Tüm Türkiye’yi ayağa kaldıran 17 yaşındaki vatandaşlı satın almış Iraklı bir öğrencinin, makam odasında öğretmenini öldürmesi üzerinden başlayan tartışmalar devam ediyor.
Kaya Ataberk ve Ali Özsoy, Türk Solu‘nda dün yazdıkları yazılarda olayı farklı açılardan ele aldılar. Burada dikkat çeken en önemli şey, tüm Türk düşmanı unsurların bir araya gelerek katilin Arap kimliğini saklaması ve neredeyse bir Türk öğretmenini öldürdüğü için övgüler dizmeleriydi.
Ancak çıplak gerçek şu ki, Türkiye’nin en büyük şehrinde, AKP’nin parayla vatandaşlık sattığı şımarık bir Arap çocuğu, bir öğretmeni makamında öldürdü. Aynı şeyi bir Türk çocuğu Arap bir öğretmene yapsaydı, bugün Türkleri sükunete davet edenler ortalığı ayağa kaldıracaktı ve Türklerin ne ırkçılığı kalacaktı ne de faşistliği.
Kimi çevreler göçmen karşıtlığı üzerinden Türkiye’de ve dünyada milliyetçiliğin ve aşırı sağın yükseldiğini söylüyorlar ya, aslında göçmenler üzerinden yükselen bir Türk düşmanlığı var.
Cinayetle ilgili kimi gazetelerde yer alan haberleri incelediğimizde, katilin kimliğini gizlemeye yönelik özel bir çaba harcandığını görüyoruz.
Dünkü Evrensel gazetesinde yer alan “Eğitimde öldüren şiddete isyan” başlıklı haberde katil ile ilgili geçen ifade şöyle: “17 yaşındaki Y.K. isimli öğrenci”.
Yine “sol” basından BirGün‘de yer alan “Şiddet politikaya dönüştü” başlıklı haberin spotunda “17 yaşındaki lise öğrencisi” bilgisi veriliyor. Başlık zaten alakasız, katille ilgili tanımlama hepten alakasız.
Aydınlık gazetesi de katilin kimliğini saklayanlardan. “Öğretmenler katledilen meslektaşları için eylemde” başlığıyla verilen haberde katilden “16 yaşındaki lise öğrencisi Y.K.” şeklinde bahsediliyor.
Karar gazetesindeki haberin başlığına ve spotuna bakılınca öğretmenin herhangi bir öğrencisi tarafından öldürüldüğü izlenimi oluşuyor. Çünkü haberin hem üst başlığında hem de spotunda öğretmenin “öğrencisi” tarafından öldürüldüğü vurgulanıyor. Ancak haberin içinde “Irak kökenli” olduğu yazıyor.
Cumhuriyet gazetesi de yine alakasız bir başlıkla haberi verenlerden. “Yaşamak istiyoruz!” başlığıyla verilen haberin başlığında ve spotunda cinayetle ilgili hiçbir ifade yok. Sendikaların 10 Mayıs’ta (bugün) iş bırakmalarını istediği belirtiliyor ama “öğretmenler neden iş bırakacak?” sorusunun cevabı yok. Yine de haber metninde katilin “Irak kökenli” olduğu ve vatandaşlık aldığı bilgisi verilmiş.
Bir tek Hürriyet gazetesi, başlığında okulda cinayet vurgusu yapmış, haberin spotunda da katilin “Irak asıllı” olduğunu belirtmişti.
Konu Türk olan bir kişiye yönelik Türk olmayan bir kişinin vahşet eylemi olunca, İslamcısından solcusuna kadar tüm basın el ele vererek katilin kimliğini sansürlemek için insanüstü bir çaba harcıyor. Ancak roller tam tersi olsaydı, Türk birisi Iraklı veya Suriyeli bir Arap vatandaşa saldırsaydı, biliyoruz ki bu gazetelerin hemen hepsi katilin Türk olduğunu vurgulamakla birlikte ismini bile açık açık yazacaklardı.
Bu tür olaylar, basının bir kesimindeki Türk düşmanlığını göstermesi açısından dikkatle takip edilmesi gereken olaylardır. Haberlere bir de bu açıdan bakmakta fayda var.