Bugün MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin Meclis Grup Toplantısı’nda konuştu. Konuşmasının önemli başlıklarından biri İsrail-Hamas çatışmasıydı. Daha önce de birkaç kez İsrail’e süre tanıdığı ültimatomlarla (!) hatırlanacak sert konuşmalar yapan Bahçeli, bu defa da Netanyahu’nun savaş suçu işlediğini belirterek, onun ve diğer İsrailli yetkililerin Lahey Adalet Divanı’nda yargılanmalarını talep etti:
“Bu ataletin kaynağı, korku duyulan sebepler nedir? Milyar dolarlar içindeki kaymak tabakanın vicdanı rahat mıdır? Netanyahu, ‘Arap liderlerine sesleniyorum, çıkarlarınız için sessiz kalın’ demiş. Bazı ülkelerde geçebilir bu ama Müslüman Türk milletine sökmez. Korkak bin defa kahraman bir defa ölür. Herkes sussa da biz susmayacağız. Ateşkesin tesis edilmesi şarttır. İsrail tazminata mahkum edilmelidir. Uluslararası barış konferansı toplanmalıdır. Eli ve vicdanı kanlı Netanyahu ve yönetimi, işledikleri savaş suçlarından dolayı Lahey Adalet Divanında yargılanmalıdır.”
Anlaşılır bir talep… Neticede hukuk ve tabii ki uluslararası hukuk da herkese lazım. Bahçeli’nin bu çıkışı da dolayısıyla kendi içinde tutarlı ama sadece kendi içinde! Daha bu sözlerinin yankılanmaları MHP Grubu’nun duvarlarında gidip gelmeye devam ediyordu ki, konuşmasının ilerleyen bölümünde Bahçeli bir kez daha hukuka değindi.
Ama bu defa Avrupa hukukuna ve Lahey’in adaletine iltica etmek için değil; Türk hukukuna ve AYM’ye Can Atalay kararı ve sonrasındaki gelişmeler dolayısıyla saldırmak ve hakaret etmek için:
“AYM başkanı zillet ittifakının yargıya yuvalanmış hastalıklı koludur. Bu kişinin haddini hududunu aştığını düşünüyoruz. Türk devleti ile uğraşma, cesaretin varsa Kandil’e git. Mahkeme başkanı tarafsızlığını kaybetmiştir. Milli birlik ve kardeşliğe cephe almıştır. Ya AYM kapatılmalı ya da yeniden yapılandırılmalıdır.”
Türk hukukuna, özellikle de AYM’ye en çok saldıran, kapatılması için defalarca çağrıda bulunan Devlet Bahçeli’nin yine aynı şeyi bir kere daha yaparken, aynı konuşmanın içerisinde sebebi ne olursa olsun Avrupa hukukuna sığınmasını bir kenara not etmeden geçmeyelim.
Aslında ortada Bahçeli ve MHP açısından bir çelişki yok. Hukuku sadece kendi hakları olarak algılayan klasik bir hukuk düşmanı olarak Devlet Bahçeli işine geldiği, canı öyle istediği ya da uluslararası bir trajediyi iç politika malzemesi yapmayı amaçladığı zaman o çok düşman olduğu Batının, Avrupa’nın hukukuna sığınmaktan imtina etmez.
Aynı şekilde, az sonra yine işine öyle geldiği için Türk hukukuna saldırır. Karşısındakiler de onun birer türevi olduğu için yarım saat arayla her ikisini de hararetle alkışlar, “Bilge Lider”e tazimlerini sunar, bir kez daha biat eder.
Kimse soru sormaz, soramaz ve aslında sormak akıllarına bile gelmez…