“Rusya-Ukrayna Savaşı kimin savaşı?” Bu soruya her ideolojik kamp, her mandacı odak kendi bakış açısıyla yanıt veriyor. Kimi NATO’nun savaşı diyor? Kimi Putin’in savaşı diyor? Kimi Biden’ın savaşı diyor?
İdeolojik açıklamaları tüketmek imkânsız gibi. Ancak bir de, yine son yılların moda tabiriyle, “sahadaki gerçek” var. Sahadaki gerçek; savaş anında tek bir anlama sahip. Savaş alanında ölen erkekler.
Putin, Ukrayna’ya savaş deklarasyonunu canlı yayında yaptı. Ona göre bu bir savaş bile değildi, çünkü Ukrayna diye bir ülke, ulus yoktu. Rus atalar bu toprakları kılıç hakkıyla “Osmanlı Türklerinden” almıştı. Şimdi 1917’den sonra Anavatan Rusya’dan koparılan topraklar kurtarılacaktı.
Putin’in hiç beklemediği gerçekleşti. Ukrayna diye bir vatan ve ulus vardı. Ve Ukrayna halkı vatanları için savaşmaya kararlıydı. Hemen bitmesi öngörülen “özel operasyon” ise 11 aydır devam ediyor. Rus ordusunun kayıpları, daha şimdiden Afganistan’da Sovyet Rusya’nın kayıplarını aşmış durumda.
Ukrayna kan revan içinde. Ukrayna halkının kayıpları büyük. Ancak gözden kaçırılan bir gerçek daha var. Rus ordusunda hiçbir taktik veya stratejik zekâ gösterilmeksizin öne sürülen, daha 20’sine bile basmamış binlerce genç 11 ay içinde hayatını kaybetti. Putin’in adeta insan kıyma makinesine dönüşen “askeri liderliğinin” kurbanı oldu.
Rus Ordusunun her yaptığı feci hatadan sonra “Putin’in bir bildiği vardır” sözü Rus mandacıların tek değişmez sloganı oldu. 11 aylık kan fırtınası sonrasında Rus savaş propagandacılarının tek doğru sözünün bu olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü Putin için gerçekten de bunca askerin harcanması bir savaş taktiği olabilir.
Bu yazıda aktaracağımız istatistikler, Rus savaş karşıtlarının medya organı Re-Russia’dan. Makalenin linkini de veriyoruz. (https://re-russia.net/en/analytics/050/)
Rus Ordusunun kayıpları üzerine pek çok tahmin yürütülüyor. Mediazone sitesi ve BBC, 17 Ocak 2023 tarihinde 11.662 ölüm, 99.000 kayıp tahmininde bulundu. Bu en düşük tahmin. Rus Telegram kanalı Volya ise yerel kaynakları kullanarak 98.110 ölüm, 190.485 kayıp sayısını veriyor. Bu en yüksek tahminlerden biri.
Ancak hemen hemen bütün haber kaynaklarının birleştikleri tek bir nokta var. Rus Ordusunun kayıplarının büyük çoğunluğu, etnik olarak Rus değil. 21 Eylül tarihinde Putin’in ilan ettiği kısmi seferberlikten hemen sonra 700 bine yakın Rus gencinin Rusya’yı terk ettiği tahmin ediliyor. Hedef ülkeler en çok Kazakistan, Türkiye, Gürcistan ve Ermenistan’dı. Rusya’dan kaçmaya fırsat bulamayanlar ise yine her zamanki gibi yoksul bölgelerde yaşayan, Rus olmayan halkların gençleriydi.
Savaşın ilk aşamasından itibaren paralı asker olarak cepheye sürülenler de genellikle azınlık halkların gençleriydi. Ancak kısmi seferberlik ile birlikte askeri alma büroları sadece Rus olmayan bölgelerde tam olarak işleyebildi. Bu ise ekim ve kasım aylarında Buryat, Dağıstan, Başkurdistan, Altay, Magadan ve Çukatka Özerk Bölgelerinde savaş karşıtı gösterilerin patlak vermesine yol açtı.
Savaş karşıtı Rus gençlerin büyük kısmı seferberlik kararı sonrası yurtdışına gittiği için, son aylarda savaş karşıtı gösterilerin “Özerk Bölgelerde” olması rastlantı değil. Bu konu Putin karşıtı Ruslar arasında da tartışılıyor çünkü “çevre oblastlar” ve “etnik özerk bölgeler” bugüne kadar rejimin en güçlü olduğu alanlar olarak görülüyordu.
Rusya’da “Özerk Ulusların” yeniden sömürgecilik karşıtı bir yönelime girmesi kaçınılmaz; çünkü savaş bazı çelişkileri kızıştırdı ve derinleştirdi. Rus Devletinin İstatistik Bürosunun -Rosstat- gizlemeyi unuttuğu veya gizlemek gereği bile duymadığı aşağıdaki veriler, Rusya’da Rus olmayan halkların, özellikle de Türk kökenli halkların yaşadığı büyük kıyımı gösteriyor.
Rosstat verilerine göre 24 Şubat ile 26 Aralık 2022 tarihleri arasında Rusya’da 100 bin erkek başına ölüm oranı 33. Ancak etnik Rus nüfusun çok daha seyrek olduğu Özerk Bölgelerde bu oran kat kat yüksek. Tuva Cumhuriyet’inde 100 bin erkekte ölüm oranı 172, Buryat Özerk Bölgesinde 162, Kuzey Osetya’da 109, Altay Cumhuriyeti’nde 102.
Rus Marksist sosyolog Boris Kagarlitski’nin Rusya kapitalizm, serflik ve sömürgecilik tarihini detaylı olarak incelediği “Çevrenin İmparatorluğu: Rusya ve Dünya Sistemi” kitabının önemli tezlerinden birini hatırlayalım. Kagarlitski, Çarlık Rusya’sında köylü nüfusunun arttığı ve köylü isyanlarının tehlikeli olmaya başladığı an, Rus Çarlarının Osmanlı’ya savaş ilan ettiğini tespit ediyor. Bu döngüyü kapitalist ticaret döngüleri ile birlikte ele alıyor.
Rusya’nın topraklarını güneye doğru genişleten bu kanlı savaşlarda, Rus Ordusu çoğu zaman Türklerden daha çok kayıp veriyordu. Ancak Kagarlitski’ye göre Rus Genelkurmayı için lojistik felaketler ve insan kaybı hiçbir zaman önemli değildi. Çünkü Rus köylüsü, yüz bin yüz bin ölse de milyon milyon çoğalırdı.
Rusya’nın aşırı kanlı ve plansız savaş seferleri sadece Rus yayılmacılığına hizmet etmiyordu. Bu aynı zamanda bir tarım politikası ve demografi planlamasıydı. Fazla buğday İngiltere’ye ihraç edilmeli, fazla köylü savaş meydanında tüketilmeliydi. Aksi durumda, aynı köylü Çar’a isyan edecektir. Rus Çaricesi Katerina’nın yerine koyun kendinizi. Pugaçevlerle uğraşmaktansa, Osmanlı’ya karşı kutsal savaş vermek, hem köylü tüketip hem toprak kazanmak daha kolay ve verimli değil midir?
Kagarlitski’nin bağlı olduğu “Dünya Sistemi” ekolü iktisadi döngüleri ve nüfus döngülerini aşırı indirgemeci ele almakla eleştirilir. Ancak Çarlık dönemindeki Rus nüfus patlamaları ile Rus savaş tarihi arasında bağ kurmak yanlış değildir. Aşağı yukarı bütün Avrupalı sömürgeci güçler, ülke içinde nüfus patlamasının yarattığı büyük tazyiki engellemek için yeni sömürge seferleri başlatma yoluna belli dönemlerde girdi.
Peki, ama Rusya’daki toplam nüfus yıllardır büyük bir düşüş halindeyken, Putin’i eski Çarların girdiği kıyım yoluna iten nedir?
İşte burada gerçek etnik kıyımın kanıtı var. Rusya nüfusu düşüyor ancak bu nüfus içinde Rus olmayan ulusların oranı her yıl artıyor. Yani aslında Rus demografisi düşüyor ancak Rus olmayan demografi yükseliyor. Jirinovski’den Dugin’e kadar bütün Rus şovenistlerinin sürekli ele aldıkları bir “tehlike” bu.
İşte Ukrayna kışında yok edilen gençlik bu gençlik! Rus şovenizmi için Rus olmayan halkların yoksul gençleri yok ediliyor.
Avrasya-Atlantik masalları ve bin türlü farklı renkten mandacı, emperyalist yorumun ortasında, Rusya’da yaşayan Türk kökenli ve diğer ezilen halklar yeni bir etnik temizliğe tabii tutuluyor. İşte, alın size sahadaki gerçeklik!
Birkaç haftada Ukrayna’yı teslim alacağını ileri süren Putin’in gerçekten büyük öngörüsünün (!) şaşmadığı tek nokta bu olabilir: 3 hafta veya 3 yıl sürse de savaşta yok edilen yine “Halkların Hapishanesindeki” ezilen ulusların gençleri oluyor. Rus Genelkurmayına göre hava hoş!