble bağımlılığı mı olsun diyorlar?
Bu anlaşmanın Türkiye açısından hiçbir ekonomik “rasyonalitesi” ve getirisi olmadığı çok açıktır. Peki, o zaman neden Tayyip “her iki ülke de kazanacak” diyor.
Akla Türkiye’nin İran’dan yıllarca fahiş fiyata aldığı doğalgaz geliyor. Reza Zarraf’ın şu meşhur ambargo delme, para aklama mekanizması. Fahiş fiyatın “komisyonu” da yüksek olur. Devletin bütçesine binen yük, komisyoncuların cebine giren kazançla doğru orantılıdır. Bu tür kirli ticaretten kazanan “Türkiye” değil, her zamanki gibi sadece Türkiye’ye çöken haramzadeler olur.
Bir seçim senesi de bütün operasyonları, rüşvetleri, hukuksuzlukları ile böyle finanse edilmek isteniyor. Türkiye batsın ama AKP çıksın mantığı. 20 yıllık kafa. Göreceğiz bakalım yine yapabilecekler mi?