CHP’de yaşanan liderlik tartışmasına MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli garip bir açıklamayla taraf oldu. Aynen aktarıyoruz:
“Özgür Bey’in konuşması çok heyecanlı yapılmış bir konuşma. Aynı zamanda kongre konuşması havasındaydı. Kongre konuşmasına benzer bir konuşma usulüyle.
O bakımdan kendi kendime sordum; CHP’de sınıf arkadaşım devam etmezse Ekrem’e karşı Özgür derim.”
Bahçeli daha önce de “sınıf arkadaşı” Kılıçdaroğlu’nu destekleyen açıklama yapmıştı. Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı tartışmaları kızıştığında da; Kılıçdaroğlu’nun adaylığını “tercihim sınıf arkadaşım olur” sözleriyle desteklemişti.
Yine yıllar önce Bahçeli, Baykal kaset operasyonu ile CHP Genel Başkanlığından istifa etmek zorunda kaldıktan sonra da benzer bir tavır sergilemişti. Genel başkan olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu “sınıf arkadaşı” olduğu için desteklemiş ve hatta kişiliğine kefil olmuştu.
Ortada ciddi bir mantıksızlık var. Bahçeli MHP’nin Genel Başkanı, Kılıçdaroğlu ise CHP’nin Genel Başkanı. Bu başkanlar birbirini eleştirebilir veya geçmişte olduğu gibi ittifak da kurabilir ancak “sınıf arkadaşı” olmalarının burada nasıl bir önemi olabilir ki?
Örneğin “sınıf arkadaşınız” bir mevki kazansa, güzel bir iş yapsa, arkadaşınız adına sevinebilirsiniz. Ne güzel dersiniz. Ancak bu partiler Türkiye’nin yönetimine aday olmuş, sözde demokratik düzende yarışan partiler. Siyaset, program ve ideolojiden öte ne tür kıstaslar olabilir ki? “Sınıf arkadaşlığı”, “takım taraftarlığı”, “ortak hobiye sahip olmak”, “kirvelik” v.s. ne alaka?
Bahçeli’nin yıllar geçmesine rağmen, durup durup bu garip “sınıf arkadaşlığı” konusunu gündeme getirmesi hem Bahçeli, hem Kılıçdaroğlu, hem de Özel’e bazı sorular sormamızı zorunlu kılmaktadır.
Birinci sorumuz Bahçeli’ye. Bahçeli son yıllarda çok sert bir şekilde CHP’yi eleştiriyor. Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi “gayrimilli” yaptığını dile getiriyor. Daha da ileri gidiyor. Kılıçdaroğlu, Sorosçulara, Fetöcülere partiyi peşkeş çekmiş, CHP’yi “Tonilere, Jonilere, Corclara, Maykıllara” kukla haline getirmiş. Ve hatta Bahçeli “Yeni CHP” için “zillet” ifadesini kullanıyor. Her fırsatta hakaretler sıralıyor.
Eyy Bahçeli! Madem Kılıçdaroğlu bu kadar “gayrimilli” biri, CHP’yi de “zillet” yaptı. O zaman neden sırf “sınıf arkadaşın” diye Kılıçdaroğlu’nu destekliyorsun? Normalde Kılıçdaroğlu gitsin, çok daha “milli” bir isim gelsin istemen gerekmez mi kendi söylemine göre?
Eyy Bahçeli! Bu sürekli bahsettiğin “sınıf arkadaşlığı” mı, yoksa başka türden bir mesai arkadaşlığı mı? Yine kendi aklınca “siyaset üstü” mesaj mı veriyorsun? “Devletin derinlerine”, “istihbari hikmet”lere mi gönderme yapıyorsun?
İkinci sorumuz Kılıçdaroğlu’na. Kılıçdaroğlu, Sarayın ve “Beşli Çete”nin kendisini devirmek istediğini ileri sürüyor. Ama yandaş medya sürekli CHP’de “darbe” yapılmak istendiğinin propagandasını yapıyor. Saray yargısı ise İmamoğlu’nu siyasi yasaklı yapmak için tetikte bekliyor. Tayyip seçimlerde kendisine rakip olarak Kılıçdaroğlu’nu istediğini bağıra çağıra meydanlarda haykırmıştı. Bahçeli de “sınıf arkadaşım aday olsun” diyor ama CHP’ye ve CHP seçmenine etmediği hakareti bırakmıyor.
Eyy Kılıçdaroğlu! Bahçeli CHP’ye oy veren milyonlarca insana “terörist”, “zillet” diye hakaret etmekten gocunmuyor. Ama sürekli seni övüyor. “Sınıf arkadaşım” diyor başka bir şey demiyor. Bu ne perhiz ne lahana turşusu?
Ne biçim sınıf şu sizin sınıf? Nasıl bir kankilik ortamı kurdunuz yıllar önce bu sınıfta? Bir anlatın da anlayalım şu muhabbetin nedenini. Aranızdaki atışmalar, didişmeler tamamen sahte mi yoksa? AKP’nin de MHP’nin de liderlerinin sürekli sizi orada, genel başkan olarak görmek istemesinden hiç mi gocunmuyorsunuz?
Üçüncü sorumuz ise Özgür Özel’e. Özgür Bey, siyasette “fasulyeden oyuncu” olmak nasıl bir duygu? Bahçeli “sınıf arkadaşım olmazsa, Özgür Bey olsun” diyebiliyor. Gerekçesi de, yeter ki Ekrem olmasın!
Bu ne kadar kötü bir ifade! Böyle bir muameleyi kendinize nasıl yediriyorsunuz? Yoksa siz de mi kendinizi “siyaset üstü” bir yere konumlandırdınız. “Tercih edilmek” veya sınıf arkadaşı olmasanız da, başka bir mesai arkadaşlığı, sizin için de mi yükselme ve gurur vesilesi?
Nihayet hem Bahçeli, hem Kılıçdaroğlu, hem de Özel’e soruyoruz. Siz nasıl bir tiyatro sergiliyorsunuz? Biz bir türlü çözemedik. Bari anlatın da öğrenelim!