İsveç’te Kuran Kerim’e yönelik saldırının ardından geçtiğimiz hafta Hollanda’da Pegida isimli faşist grubun lideri Edwin Wagensveld Kuran yırtma provokasyonunda bulundu.
Yaşanan bu olayların ardından ABD ve Hollanda konsolosluklarını kapatarak, Türkiye’de bulunan vatandaşlarını olabilecek terör olaylarına karşı uyardı.
Bu iki ülkenin ardından İngiltere, Fransa, Kanada ve Almanya gibi ülkeler de Türkiye’de yaşanabilecek olası terör saldırısı ihtimaline dikkat çektiler; Almanya geçici bir süreliğine İstanbul Konsolosluğunu ziyaretçilere kapattığını duyurdu.
ABD Büyükelçiliği yaptığı yeni açıklamada, “ABD hükümeti vatandaşlarını, teröristlerin İstanbul’daki kiliselere, sinagoglara ve diplomatik misyonlara ve özellikle Beyoğlu, Galata, Taksim ve İstiklal bölgeleri olmak üzere Batılıların sıkça gittiği diğer yerlere yönelik olası misilleme saldırılarına karşı uyarmaktadır.” diyerek vatandaşlarını bir kere daha uyardı.
Büyükelçiliğin bahsettiği bölgede bazı yabancı okulların da tatil edildiği düşünüldüğünde, ciddi bir istihbarat gelme olasılığı bulunuyor. İçişleri Bakanlığı ise yaptığı basın açıklamasında, “istihbaratların titizlikle değerlendirildiğini, gelen uyarı notunda adı geçen şahısların gözaltına alındığını ancak yapılan aramalarda herhangi bir eylem emaresine rastlanmadığını” açıkladı.
Diğer taraftan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu dün yaptığı konuşmada “Türkiye’nin 60 milyon turist hedefi koyduğu bir günde, Türkiye’ye karşı yeni bir psikolojik harp başlattılar.” diyerek konsoloslukların kapatılmasını ve yapılan uyarıları “manidar” bulduğunu ifade etti.
Soylu’nun konuşmasından batılı ülkelerin Türkiye’ye gelen turist sayısından rahatsız olduğu ve bu ilginin önünü kesmek için de “düğmeye bastıkları” anlaşılıyor.
Oysa Soylu’nun verdiği rakamlara göre ülkeye gelen yabancı turistin bıraktığı ortalama gelir 1000 dolardan daha az. Bu rakam turizmde Türkiye’nin rakibi olan ülkelere kıyasla çok düşük bir rakam. Türkiye bu kadar ucuzken, “batılı ülkeler” böylesi bir nimetin önünü neden kapatsınlar ki?
Asıl mesele Soylu’nun açıklamasındaki mantıksızlık değil. Dünyadaki güçlü ülkeler ardı ardına Türkiye’yi “riskli ülke” ilan ederken, Türkiye bir üçüncü dünya ülkesi konumuna sokulurken; konuyu Türkiye’nin artan turizm gelirleriyle ilişkilendiren bir İçişleri Bakanı’nın varlığı Türkiye’yi gerçekten de “riskli ülke” konumuna sokuyor.
Bakanın açıklamalarını dinleyen ve ülkede yaşamayan herhangi bir kişi Türkiye’nin gerçekte terörün olmadığı bir “huzur ülkesi” olduğuna hissine kapılabilir.
Oysa Türkiye’nin terör eylemlerine karşı tetikte olması için “dış güçlerin” psikolojik harp başlatmasına gerek mi var?
Çok değil 2 ay öncesinde İstanbul’un göbeğinde büyük bir terör saldırı yaşanmadı mı? Vatandaşlarımız küçücük yavrularıyla beraber yaşamlarını yitirmediler mi? Saldırıyı gerçekleştiren terörist grubun Suriye sınırını ellerini kollarını sallayarak geçtikleri ortaya çıkmadı mı?
Büyükşehirlerde kurulan mülteci gettolarında kaçak yaşayan milyonlarca göçmeni kim soktu buralara? Kimlerin yaşadığı bile bilinmeyen ve kanunun hüküm sürmediği bu mahallelerin kurulmasına kim göz yumdu?
Türkiye’ye gelen mültecilerin mafyalaşması ve kendi içlerinde bile hesaplaşmaya başlamaları da dış güçlerin bir oyunu mu yoksa? İstanbul’un en elit semtlerinin yabancı mafya hesaplaşmalarının merkezi haline gelmesi, villa bahçelerinden çıkarılan cesetleri de mi Türkiye’nin yükselişini kıskanan “batılı ülkeler” organize ediyor?
AKP iktidarı tüm bu yaşananları yok sayıp büyükelçiliklerini uyarısını bir “komplo” olarak gösterebilir. Oysa ortada bir komplo falan yok. Türkiye sayısı bilinmeyen ve her an harekete geçebilecek uyuyan terör hücrelerinin olduğu bir ülke.
Güçlü ülkelerin kendi yurttaşlarını korumaya çalışmaları doğaldır; bunun da ötesinde devletin gücünün de göstergesidir.
Tuhaf olan şey ise asıl hedefte olan bizler olmamıza rağmen; bizi uyaracak, koruyacak ve kollayacak Türk Devletinin hiçbir şey yokmuşçasına davranması, üstelik söylentileri bir “psikolojik harekat” olarak nitelemesi.
Çok değil yine bir genel seçim öncesinde 2015’te şehirlerimizin göbeğinde katledilen yüzlerce vatandaşımızı hatırlamıyor muyuz? Ölen Türk vatandaşı olunca kolay unutuluyor tabii ki.