CHP’nin Hatay’da şu anki belediye başkanı Lütfi Savaş’ı aday göstermesi büyük tepkiye yol açtı. Haklı olarak Hatay seçmeni farklı arayışlara yöneldi. Dolayısıyla şöyle veya böyle bu şehrin insanının sevgisini kazanmış, kendisi de Hataylı olan Barış Atay’ın adı ön plana çıktı.
TİP bu seçimde her yerde aday gösteriyor. Oy bölme / bölmeme diye bir kaygısı yok. Olmasına da gerek yok. Nihayetinde ismini duyurmayı, oyunu ve gücünü arttırmayı her parti ister. Bu yüzden Barış Atay’ın Hatay belediye başkanlığına aday olmasının önünde hiçbir engel olmaması gerekir. Ancak tıpkı genel seçimlerde olduğu gibi yerel seçimde de Barış Atay yok. “Asla burayı bırakmayacağız” diyen Hatay’ın “yiğit çocuğu” bir yıldır “halkının” yanında değil. Önce Antalya’dan ikinci sıradan aday oldu. Şimdi ise aday bile değil.
Genel seçimlerde, “Can Atalay için çekildim” gerekçesi vardı. Ki bunun ne Can Atalay’a ne de Türkiye’de hukukun üstünlüğüne bir yararı oldu. Bir mücadele veya mevzi için yapıldı deniyorsa, TİP’i öyle bir mücadele veya mevzide de göremiyoruz. AKP ve MHP’nin Anayasa ve AYM provokasyonları devam ediyor.
Barış Atay meselesinin özüne gelirsek. Bu arkadaşın ben Hatay’ın yerel lideri olarak öne çıkmasını isterdim. TİP’teki tiplerin önemli olanlarını tanıyorum. Güvenmediğim bir oluşum ama bu önemli değil. Hatay halkı bir şekilde Barış Atay’a güvenmiş, onun şahsında bir direniş odağı görmüştü.
Atay, halkı her ciddi dönemeçte yüzüstü bıraktı. Ve bence bunun tek ama tek önemli nedeni var. TİP’in HDP-DEM ve açıkça PKK’dan tehdit yemesi.
Bunu 14 Mayıs 2023 seçimlerinden önce yazdığımızda tepki gösterenler oldu. Ancak bu son yerel seçim ne kadar haklı olduğumuzu yeniden gösterdi. Tunceli’de PKK’nın “Türkiye sosyalistlerine” yönelik bir tehdidi var. DEM’in açıklamaları ortada. Bunlarla yıllarca bir arada yürüyen EMEP, Evrensel tayfası bile “tehdit ediliyoruz”, “Kürt işçilerini örgütlememize izin verilmiyor” diye yayın organlarında açık açık şikâyet etti.
Hatay halkı hem Lütfi Savaş’a hem AKP’ye hem de CHP yönetimine haklı bir isyan yükseltiyorken; bir devrimcinin tam olarak öne çıkması gereken yerde, Barış Atay yine yan çiziyor. Bu bir rastlantı değildir. HDP-DEM taraftarları sosyal medyada açıkça hakaret ve tehditlerle İstanbul, Antalya ve Hatay’da birer vekili TİP yüzünden kaybettik diyor. Hatta eskiden çok sevdikleri Ahmet Şık’ı polis ajanlığıyla suçluyorlar.
Barış Atay ise sanki bu olayların hiçbiri yokmuş gibi top çeviriyor. TİP eski İyi Parti adayı ve futbolcu Gökhan Zan’ı aday gösterirken, yanında duruyor. Neden aday olmadığına ilişin sorulan soruya ise şöyle bir yanıt veriyor:
“İsimler üzerinden siyaset yapmadığımıza göre beraber kolektif bir iş yaptığımız gerçeğini önünüze koymamız gerekiyor. Dün Barış Atay ismi vardı şu an Gökhan Zan arkadaşımız elini taşın altına koyması gerektiğini düşündü.”
Yahu konu Hatay ve yaşanan acılar olmasa bu açıklamaya güleceğiz neredeyse! “Siyaseti isimler üzerinden” yapmadığını söyleyen Barış, eski bir dizi oyuncusu olduğu için bu işlerde öne çıktı. Tanıttığı kişinin isminin öne çıkması ise eski bir futbolcu olmasından.
İsim nasıl önemsiz Barış arkadaş? İsim elbette önemli. Eleştirmiyorum da… Dizici de olur, futbolcu da; yeter ki vatansever, devrimci bir tavrı olsun. Ama kimse kıvırmak için, görevden kaçmak için bu tür saçmalıkları öne süremez.
Bence siyasette isim çok önemlidir. Örneğin TİP’in öne çıkan isimlerinden Ahmet Şık’ın eski bir polis muh(a)biri olması önemlidir. AKP’nin kara para kasası SBK’nin sofrasında güya “TİP’li öğrenciler için” burs kovalaması da… İsminin ABD’deki SBK hakkındaki soruşturma dosyasına girmesi de…
Diğer TİP’li fenomen ve vekil Sera Hanım da ismiyle öne çıktı hep. Sera da SBK’nın avukatıyla “kanki”… Orijinal TİP’li –var mı böylesi bilemiyorum– değil o da… Zengin babası, Kılıçdaroğlu teveccühü ve CHP sayesinde meclise girdi. İsmini parlattı ve o da TİP’e “transfer” oldu.
TİP adeta oyuncu, sporcu ajansı gibi. Sürekli ünlü “isimler” transfer ediyor, “bomba patlatıyor”, “yeni sezona sürprizler” hazırlıyor. Ve Barış arkadaş çıkmış, “yaaa ismin ne önemi var ki, bizde ilke var” diyor.
Barış arkadaş sizin ilkenizi falan bilmiyorum. Ama bal gibi PKK’nın ambargosundan öne çıkamıyorsun. Tüm işi parlamentarizm, seçim pazarlığı, seçim süksesi olan bir partinin öne çıkan ismisin. Seçimlerde değil sokaklarda Hatay halkı için mücadele ediyorum diyemezsin. Hatay’da yaşanan deprem katliamının üstünden bir yıl geçti. AKP lideri açıkça Hataylıları tehdit ediyor. Ama sen öne çıkmıyorsun.
Hakikaten tek bir neden var. HDP-DEM çok öfkeli bunlara. Biz soktuk sizi meclise siz bizi böldünüz diye kabarıyorlar. PKK’nın tarihinde sola yönelik çok fazla cinayet var.
Kürt faşizminden bu kadar korkan adamlar, bir de utanmadan “faşizm bizi yıldıramaz” falan diye şov yapıyor. AKP-MHP’ye daha sıra gelmiyor ki. Daha mahallende, ilinde, yörende tavır alamıyorsun. Bir de halka yol gösterip, öncülük yapacaklarmış. Böyle devrimciliği geçtim, “delikanlılık” olmaz!